Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


ChatGPT, doğru sınırlar içinde kullanıldığında yeterince faydalı bir rehber olabilir. Ama ilişkinin gerçek kahramanı hâlâ insanlar.
Son yıllarda teknolojinin hayatımızdaki ağırlığı arttıkça, ilişkiler dünyası da büyük bir dönüşüm geçiriyor. Online flört uygulamaları, sosyal medya ve mesajlaşma platformları yeni tanışmaların neredeyse doğal zemini hâline geldi. Ancak bu kalabalık dijital dünyanın ortasında yeni bir figür daha belirdi: Yapay zeka. Özellikle ChatGPT, kimi kullanıcılar için flört hayatında bir tür görünmez asistan, dijital bir sırdaş ve hatta iletişim koçu gibi çalışmaya başladı. Bu durum da büyük bir soruyu beraberinde getirdi: ChatGPT aşkı bulmamıza gerçekten yardım edebilir mi? Yoksa bizi sanal bir tuzağın içine mi çekiyor?
İnternette dolaşan bazı örnekler, yapay zekanın flört süreçlerine ne kadar derinlemesine yerleşebildiğini gösteriyor. 2024’te Alexander Zhadan isimli bir Rus erkek, ilişkisi bittikten sonra flört uygulamalarında konuşmaya cesaret bulabilmek için ChatGPT’den yardım aldığını söylemiş, bu süreçte 5 binden fazla kadınla sohbet ettiğini ve sonunda evlenme teklifi ettiği kişiyle bu yöntem sayesinde tanıştığını iddia etmişti. Bu hikaye, bir kesim için yapay zekanın uygun eşe giden yolu kolaylaştırdığı fikrini güçlendirirken, başka bir kesim için alarma geçilmesi gerektiğinin işaretiydi.
Gerçekten de flört dünyasının en zorlayıcı tarafları 'ilk mesaj', kelimeleri seçme telaşı, kendini doğru ifade etme çabası ve reddedilme korkusu oluyor. Bu nedenle ChatGPT’den destek alınıyor. Bazıları ilk buluşmalarını planlarken bile yapay zekaya danışıyor: Romantik bir akşam yemeği için restoran önerisi, ilk buluşma rotası, kıyafet fikirleri…
Bu noktada akıllara şu soru geliyor: Eğer biri ilk buluşma için yemek yiyeceği yeri bile ChatGPT’ye seçtiriyorsa, ilerleyen aylarda ilişkide ne kadar çaba gösterecek? Böyle bir durumda dışarıdan alınan her karar kişinin kendi düşünme kapasitesini gölgeliyor, sanki kendi başına düşünemiyormuş gibi bir izlenim yaratıyor.
Benzer şekilde flört uygulamalarında da yapay zeka kullanımı hızla arttı. Birçok kişi profilini yazmak, ilk mesajı hazırlamak ya da sohbeti başlatmak için ChatGPT’ye başvuruyor. Karşı tarafın profil seçkisini tarif edip buna uygun açılış cümleleri isteyenler bile var. Bu yöntem, pratik görünse de ilişkilerin samimiyet boyutuna dair ciddi tartışmalar yaratıyor.
Tüm bu karmaşanın içinde ChatGPT’nin sunduğu bazı avantajlar da var. İletişimde zorlananlar için doğru kelimeleri bulma konusunda destek sağlıyor. Profil oluşturma, tanıtım yazısı hazırlama ve kendini doğru ifade etme süreçlerinde yaratıcı alternatifler sunabiliyor. Üstelik biriyle tanışmadan önce duygusal bir alan oluşturuyor; ne söylemek istediğini düşünmek, karşı tarafı kırmadan iletişim kurmaya hazırlanmak için güvenli bir deneme sahası yaratıyor.
Fakat bu kolaylıkların yanında, riskler de belirmeye başlıyor. Birçok kullanıcı, yapay zeka tarafından yazılmış mesajları samimiyetsiz buluyor. Flört uygulamalarında gerçek bir insanla konuşma beklentisi yüksek olduğu için, bu durum güveni zedeleyebiliyor. İleri süreçte ise doğal sohbet becerilerinin körelmesi söz konusu oluyor. İnsanların spontanelik, anlık tepki verme, empati kurma gibi iletişim becerilerinin yapay zekaya bağımlı hâle gelmesi, bu nedenle giderek daha çok tartışılıyor.
Tüm bu tabloya bakıldığında, ChatGPT’nin aşk yolculuğunda bir tür destek aracı olabileceği açık. Ancak onu, kurulan iletişimin tamamında kullanmak büyük bir yanılgı. Gerçek bir ilişkinin temelinde göz teması, beden dili, ses tonu, spontane kahkahalar, doğal zeka, samimiyet ve empati yatıyor. Bunların hiçbiri kodlarla birebir üretilemez.


