Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Siz de ne iş yaptığınız sorulduğunda cevap vermekte zorlananlardan mısınız? Yalnız değilsiniz! Çağımızda tek bir işe odaklanıp o konuda uzmanlaşan sayısı gittikçe azaldı. Artık ilgi alanlarınızdan birini seçmek zorunda değilsiniz, siz de bir slashie olabilirsiniz. Slashie derken, Instagram’da gittikçe sık karşılaştığımız “Influencer/Girişimci/Tasarımcı” ve benzeri “bio”su olanlardan bahsediyorum.
Fotoğraf: Ben Weller
Yıllar önce tutkumun, yani icra etmek için dünyaya geldiğim “o mesleğin” ne olduğunu keşfetmeye çalışırken, “Neden bazılarımızın dünyaya gelişinin tek bir sebebi yok?” isimli bir TED konuşmasına denk gelmiştim. Yazar Emilie Wapnick tarafından yapılan o konuşmada, tutkumuzun tek bir şey olması gerekmediği, hatta farklı alanlara olan ilgimizin bizi kişisel olarak geliştirip uzun vadede başarılı olmamıza büyük katkısı olduğunu anlatıyordu. Farklı alanlardaki deneyim, ilgi ve yeteneklerimizin nasıl birbirini beslediğine de örnek veren bu konuşmayı izlediğim an, birden fazla tutkumuz olmasının gayet normal olduğunu ve istikrarlı çalışmayla hepsinde başarılı olabileceğimizi ilk fark edişimdi.
İlk kez Marci Alboher’in Bir Kişi/Birçok Kariyer kitabında kullanılan, Collins sözlüğüne göre kelime anlamı “Birden fazla işten gelir sahibi kişiler” olan slashies terimi, aldığımız farklı rolleri anlatmak için kullandığımız slash (taksim) işaretinden geliyor. Slashies, veya yazar Emma Gannon’un aynı isimli kitabında bahsedilen adıyla “multi-hyphenate”, hayatımıza yeni giren bir terim olsa da, oradan oraya koşturan bu kişiler oldum olası hayatımızda. Özellikle alınan rollerin birbiriyle ilişkisinin iç içe geçmiş olduğu eğlence, medya ve moda gibi sektörlerde kullanılan bir terim olsa da, slashie olmak için belirli bir sektörde olmanız şart değil.
Bankrate tarafından 2019 yılında yapılan anket, Amerikalıların neredeyse yarısının asıl işleri dışında gelir getiren başka bir işle uğraştıklarını ortaya çıkarmış. X kuşağının üniversiteyi bitirip, bir şirkette işe başlayıp, senelerce orada, tek bir konuda uzmanlaştığı zamanlar ufukta kayboluyor. Bankrate’in aynı anketinde anlaşıldığı üzere Y kuşağının yüzde 48’inin birden fazla işi varken, bu oran X kuşağı için sadece yüzde 39.
Çok erken yaşlardan itibaren yazmak, anlatmak, üretmek istediğinden emin olduğunu anlatan marka yöneticisi/yazar/stilist/influencer/sunucu Asena Sarıbatur da, kendini geliştirmek için mümkün olduğunca farklı deneyimler kazanmış. Kariyer yolculuğunda yapmak istediği şeyleri deneyerek ve hissederek anladığını söyleyen Sarıbatur için en büyük yol göstericisi iç sesi olmuş.
Artık neredeyse her hobimizi para kazanabileceğimiz birer kariyere çevirebilmemiz, bizi yeni ilgi alanlarımızın üzerine gitmeye sevk ederken, bize kendimizi farklı alanlarda geliştirebilme imkanı sunuyor. Normun uzmanlaşmaktan farklılaşmaya kaydığı günümüzde teknoloji ve bilgiye ulaşımın kolaylığı, slashie’lerin önünü açtı. Hayallerimizi hayatımızdan ayıran çizgiler artık o kadar kalın değil. Hep hayalini kurduğumuz tasarımcılık kariyerine Udemy veya YouTube gibi platformlardan dersler alarak adım atabiliriz veya karikatüre olan ilgimizi çizimlerimizi sosyal medya platformlarından paylaşarak gösterebiliriz. Yaratıcılığımızı kullandığımız ve zamanımızı ayırabildiğimiz sürece, ilgi alanlarımızı kariyere dönüştürmemizin önünde ne engel kaldı?
