Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Sizin de sosyal medya akışınız çocuksuz kedili kadınlar ve kocalarına kul köle olan geleneksel eşlerin kafa karıştırıcı düalitesinden meydana gelmeye başladı mı?
TikTok’ta sonuna -core eklenen mikro moda trendlerine ve yaşam stili akımlarına uzunca bir süredir alışkınız. Ancak bu yaz sosyal medyada bambaşka alanlarda bambaşka kavramların türetilip önüne bir hashtag atılarak trend gibi sunulmasına şahit olduk. Özellikle ikisi var ki biz kadınları son derece ilgilendiriyor: #ChildlessCatLadies ve #TradWife. Bunlardan ilkini bir politikacının rakibini aşağılamak için ürettiği popülist söylemine borçlu olsak da ikincisi bizzat Z kuşağı tarafından neredeyse bir yaşam stili trendi olarak pazarlanıyor. Her iki kavram da kadınlık durumları üzerinden türetildiği için toplumsal cinsiyet ve kadınların medyadaki temsili alanında önemli şeyler söylüyor.
Fotoğraf: @laurabrown99
Temmuz ayının son günlerinde InStyle dergisinin eski genel yayın yönetmeni Laura Brown, Instagram hesabında yaptığı paylaşıma şöyle bir caption yazmıştı: “#ChildlessCatLadies, şafak vakti yola çıkıyoruz. @kamalaharris” Brown’ın paylaştığı fotoğrafta, Louis Vuitton çantasından dışarıya kuşkulu bakışlar atan kedisi görünüyordu ve ABD’nin yaklaşan seçimlerinde başkan adayı olan Kamala Harris’i etiketlemesi tesadüf değildi. Zira, Joe Biden’ın adaylıktan çekilmesi sonrasında Demokrat Parti’nin adayı olan Kamala Harris’in bir zamanlar Cumhuriyetçi Partili Senatör JD Vance tarafından #ChildlessCatLady yani çocuksuz kedili kadın olmakla aşağılanması yeniden gündeme geldi.
2021 yılında Fox News sunucusu Tucker Carlson ile yaptığı bir röportajda, o dönemde senato adayı olan Vance, ABD’nin demokratlar, kurumsal oligarklar ve “kendi hayatlarından ve yaptıkları seçimlerden mutsuz olan çocuksuz kedili kadınlar” tarafından yönetildiğinden şikayet ediyor ve Kamala Harris ile Alexandria Ocasio-Cortez’i örnek göstererek “Demokratların tüm geleceği çocuksuz kişiler tarafından kontrol ediliyor” diyor ve soruyordu: “Ülkemizi, ülkemizin geleceğinde doğrudan bir payı olmayan kişilere nasıl teslim edebiliriz ki?” Bu röportaj kaydı ve akabinde ortaya çıkan Vance’ın aynı minvaldeki eski tweet’leri muhafazakarlar için #ChildlessCatLady mitinin nasıl bir tehdit oluşturduğu tartışmalarını da beraberinde getirdi ve kuşkusuz çocuk sahibi olmayan kedili ve son derece mutlu kadınları sinirlendirdi. Nihayetinde çocuk sahibi olmamak günümüz kadınlarının bilinçli bir tercihi ve patili bir dostun bakımını üstlenmek sizin ne kadar vicdan ve merhamet sahibi olduğunuzla ilgili bir konu.
“Trump’ın başkan yardımcısı adayının bir zamanlar eleştirdiği ‘mutsuz’ olmak yerine çocuk sahibi olmamayı tercih eden kadınlar genellikle daha mutlu ve sağlıklıdır” diyor gazeteci Arwa Mahdawi, The Guardian’daki yazısında. “Asıl söylemek istediğim şey, muhafazakarların hakaret olarak gördüğü ‘çocuksuz kedili kadınlar’ durumunun aslında birçok kadının hedeflemesi gereken bir durum olduğudur. Vance’in belirttiği gibi ‘mutsuz’ olmak yerine, çocuk sahibi olmamayı tercih eden kadınlar, çocuklu evli kadınlar ve erkeklerden daha mutlu ve sağlıklı olabilir. Bu benim görüşüm değil; bunu destekleyen veriler var. 2019’da Londra Ekonomi Okulu’ndan davranış bilimleri profesörü Paul Dolan, Hay festivalinde yaptığı bir konuşmada, kadınların çocuk veya eş olmadan daha mutlu olduklarına dair kanıtları paylaştı.”
