Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Teknolojinin hayatımıza karışmasıyla evrim geçiren görgü kurallarını resmiyete dökmenin sizce de vakti gelmedi mi?
Fotoğraf: Black Mirror dizisi/IMDB Arşivi
Teknolojinin hayatımıza karışmasıyla evrim geçiren görgü kurallarını resmiyete dökmenin sizce de vakti gelmedi mi? Ofiste, davette, sokakta ve sosyal medyada bazen göz devirten bazen yaka silktiren, çoğunluğu bilinçsizce yapılan sinir bozucu eylemleri merceğe aldık. Modern çağda sosyal hayata kılavuzluk edecek adabı muaşeret kurallarını, sanal alemde bıyık altından güldüren davranışları ve emojilerin gizli anlamlarını araştırdık. Bu sayfalarda sıralananları öğrenmek ilişkilerinize, dijital kimliğinize ve sosyal statünüze boyut atlatabilir. Uyarması bizden, karar sizin.
Newton’ın üçüncü kanununa göre, her etki, zıt ve eşit büyüklükte bir tepkiyle karşılaşır. An itibariyle dijital statümü özetleyen bilimsel bir gerçek bu. Teknolojinin hayatımı kolaylaştırdığının farkındayım. Ancak zaman zaman, e-mail, mesaj, sesli mesaj, DM, story ve selfie’lerle bombardımana tutulduğum uçsuz bucaksız dijital evrenden iletişim ritüellerinin daha basit olduğu ilkel çağlara ışınlanmak istiyorum. Bu ruh halime koyduğum bir teşhis de var: Dijital menopoz. Belirtiler mi?
-Gece yarısı yastık altından dürten WhatsApp mesajlarını yanıtlama içgüdüsüyle gelen sıcak basması, uykusuzluk
-Beklenmedik Facetime aramalarıyla hızlanan kalp atışları
-Rehberde kayıtlı olmayan numaralara istemsiz şüpheci yaklaşım
-Grup selfie’lerinde poz vereceğim derken çene, boyun ve kollarda nükseden kas ağrısı
-Restoranlarda yemeğin fotoğraflanmasını beklerken gelişen sinir hali
Kötü haber şu: Cast Away’deki Tom Hanks gibi ıssız adada bir voleybol topuyla baş başa yaşamadığım sürece teknolojiden kaçışım yok. İyi haber ise dijital menopoza erken yaşta yakalanan biri olarak yalnız olmadığım. Kaldı ki, Instagram detoksu, yoga ve meditasyonun yanı sıra ‘60 saniye dur ve hiçbir şey yapma’ uyarısında bulunan wellness uygulamaları da, teknolojiden uzaklaştıran inziva deneyimleri de günümüzde hayli popülerleşti. Peki, dijitalleşmenin yan etkilerini hafifletmenin daha kolay bir yolu yok mu? Başka bir deyişle, kişisel ve teferruatlı yaklaşımlardan öte çözüm, birbirimize sağduyulu davranmaktan geçiyor olabilir mi? Sokakta, toplu taşıma araçlarında kulaklık kullanmadan video izlemesek örneğin, fena olmaz mı sizce de? Telefonda yüksek sesle konuşarak çevremizdekileri esir almasak veya e-mail gönderdikten sonra WhatsApp’tan ‘Geldi mi’ diye didiklemesekkarşımızdakini? Bu tür durumlara maruz kalıyorsanız veya ‘sorun bende değil, diğerlerinde’ diyenlerdenseniz, bir sonraki sayfadaki maddeleri gözden geçirmeniz önemle rica olunur. Zira, iğneyi kendimize çuvaldızı başkalarına batırmak suretiyle hazırladığımız bu nezaket kılavuzundan hepimizin öğrenecekleri var.
Fotoğraf: Black Mirror dizisi/IMDB Arşivi
Müsait olmadığınızda çalan telefonu açıp, karşınızdakinin sözünü ‘Müsait değilim’ diyerek kesmeyin. Telefonu hiç açmayın.
-Bir tanıdığınızdan meslektaşının cep telefonunu istemeyin. Aynı ofisi paylaşsa da başkasının özel bilgisini paylaşma yetkisi yok. #VogueKuralı
-Sesli mesaj bırakmak tarihe karıştı. Dinozorların bilgisine.
-Anksiyete sorunu olanlar, WhatsApp’ın ‘okundu’ fonksiyonunu kapatmanız önemle tavsiye olunur.
-Biri size WhatsApp üzerinden üç soru sorduysa, armut seçer gibi yalnızca birini cevaplamayın.
-E-mail gönderdikten hemen sonra WhatsApp’tan ‘Geldi mi?’ diye sormayın. Geldi. Kanal değiştirmeyin. E-mail’e e-mail ile cevap verin.
-Tanımadığınız insanlara, kırk yıllık ahbabınız gibi WhatsApp üzerinden ‘Selam’ yazıp şak diye ricada bulunmayın. E-mail ile iletişime geçin veya önce kendinizi tanıtın.
-Hafta sonlarında veya ofis saatleri dışında patronunuzu, çalışanınızı veya meslektaşınızı acil olmayan konularla WhatsApp’tan mesaj yağmuruna tutmayın.
-Gece yarısı WhatsApp mesajı göndermeyin. Uyuyoruz. (E-mail gönderebilirsiniz.)
-Reply All (Tümünü Yanıtla) butonuna tıklamadan önce iki kere düşünün. İnsanların kendileriyle alakasız yirmi e-mail okumaya vakti olmayabilir. Bu özelliği yalnızca e-mailde kopyalanan herkesin iştirak etmesi gereken konularda kullanın.
-Bir. Cümleyi. Beş. Mesaja. Bölmeyin. Sonu gelmeyen ‘ding, ding, ding!’ tonlarıyla karşınızdakini ambale etmeyin.
-Bir Elon Musk, bir Je Bezos veya Anna Wintour değilseniz, işle alakalı bir e-mail veya mesaja ‘Tmm’, ‘OK’ gibi iki-üç harflik cevaplar vermeyin. ‘Tamamdır’ veya ‘Anlaşıldı’ yazamayacak kadar yoğun değilsiniz muhtemelen. Baş parmak emojisi WhatsApp’ta kabul edilir bir cevap.
Fotoğraf: Black Mirror dizisi/IMDB Arşivi
-Parti organizasyonu için WhatsApp grubu kurmayın. Davetlilerde, kimlerin geleceğine dair merak uyandırın.
-Düğün davetiyesinde hashtag (#) sembolü yoksa, evlenen çift, özellikle de gelin fotoğraf paylaşmadan Instagram’a sarılmayın.
-İkili bir buluşmada, sıkıldığınız anda Instagram’a veya Candy Crush oyununa saracakmış gibi göz ucuyla telefonunuzu kesmeyin. Karşınızdakini strese sokmayın.
-Biriyle buluşmuş sohbet ederken, o sırada telefonunuza gelen mesajlara cevap vermeden önce düşünün. Göz hizanızdakinin size vereceği görgü notu, telefonun öteki ucundaki kişinin vereceği verim notundan daha önemli olabilir.
-Davetlerde telefonu eline alan ilk kişi siz olmayın. İnsanlar sosyal becerilerinizden şüphe edebilir.
-Sosyal ortamlarda, insanları telefon konuşmanızı dinlemeye mahkum etmeyin. Ortamdan uzaklaşın veya düşük volümde konuşun.
-Konserlerde hatıra niyetine video çekin ama baştan sona canlı yayın yapıp insanların eğlence deneyimine limon sıkmayın. Anı yaşayın.
-Misafirlikte, ev sahibinin evcil hayvanlarının fotoğrafını paylaşın ancak evinin ve çocuklarının fotoğraflarını izinsiz paylaşmayın.
-Kalabalık yemek davetlerinde, hesabın eşit olarak bölüneceğini bile bile bonkörce sipariş vermek de, herkesin aşağı yukarı aynı siparişi verdiği masalarda telefondan hesap makinesini açıp yediğinizi kuruşu kuruşuna hesaplamak da hoş olmuyor. Ortamı gözlemleyin ve uyum sağlayın.
-Gittiğiniz ev partisinde müziğe dadanıp, telefonunuzdan yayın yapmayın.
