Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Uzmanlar, tüp bebek tedavisi hakkında merak edilenleri yanıtladı.
Tüp bebek tedavisinde yaş sınırlamaları, ülkeden ülkeye ve klinikten kliniğe değişiklik göstermektedir; ancak, yasal bir yaş sınırı bulunmamaktadır. 1970'lı yıllarda başlayan tüp bebek tedavisi süreci, tıp dünyası ve dini çevrelerde tartışılmaya başladı. Bir kadın dünyaya geldiğinde, yaklaşık 6-7 milyon yumurtası vardır; 30'lu yaşlara geldiğinde ise yumurtalarının yaklaşık %90'ını kaybeder ve 40 yaşında, yumurtalarının yalnızca %3'ü kalır.
Günümüzde, kadınların büyük bir bölümü, 40'lı yaşlarının ortasında, hamile kalabiliyor. Tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme tekniklerindeki ilerlemeler, üremenin sınırlarını genişletmektedir. Yine de, bir kadının yaşı ilerledikçe; çocuk ve doğum ile ilgili tehlikeli komplikasyonların riski de önemli ölçüde artmaktadır.
Eskiden, bu soruya daha kesin bir yanıt verebilmek mümkündü; ancak, doğurganlık tedavisindeki son gelişmeler, bir kadının 60 yaşında bile çocuk sahibi olmasına olanak sunmaktadır. Artık, ilerleyen yaşlarda da hamile kalmak ve sağlıklı bir çocuk doğurmak mümkündür. Dolayısıyla, annenin ilerleyen yaşına bağlı tıbbi ve etik gerçekleri ayırmak her zaman kolay olmayabilir.
Ayrıca; hipertansif bozukluklar, gebelik diyabeti, anormal plasentasyon, erken doğum, ölü doğum ve sezaryen doğumlar da dahil olmak üzere, tüp bebek tedavisi olan ileri yaştaki bir kadının karşılaşabileceği sağlık sorunları ile ilgili endişeler sürmektedir. Kadının yaşının 40'ın üzerine çıkması ile birlikte, morbidite ve mortaliteye katkıda bulunan faktörler de artmaktadır.
Bir kadının hamile kalma kabiliyeti, 40 yaşına kadar yavaş yavaş azalır ve 40 yaş ile birlikte, ani bir düşüşe geçer. Bir kadının doğurganlığı, aslında 28 yaş civarında azalmaya başlar. Düşme eğrisi, 35 yaş ile birlikte daha da dikleşir ve 39-42 yaşlarında biraz daha hızlanır. Hemen her durumda, bir kadının menopozdan ortalama 10 yıl önce, doğal yolla hamile kalma olasılığı çok azalmış olur.
30 yaşında, sağlıklı ve verimli kadınların %20'sinin hamile kalma şansı vardır. Uzmanlara göre, 40 yaşına gelindiğinde, bir kadının hamile kalma şansı, %5 civarındadır. Bu durum, tamamen yumurtaların kalitesi ve miktarı ile ilgilidir. Kadınlar, sahip oldukları tüm yumurtalarla dünyaya gelirler.
Ayrıca, bir kadın, en verimli yıllarında bile, yumurtalarının yarısı, kromozomal anormalliklere sahiptir ve yaşlandıkça genetik sorunları olan yumurtaların oranı da artar. Sonunda, verimli yumurtalar neredeyse tükenmiş seviyeye gelir ve bu durum, bazı kadınlarda daha erken yaşlarda görülür.
Yardımcı Üreme Teknolojisi Derneği'ne göre, 35 yaşın altındaki kadınlarda embriyo transferlerinin %47'si canlı doğum ile sonuçlanmaktadır. 35-37 yaş aralığında bu oran %38, 38-40 yaş aralığında %28, 41-42 yaş aralığında %16 ve 42 yaşın üzerinde %8'in altına düşmektedir.
35 yaşın üzerindeyseniz ve tüp bebek tedavisinde kendi yumurtalarınızı kullanmayı planlıyorsanız, yumurtalarınızın kalitesi ve miktarı; tüp bebek tedavisinin maliyetini ve başarı şansınızı etkileyecektir. Doktorunuz; kanınızdaki FSH seviyelerini ve AMH düzeylerini test ederek, yumurtalık rezervlerinizi değerlendirecektir. Yüksek düzeyde FSH ya da düşük AMH seviyeleri, yumurtalık rezervinizin düşük olduğunu göstermektedir. Doktorunuz tüm test sonuçlarını değerlendirecek ve size uygun bir tedavi planı hazırlayacaktır. Bu süreçte; HCG, Hmg ve Rfsh gibi tüp bebek tedavisinde, ovulasyonu uyarmak için doğurganlık ilaçları kullanmanız gerekebilir. Bu ilaçlar, tüp bebek tedavisinin masraflarının büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Bir kadının yaşı ilerledikçe; yumurtalıklarını uyarmak için daha fazla ilaca ihtiyaç duyar ve bu da her bir tedavi için daha yüksek bir maliyet anlamına gelmektedir.
Detaylı bilgi için: