Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Paris Erkek Moda Haftası'nın sonunda gizliden gizliye bir tartışmadır gidiyor: modası hiç geçmeyecek tasarımlar veya bugünün tarihini atan parçalar, hangisinden buyururdunuz?
Modası geçmeyen moda, tarih atmayan tasarım. Tarih ve moda kelimeleri yan yana gelince ister istemez Yves Saint Laurent’in dillere dolanmış sözü hemen akıllara geliyor: Moda geçer, stil baki kalır. Konumuz stil ve moda arasındaki fark değil ancak ikisinin de sahip oldukları zaman olgusu. Eğer stil tamamen kişisel bir şeyse Oscar Wilde: Stil kim olduğunu, hayata karşı ne söylemek istediğini bilmek ve kimseye taviz vermemektir. Modanın veya bizim moda diye adlandırdığımız kavramın daha çok endüstri ile alakalı olduğunu söyleyebiliriz. Moda kelimesi ile bir kişiyi eşleştiremeyiz ama stil ile eşleştirir, o kişinin ne kadar stil sahibi olduğunu söyleyebiliriz örneğin. Trendler, sokak stili, moda dergileri, satın alma matrisleri, dünyanın ta kendisi ve hepsi moda kavramını elbette etkiliyor. Ama stil daha çok karakterle alakalı.
Stilin de karakter gibi dönüştüğünü bilsek de modaya göre daha az dönüşümlü bir şey olduğunu kabul ederiz. Şimdi eğer stili modadan ayırarak böylece bir kenara bıraktıysak karşımıza bir engel daha takılıyor. Modanın yani yılda iki gere gösterilen (erkek koleksiyonları) defilelerde karşımıza çıkan bizim her seferinde içimizde karşımıza güzel bir şeyin çıkacağına dair belli bir güvenle gittiğimiz defileler.
Hermes Erkek stüdyosunun başındaki isim Veronique Nichanian ‘bu yaptığım bir devrim değil dönüşüm idi’ diyor. İçimizdeki güveni pekiştiriyor. Modası geçmeyen moda için ilk adres olan Hermes, lüksü en kolay ulaşılabilir şekil ve formlarda yakalayarak yine gücünü ortaya koymuş. Moda evinin şaşırtacağı noktası yine terzilikteki kusursuzluk ve kaliteli kumaşlar. Hemen yanımda duran Metin Gürsoy, ‘Hermes Veronique’in genlerine işlemiş’ diyor. Dile kolay markada 25. yıl.Yapılanmış ve esnek silüetlerin buluştuğu, koyu ton referanslarının çok olduğu grafik efekti de bol bir koleksiyon çıkarmış Nichanian. Ama tamemen şehrin içinde bu sezonun ciddi Hermes erkeği, sanki sokağa çıkmak için yaratılmış. Tasarımcı kaşmir pamuk , deri ve yün kumaşlardan vazgeçmemiş. Hermes de ilhamını formun ve kesimin ta kendisinden alanlardan, başka temaya, ilhama ihtiyaç yok.
Jonathan Anderson ‘klasik parçaları alarak onlara yorum kattım’ diyor Paris’te sergilediği son Loewe koleksiyonu esnasında. ‘Loewe için kültürel bir peyzaj oluşturmaya devam ediyorum ve bu noktada bu çalışmayı gerçekleştirmek önemli’ diye de ekliyor. Koleksiyonda belki de en çok dikkat çeken zamansız parçalara eklediği detaylar, Anderson modası hiç geçmeyecek parçalara bugünü ekliyor. Tabii İspanyol moda evi için Jonathan Anderson'un tasarladığını asla unutturmayacak parçalar da koleksiyonda yerini almış, tiftik kazaklar, Andersonvari süeterler, birbirine karışan renk demetleri.
Renkli, genç, bol mesajlı Kenzo bu sezonki selamını uzaklara çakıyor: UFO’lara. Humberto Leon ve Carol Lim’in her defile sonrası basına verdiği açıklamalarda dikkat çeken bir şey var: yaşadıkları çevreye olan hassasiyetleri, bugün onlar için önemli, onlar toplumun sorduğu soruları tasarımlarıyla da yinelemeyi tercih ediyorlar. Bunu yaparken destekçileri kumaşları ve kullanmayı çok sevdikleri baskılar. Modası geçmeyecek zamansız parçalar yapmak pek ana hedefleri imiş gibi gözükmüyor. Onlar bugünde ve bugünün onlara sunduklarındalar, hem yarına kim öle kim kala. Kenzo defilesinin onur konuğu italyan sanatçı Maurizio Cattelan'ın iyi tasarım tarih atmaz mı sorusuna cevabı ise şöyle: Moda eğlenmektir!
Şimdi karar verme zamanı: Gardrobunuzda modası hiç geçmeyecek, her zaman sizinle olacak güvenilir bir parça mı istiyorsunuz yoksa anlık, dönemsel heyecanlar ile bugünü mü yaşamak , üzerinize giydiğinizle bugünü yaşatmak mı, size göre sadıklık mı daha önemli yoksa şimdi ve burada olmak?