-Instagram’da yükselen wellness trendlerinden sohbet açın ancak unutmayın, vegan beslenmek güzel, iki saat boyunca başka bir şey konuşmamaksa hiç güzel değil.
-Biri size telefonundan bir fotoğraf gösterdiğinde, telefonu elinize alıp ekranı sağa sola kaydırmayın, başkalarının galerisinde kafanıza göre takılmayın.
-Kendi paylaşımlarınızı like’lamayın. Selfie’ler yeterince egosantrik.
-Hayatınızın sıkıcı gündelik detaylarını Instagram, Snapchat, YouTube’da rahatlıkla paylaşabilirsiniz. (Araştırmalara göre, paylaşımlarınız istikrarla sıradan olursa takipçi sayınız da bir o kadar artabilir.)
-Repost yaptığınızda, bir başkasının fotoğrafını kullandığınızda kredi verin. #VogueKuralı
-Instagram’ı bir mini blog olarak kullanmıyorsanız, fotoğraf altına destan yazmayın, kimse okumuyor. #KendimeNot
-Takipçilerinizi art arda paylaştığınız klişeleşmiş özlü sözlerle bombardımana tutmayın. Gandhi değiliz, hiçbirimiz.
-Havalara girmeyin. Tanıdığınız biri paylaşımınıza yorum yaparsa, mutlaka cevap verin veya yorumu like’layın.
-Biriyle münakaşa ettiyseniz, Instagram paylaşımlarınızda o kişiye üstü kapalı göndermeler yapmayın. Takipçileriniz neden bahsettiğinizi anlamamakla beraber biraz kaçık olduğunuzu düşünebilir.
-Yeni ilişki terimi IGO(Instagram Official) ile tanışın. Yani, romantik ilişkinizi paylaşımlarla Instagram’da duyurun, resmiyete dökün.
-Sevgilinizin doğum gününü, ilişkinizin yıl dönümünü Instagram’da kutlayın ama her paylaşımda ilanı aşk etmeyin. Ona âşık olan sizsiniz, biz değil.
-Sevgilinizle ortak sosyal medya hesabı açmayın.
-Eski sevgiliyi takipten çıkarmamak stalker potansiyelinizi had safhalara taşıyabilir. #KesinBilgi
-Gittiğiniz tatilden dakikada bir paylaşım yapmayın. Anladık, Karayipler’desiniz. (Story paylaşabilirsiniz.)
-Sizin tanrıça gibi arkadaşlarınızınsa berbat göründüğü fotoğraları paylaşmayın. #KadınDayanışması
-Arkadaşlarınızı ‘Bu fotoğrafın altına ne yazayım’ sorularıyla bunaltmayın.
-Toplu selfie çekerken ekranda en güzel pozumu bulayım diye arka plandaki insanları ağaç etmeyin.
-DM üzerinden hoşlanılan kişiyle iletişime geçme durumunu tarif eden Slide into your DM’s deyiminin modası geçmek üzere, bilginize.
-Takip ettiğiniz kişinin bir sene önceki fotoğraflarını art arda like’lamayın. Sapkın olduğunuzu düşünüp sizi engellerse şaşırmayın. #StalkerVibes
-İnsanları rastgele Facetime ile görüntülü aramak, bir önceki jenerasyonların hoş görmediği çat kapı misafirlik ile eş anlamlı. Aramadan önce bir mesaj ile haber verin.
-WhatsApp, doğum günü, terfi ve yeni yıl tebrikleri için ideal bir platform. Gönlünüzce kullanın. Özel telefon bekleyenlere, hangi çağda yaşadığımızı kibarca hatırlatın.
-Kamu alanlarında, sokakta, kafede kulaklık kullanmadan video izlemek veya müzik dinlemek kabul edilir bir davranış değil.
-Kaldırımda telefona gömülüp kaplumbağa hızında yürüyecekseniz, en sağ şeride geçin.
-Markette, kafede, bankada, havalimanında sıra size geldiğinde telefonda konuşuyor olmayın. Arkanızda bekleyenlerden homurtular yükselebilir.
-Toplu taşıma araçlarında telefonda yüksek sesle konuşarak özel hayatınızı afişe etmeyin. (‘E, sonra ne olmuş’ diyesi geliyor insanın.)