Maddi belirsizliklerimizin/güvensizliklerimizin bir sonucu olarak gelirimizi tek bir işe bağlamak istemiyorken, aynı zamanda yaratıcılığımızı da sınırlamak istemiyoruz. Slashie’ler hem tek bir işte çalışarak kendilerini kısıtlamıyor, hem de gelirlerini tek bir işe bağlamıyor. Tutkumuz ve ne iş yapmak istediğimiz konusunda çok emin olsak da slashie olmak bize yarar sağlayabilir. Neden mi? Çünkü birçoğumuzun tutkusu, refah içinde bir hayat sürdürmemiz için yeterli olmuyor. Bu tutkularımızdan vazgeçmek mi demek? Tam tersine! Slashie olmak, maddi güvencemizi sağlayacak bir işimiz de olduğu sürece, bir yandan tutkumuz olan işi de icra edebilmek demek.
Gannon ile konuştuğumda, her günümüzün farklı geçmesinin slashie olmanın en cazip yanlarından biri olduğuna değiniyor. Etrafımızdaki uyaranların ve seçeneklerin artmasıyla, odağımızı ve enerjimizi tek bir şeye harcamak bizi tatmin etmemeye başladı. Odaklanabildiğimiz süre gittikçe azalıyor, ilgimizi tek bir şeye vermekte zorlanıyoruz. Slashie olmak burada devreye giriyor.
TED konuşmasında Wapnick’in de bahsettiği gibi hem farklı ilgi alanları ve yeteneklerin birbirini beslemesi, hem de bizim perspektifimizi genişletmesi, bu avantajların en önemlisi sayılabilir. Geçtiğimiz kasım ayındaki ani ölümüyle sadece moda dünyasını değil, bütün dünyayı sarsan Virgil Abloh’nun Off–White ve Louis Vuitton Erkek Giyim kreatif direktörü olarak moda sektörüne imzasını attığı sırada, Mercedes-Benz ile yaptığı araba tasarlama projesi ve Evian’la yaptığı geri dönüştürülmüş plastik şişe tasarlama projesi, onu son yılların en ilham verici slashie’lerinden biri yapıyor. Abloh gibi, Celine’in kreatif direktörü Hedi Slimane’ın da aslında moda sektöründen gelmediğini biliyor muydunuz? Slimane’ın asıl mesleği fotoğrafçılık. Yakın zamanda Celine’in kreatif direktörü olduğu sırada gösterime sunduğu Sun of Sound isimli fotoğraf sergisi, 2021 yılında bütün sanatseverler tarafından büyük ilgi gördü. Farklı meslek alanlarından gelmiş olmaları Abloh ve Slimane’a engel yaratmak yerine onlara moda dünyasında onları farklılaştıran vizyonlarını kazandırdığı çok açık.
Bir alandaki bilgi, deneyim ve becerimizi bir başka alana taşımak bizim gelişmemizi sağlarken bizi eşsiz de kılıyor. Sarıbatur’un da dediği gibi; “Genel anlamda ben hepsinin birbirini beslediğine inanıyorum. Yazı yazmak, styling yapmak, fotoğraf çekebilmek, sosyal medyada aktif projeler yapmak şu an marka yönetim sürecimde çok büyük kolaylık sağlıyor örneğin. Bir gün geliyor tüm kazanımların, emeklerin bir çatı altında buluşuyor.” Gannon ise yazarlığının daha iyi bir konuşmacı olmasında, podcast sunmasının da yazarlığında büyük bir katkısı olduğundan bahsediyor.
Öte yandan, tutku veya tutkularımızla uğraşırken para kazanmak, sıkılmamak ve farklı gelir kaynaklarına sahip olmak kulağa her ne kadar heyecanlandırıcı gelse de, bir slashie olmak o kadar da kolay değil. Bir kere organizasyon becerilerinizin güçlü olması şart. Öncelikleri belirlemek ve zamanı doğru kullanmak büyük önem taşıyor. Sarıbatur’un tavsiyesi cesur olmak, kendinin ve yetilerinin farkında olmak, kapsamlı düşünüp planlamalarını doğru şekilde yapmak. Gannon’a sorduğumuzda ise, “Hayır demeyi öğrenebilmek” diyor.
Bir başka püf nokta, kendini geliştirmek. Birden çok işte çalışmak demek, birden fazla konuyu öğrenmek için zaman harcamak demek. Fazla mesai beklenebilir ve doğal olsa da, beraberinde tükenmişlik sendromunu getirebilir, buna da dikkat etmek gerek.
Verdiği özgürlük ve maddi güvenceyle özellikle gençler için gayet cazip olan birçok farklı işte çalışmak, yani Slashie olmak, tek iş ve rolle ilgilenmekten daha mı iyi? Bu, kesinlikle tartışılır. Cevap kişiden kişiye, aldığımız rolden role ve zamandan zamana değişmekle beraber, Gannon’un da belirttiği gibi slashie’ler hayatımızda daha uzun süre var olacak gibi görünüyor.