Fotoğraf: @ballerinafarm
Google Trends’e göre çevrimiçi aramaları 2018 ortalarında popülerlik kazanmaya başlayan ve 2020’lerin başlarında yüksek seviyelere ulaşan Tradwife, İngilizcede geleneksel eş/ev hanımı anlamına gelen “traditional wife” kelimelerinden geliyor. TikTok’taki 33,4 bin içerikten birine tıklarsanız İngiliz kırsalı evleri tarzında dekore edilmiş cozy banliyö evlerinde, bebe yaka pötikareli kıyafetleriyle domestik ev kadınlarından hallice gencecik kızlar görebilirsiniz. Kocası sabah çikolatalı cookie aşererek uyandığı için kakao tohumlarını mayalandıran, elleriyle soyduğu şekerpancarlarını makinede öğüten, hani neredeyse tarife içeriklerin atomlarından başlayan bu genç kızlar adeta 1950’li yılların Amerikan rüyasını inşa eden ev kadınlarına benziyorlar: Kendilerine biçilen mükemmel eş ve anne rolünü kusursuzca yerine getirmek için oradan oraya koşuşturup duruyorlar.
Instagram’da 10 milyonu aşkın takipçisi olan Ballerina Farm hesabını yöneten Hannah keza öyle. Eski bir balerin olmasının hazin hatırasından yola çıkarak Ballerina Farm adını koyduğu çiftlikte her şeyi kendisi üretiyor. Utah’daki çiftlikte doğurduğu sekiz çocuğuyla günlük hayatından paylaştığı video içerikler, ilk başta “şehrin kaosundan kaçıp doğanın sakinliğini tercih eden okumuş şehirli kadın” minvalinde söylemlerle romantize edilse de aslında arka planda Hannah’nın kocasıyla birlikte çokeşliliği destekleyen son derece tartışmalı Mormon Tarikatı’na mensup olmaları ve takipçilerine de bu hayatı özendirmeye çalışmaları çok konuşuldu. Tabii “Mutsuzsan ve orada zorla tutuluyorsan bir sonraki videonda gözünü kırp Hannah” tarzı yorumlar da geri durmadı. Tüm bu yorumlardan sonra Hannah’nın sonu gelmeyen hamur yapımı videolarının içimizi derin bir sıkıntıya sürüklediğini ve sürekli kovboy şapkasıyla dolaşan kocasının kazlarının öldüğünü açıkladığı videodaki üzgün halinin bile korkunç göründüğünü eklememiz gerekiyor. “Ballerina Farm hesabı, trad wife’ların kraliçesi” diyor @bikotbitişört Instagram hesabından Pelin Dündar.
Bir yanda #ChildlessCatLadies ile çocuk yapmamayı tercih eden, kendi hayatının kontrolünü elinde tutan kadınlar, diğer yanda #TradWife ile kocalarını ve çocuklarını mutlu etmek için didinen genç kızların karşıtlığını düşünürken bir başka kavram kucağımıza düşüyor: Brat. Bir anda her yeri misket limonu yeşiline bürüyen bu kavram, aslında 92 doğumlu Charli XCX’in haziran ayında çıkardığı albümünün adı.
Albümün kapak tasarımında misket limonu yeşili rengin üzerinde düşük çözünürlüklü bir tipografi ile brat yazıyor. Y2K stiline atıfta bulunan bu tasarım dili kısa zamanda kendi meme’lerini üretti ve Charli XCX, Brat Summer’ı ilan etti. Clean Girl estetiğinin karşıtı olan Charli XCX, Aposto’dan Eda Solmaz’ın aktardığına göre, “brat kelimesini kaygısız ve cesur anlamına gelen bir iltifat olarak gördüğünü, kelimenin olumsuz ve aşağılayıcı ifadesini pozitife çevirerek şarkılarında dinleyicilerine utanç duymadan kendileri olmaları için ilham vermeye çalıştığını söyledi. Brat’taki tüm sözler 30’lu yaşlardaki birinin hayat deneyimlerine dair.”
Brat Summer interneti kasıp kavururken Joe Biden’ın da ABD başkan adaylığından çekilip Kamala Harris’i adaylık için destekliği sırada Charli XCX, eski adıyla Twitter yeni adıyla X’te “kamala IS brat” diye bir paylaşımda bulundu. Harris’in seçim kampanyasını yürüten ekibin bu pası alıp gole çevirmesi ise uzun sürmedi. “Genç seçmenlerin dikkatini çekmek isteyen Harris ve kampanya ekibi, TikTok, Instagram, X ve Facebook’taki hesaplarının arka planını albümün yeşil rengine çevirdi ve uzunçalarla özdeşleşen küçük harfli yazı tipini kullandı. Harris-brat meme’leri böylece trend olmaya başladı” diyor Eda Solmaz, Aposto’daki “Brat Summer nasıl bu kadar popüler oldu?” başlıklı yazısında. Böylece #ChildlessCatLadies’in iadeiitibarı (!) Brat Summer ile yapıldı diyebiliriz.
Peki, kadınların hak ettiklerini almak için hep mücadele ettiği bir dünyada, kendisine verilen kadar alan, verilmeyeni istemek yerine kocasının yanağına küçük bir öpücük konduran geleneksel ev kadını ruhunu dirilten Z kuşağı #TradWife’lar sandığımız kadar büyük bir topluluk mu ve bunu neden yapıyorlar? Political Research Associates’in web sitesinde yayımlanan bir makalede, 1996’dan sonra doğan ve halk arasında Zoomers olarak bilinen Z kuşağının internet yerlilerinden oluşan bir grup olduğu vurgulandıktan sonra bu kuşağın feminizmin “Lean In” döneminde büyüdüğü ve sürekli bir web bilgisi akışına dalmış durumda oldukları belirtiliyor. “Ayrıca istatistiksel olarak daha ilerici, sabit cinsiyet rollerine daha az niyetli, kendilerinden önceki nesillerin çoğundan daha etnik olarak çeşitli ve daha kuir. Ancak bu daha fazla ilerlemecilik eğiliminin ortasında, aşırı sağcı Z kuşağı kadınlarının bir alt kesimi kendi sosyal medya tepkisini oluşturuyor.” Z kuşağı internet kültürü ile Beyaz milliyetçiliği arasındaki örtüşmeyi araştıran yazar Mariel Cooksey, “Z Kuşağı Kızları Neden Geleneksel Kadın Yaşam Tarzına İlgi Duyuyor?” başlıklı makalesinde ekliyor: “Bu dünyada, bazen 16 yaşında olan kadınlar ve kızlar, kendilerini hevesli tradwives olarak sunarak, kadın haklarını küçümserken, İncil'den alıntı yaparken ve evlendikten sonra giyecekleri mütevazı kıyafetler ve pişirecekleri yemekler hakkında düşünürken trend olan rap veya pop müzikle dudak oynatarak veya dans ederek TikTok’ta on binlerce görüntüleme topluyorlar. Zoomer’ların tradwivery’e girişi, hareketin büyük bir değişimine işaret ediyor. Bu ideoloji sadece daha genç, sağ eğilimli kadın kitleler arasında ana akım hale gelmekle kalmıyor, aynı zamanda Z kuşağı internet kültürüne entegre oluyor.”
2000 yılından bu yana kuşak araştırmaları yapan Evrim Kuran’a #TradWife hareketini nasıl değerlendirdiğini sorduğumuzda öncelikle kuşakları değerlendirirken bulundukları coğrafyanın sosyoekonomik yapısını ve kültürünü göz ardı edemeyeceğimizi söylüyor ve tek tip bir Z kuşağı olmadığını ekliyor. “Tradwife akımı (ya da heves demek daha doğru) Amerikan muhafazakarlarının 2020’lerde sosyal medyada ‘ittirdiği’ bir kavram” diyerek Cooksey’nin makalesini destekliyor. Peki, Türkiye’deki Z kuşağı gençler #TradWife akımına kapılır mı? “Türkiye’de özellikle Z kuşağında böyle bir akım karşımıza çıkıyor diyemeyiz; hatta tam tersi bizde toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili o kadar çok çözülmemiş mesele var ki sadece Z kuşağı kadınlarında değil, Z kuşağı erkeklerinde de toplumsal cinsiyet eşitliğine dair talebin önceki kuşaklara göre daha fazla seslendirildiğini araştırmalarımız net şekilde ortaya koyuyor. Ezcümle, Türkiye’nin Z kuşağının öyle temel yaşamsal sorunları var ki #TradWife, #TradHusband bu kuşağın sadece bir kısmı için en fazla sosyal medya eğlencesi olabilir. Bizden bu akım çıkmaz.”
Aklıma 1960’lı yıllarda geçen 2007 yapımı Mad Men dizisinde baş karakter Don Draper’ın karısı Betty Draper geliyor. Banliyödeki kusursuz evinde iki çocuğuyla ve kusursuz stiliyle domestik bir Barbie bebek edasında yaşamanın iç sıkıntısına kapılmış, kocası tabii ki böyle mükemmel bir hayata sahip olan karısının nevrotik davranışlarını anlamlandıramamış ve onu kendi gözetiminde bir psikoloğa gitmeye ikna etmişti. 60 saniyelik un eleme ve hamur yoğurma videolarını izlerken aynı iç sıkıntısına kapılıyor ve çocuksuz ama kedili evimde Brat albümünü dinliyorum.