Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Uzman önerileriyle müzik ve kitap arşivinizi genişletmeye, yepyeni isimler keşfetmeye, yaşama dair ilham veren tavsiyelere hazır mısınız? Serimize, Türkiye’nin öncü eğlence pazarlama şirketi Pozitif’ten Elif Cemal ile devam ediyoruz.
Fotoğraf: Miguel Reveriego, Moda editörü: Konca Aykan
Günlerimiz, cevabı olmayan sorularla birlikte akıyor. Bahar ve yaz aylarında gitmeyi planladığımız festivaller, etkinlikler ve konserler birer birer iptal oluyor. Fakat her şeye rağmen bizi hareketlendiren müzikler, günün en beklenmedik anlarında içimizde sesini yükseltiyor, en sevdiğimiz sanatçıların o unutamadığımız konser sahneleri zihnimizde birden yüzeye çıkıp sisleri dağıtıyor, görüşümüzü netleştirip hayat motivasyonumuzu artırıyor.
Vogue Türkiye moda koordinatörü Merve Bayram, işte bu iyi hissetme halini sürdürecek serotonin artıran öneriler için işi bilenlere başvurdu. Bu yazı dizisinde, kültür-sanat ve eğlence sektörlerine yön verenlerin evde neler dinlediklerini, neler izleyip okuduklarını ve bu süreçte neler hissettiklerini bulacaksınız.
Ezhel, Gazapizm, Murda... Arada Nicola Cruz veya Circle’dan DJ setler, Türkçe eski şarkılar, bol bol mantra ve Budist ilahiler, klasik müzik, Işıl Kılkış’ın Radyo Babylon’daki programı Multiverse’i dinliyorum bu aralar.
Gelgitli ruh halimi Trevor Noah ve Hannah Gadsby’nin stand up’larıyla yükseltmeye çalışıyorum. Kaan Sezyum ve Deniz Özturhan’ın YouTube’daki programları Saygıdeğer Eski Eşim’i ve Horrible Bosses gibi komedi filmlerini izliyorum. The Social Distancing Festival’dan global dijital etkinlikleri takip etmeye çalışıyorum. Dijital konserlerden Ahmet Ali Arslan’ın kendi kanalından yayınladığı konserini izledim. Bunların dışında online meditasyon ve yoga dersleri şu sıralar hayat kurtarıyor.
Son zamanlarda bolca sektörel haber, kısa makale ve sosyal medya içeriği okuyorum. Bunların dışında roman okumaya konsantre olmakta zorlansam da Nijeryalı yazar Chimamanda Ngozi Adichie’nin Yükselen Güneşin Ülkesinde adlı romanını, Budist eğitmen ve psikolog Tara Brach’in Radical Acceptance adlı henüz Türkçe’ye çevrilmemiş kitabını ve Barış Akpolat’ın Ezhel’le 200 Saat: Kazıdım Tırnaklarla adlı kitabını okuyorum.
Kokoko!, God Speed You Black Emperor, Nick Cave & The Bad Seeds ve Neil Young.
Eskiden çoğunlukla sebze ağırlıklı sade yemekler yapıyordum ama bu süreçte bolca vaktim olduğu için yeni tarifler denemeye başladım. Fırında vegan mücver, Fransa’da nohut unundan yapılan bir sokak yemeği olan socca ve vegan bolognese sosun yanı sıra veggieoption.com’dan da bolca tarif deniyorum.
Değişken ruh halleri içinde yaşamımızı sürdürürken, bu süreçte büyük kararlar almak bence sağlıklı değil. Ancak bir taraftan da günlerimiz beyin jimnastiği yapıp kendimize “bunu yapsaydım nasıl yapardım?” diye sorduğumuz bir sürü anla dolu. Dolayısıyla bir karar veremesen bile kimi düşüncelerini geleceğe ışık tutmaları için bir kenara yazıp saklıyorsun. En azından şimdilik. İleride bu çıkarımlardan çok ders alacağımıza inanıyorum.