Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Dijital dünyanın hızı baş döndürmeye devam ederken analog günlere dönmek bize iyi gelebilir mi?
Kendinizi akıllı telefon ve bilgisayarlarınızın ekranlarına sıkışmış gibi mi hissediyorsunuz? Telefonunuzu elinizden bıraktıktan kısa bir süre sonra yeniden elinize alıp sosyal medya hesaplarınızı kontrol ederken buluyor musunuz? Her şey, geri dönüşü olmayan bir şekilde dijitalleşirken, belki tam da şu an geçmiş alışkanlıklarımızı yeniden gündeme almanın vaktidir.
Şarj etmenizi gerektirmeyen basit uğraşlar, dört bir yanımızın dijitale taşındığı günümüzde gün geçtikçe popülerleşiyor. Mutfakta daha çok vakit geçirmek, seramik ya da örgü örmek gibi yeni hobiler kazanmak, bahçe ve bitki işlerine merak salmak yeni aktivitelerimiz arasında kendilerine hızlıca yer bulurken masa ve kart oyunları da arkadaş buluşmaları ve ev partilerinin yükselen yıldızı olmayı başarıyor.
Arkadaşlarımla bir araya geldiğim ev partilerinde birkaç kişinin eli usulca telefona gittiğinde hemen ardından yükselen şu sesi de duyuyorum örneğin: “Hadi hep birlikte bir oyun oynayalım!” Üstelik tüm bunları sıkıcı ve “eski” şekilde yapmak zorunda da değilsiniz. Arkadaşlarınızla oyun oynamanın tadını çıkarırken kaydını açtığınız bir kamera ne kadar çok eğlendiğinizi hatırlayabileceğiniz bir arşiv de oluşturabilir.
Arşiv oluşturma demişken… Sosyal medyayı ve özellikle fotoğraf çekmeyi bu kadar sevmemizin temel nedenlerinden biri de anılarımızı kaydetmek ve bu anları istediğimiz zaman hatırlayabilmek. Ancak kabul edelim ipin ucunu biraz kaçırdık. Beğenmediğimiz fotoğrafları anında yok etmek, rötuş ve shop’ları “abartmak” ya da sadece sosyal medyada paylaşmak için önceden hazırlanılan anlara dönüştürmek düştüğümüz hataların ilk akla gelenleri… Fakat bu konuda da analoga dönüş mevcut. Instax kameralar çantalarımızda kendine kolayca yer buluyor, eğlendiğimiz anlar gerçekten sadece hatırlanmak için kaydedilmeye başlıyor.
Bununla birlikte, analoga geçmenin belki de en kolay ve en tatmin edici yolu, kalem ve kağıt kullanmak. El yazısıyla yazılmış notlar, küçük hediyelere iliştirilmiş kişisel mesajlar, espirili bir dille yazılmış doğum günü kartları… Günümüzde davetiyelerden, kutlamalara her türlü iletişimi dijitale taşıdığımızı düşündükçe bu küçük ama önemli değişimin hayatınızı nasıl etkileyebileceğini fark edeceksiniz. Hepimiz biliyoruz ki e-postalar ve okunmuş mesajlar en sonunda çöp kutusuna gidiyor! Hatta biraz daha el artırıp bugünlerde neredeyse imkansız hale gelen kartpostal ve mektup alışverişini yeniden gündeme getirebilirsiniz.
Tüm bunlara ek olarak kendinize verebileceğiniz en güzel hediyelerden biri de dijital not defterlerinizi ve hatırlatıcılarınızı rafa kaldırıp yeni bir planlayıcı ve günlüğe başlamak olacaktır. Bir fikri ilerletmenin veya düşünceleri hafızaya kazımanın yazmaktan daha iyi bir yolu olabilir mi? Hiç sanmıyoruz.
Tabii, “Neden dijital bir dünyada analoga geçmek için can atıyoruz, sadece duruma uyum sağlamaya çalışsak olmaz mı?” diye sorabilirsiniz. Gece yarısı gelen ani bildirimler, kendinize vakit ayıramadığınızı hissetme, her şeyi sadece yapmış olmak için yapma hissi gibi sorunlardan yakınmıyorsanız elbette dijital dünyanın sıcacık ve henüz sizi ele geçirmemiş kollarına sıkıca sarılmaya devam edebilirsiniz. Ancak eski güzel günlerde olduğu gibi haftalık bölümler halinde bir TV dizisi izlemeye, kafasını ekrandan kaldırmaya, kendine vakit ayırmaya ve biraz da yavaşlamaya ihtiyacı olanlar. Sizi anlıyoruz: Asla yalnız değilsiniz. Nostalji bazı anlarda, tam da ihtiyacımız olan şeye dönüşebiliyor.