Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Gürleyen göklerin, okyanus dalgalarının, uğultulu jet motorunun, sakin şelalelerin derinliklerden gelen, düşük desibelli statik sesi. Son birkaç aydır deliksiz REM uykusuna zemin hazırlayan “Brownian Noise” hakkında merak edilenleri araştırdık.
Elimde defter, kalemle pür dikkat kulak verdiğim, referans verdiği bilimsel araştırmalar ve incelikli anlatımıyla aydınlandığımı hissettiğim Huberman Lab podcast’i dinlerken tanıştım Brownian Noise ile (internetteki kısa adıyla, Brown Noise). Yayının Duyma, Denge ve Hızlandırılmış Öğrenim adlı 27’nci bölümünde, farklı seslerin öğrenme kapasitemize katkısını anlatıyor; örneğin, aşina olduğumuz beyaz gürültü özelinde, “Bilhassa yetişkin zihinlerde öğrenme ve odaklanma becerisini artırıyor” diyordu platformun yaratıcı kurucusu Stanford Üniversitesi Nörobilim Profesörü Andrew Huberman. “Küçük yaşta çocuklarda ve özellikle de bebeklerde ise işitsel öğrenimi ve işitsel sistemin gelişimini destekliyor.”
Hipotez değil, kanıtlanmış... Zira yoğunluğu, yani ses seviyesi düşürülmüş frekanslara tabi tutulan insanların sinir devrelerinde yüksek aktivasyon oranları görülmüş. Bilimsel veriler, beni konuyu araştırmaya ve deneyimlemeye sevk ediyor hâliyle. Bu makaleyi yazarken odağımı ciddi mertebede pekiştirdiğini fark ettiğim beyaz gürültüden destek aldım, örneğin. Hava değişimlerinde sekteye uğrayan uyku ritüelimi düzenlemekte harikalar yaratan, dahası, beni şıp diye uykuya daldıran bir buluşum daha var. Popüler kültürde “kahverengi gürültü” adıyla tanınan Brown Noise, beyaz gürültüden daha yoğun ve nötr bir spektruma sahip bir fenomen. Fenomen diyorum, zira son birkaç aydır sosyal platformlarda yükselişe geçen ve dahası, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD) cemiyetlerinin de dinlendirici bir pratik olarak benimsediği bir wellness trendi bu.
İnsan kulağı, koklea adlı iç kulaktaki salyangoz şekilli yuvarlak mekanizmayı uyaran belli başlı frekansları duymaya programlı. Brownian Noise’un alametifarikası ise kulağımızın duyabildiği tüm frekansları tek hamlede duymamızı sağlaması. Zihni gevşeten sesin doğası ve kökeni, binlerce bitki florasını sınıflandıran İskoçyalı botanikçi Robert Brown’a uzanıyor. Bir gün mikroskopla incelemeler yaparken polen tahıllarının su içinde adeta dans ettiğini gözlemleyen Brown, bu kıvrak figürlerin tamamına Brownian Motion adını veriyor. Brownian Noise da aynı hareketin ses literatüründeki karşılığı niteliğinde. Tıpkı polen tahılları gibi saniyesi saniyesine yer değiştiren, düşük desibelde gelen ses sinyalleri, bütünüyle insanı içine alan, kapsayıcı ve rahatlatıcı bir statik yaratıyor zira.
Çeşit çeşit ses sinyalleri mevcut. Düşük frekansların sesini açan pembe gürültü, örneğin, beyaz gürültünün kumlu bir versiyonu; nazik bir yağmur sesine benziyor. Sesi ve frekansı yüksek mor gürültü, tıslamalı; gri ise beyaz gürültünün sakin kuzeni niteliğinde, daha pürüzsüz ve berrak. Ancak spektral yoğunluklarıyla birbirinden ayrılan seslerin her biri yoğun odaktan hızlı öğrenime, verimli çalışmadan iyi uykuya uzanan farklı amaçlar için kullanılsa da, insan zihninin bu seslere verdiği ortak bir tepki var. NYU Langone Health Psikiyatri departmanında görev yapan Dr. Yamalis Diaz; “Özellikle ADHD hastalarında odak ve motivasyon eksikliği yaratan dopamin eksikliği vardır” diye giriyor söze The New York Times gazetesine verdiği röportajda. “Dopamin dediğimiz kimyasal yetersizse, beyin aç kalır. Yani, beynin bir bölümü önündeki işe odaklanmaya çalışırken diğer kısmı, durmaksızın besin aramakla meşguldür. Pembe, kahverengi veya beyaz gürültü dinlediğinizde ise bu arayışla meşgul beyin devrelerine adeta bir görev atamış oluyorsunuz. Diyorsunuz ki, ‘Sen bu sesi dinle; sen bunu dinlerken, ben şu işe odaklanacağım.’” Uyumak, okumak, ders çalışmak, yeni bir beceri öğrenmek, yazmak ve hatta meditasyon yapmak da, yukarıda bahsi geçen “iş”lere dâhil.
Brownian Noise’un yoğun odak ve derin uykuya etkisi diğerlerinden daha üstün değil, en azından bilimsel anlamda. Öte yandan, etkisini duyduğu anda hisseden, REM uykusuna doyan ve eskisine nazaran daha sık rüya gören bir wellness editörü olarak, bu gürültünün geceleri monoloğa sarabilen zihnimi susturup sakinleştirmekte oldukça başarılı olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Sağlığa hiçbir zararı olmadığı uzmanlarca; ruhu yatıştırıcı, bedeni hafifletici ve zihni susturucu etkisi ise anksiyeteden, stresten ya da ADHD’den mustarip bireylerce tasdiklenmiş Brownian Noise’u, Spotify’da ona adanmış listelerden bir kuple dinlemeniz, sizin de zihin sağlığınızı pekiştirebilir.