Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Sıklıkla selülitle karıştırılan, ama aslında yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir sağlık problemi olan lipödemi Prof. Dr. Reha Yavuzer’e sorduk.
Şikâyetiniz portakal kabuğu görünümünden çok daha fazlası, evet lipödemden bahsediyoruz. Çoğu kişi tarafından selülit ya da kilo problemiyle karıştırılan bu durum, aslında çok daha karmaşık bir yapıya sahip. Lipödem yalnızca estetik bir mesele değil, aynı zamanda fiziksel rahatsızlık ve yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir sağlık problemi.
Lipödem, genellikle kadınları etkileyen, vücudun alt kısmında (bacaklar, kalçalar ve bazen kollar) anormal yağ birikimine yol açan kronik bir durum. Bu yağ birikimi sıklıkla ağrıya, hassasiyete ve kolay morarmaya yol açabilir. Lipödemli bireylerde vücudun üst kısmı genellikle normal görünebilir, ancak alt kısım belirgin şekilde şişkin ve orantısız olabilir. Hastalar sık sık ağır bacak hissinden, cilt altındaki nodüllerden ve bölgesel hassasiyetten şikâyet edebilir. İlerleyen dönemlerde ise lipödem, lenfödem gibi diğer dolaşım bozukluklarına yol açabilir.
Lipödemin kesin nedeni bilinmese de genetik faktörlerin güçlü bir etkisi olduğu düşünülmekte. Yani aile geçmişinde lipödem veya diğer dolaşım bozuklukları olan kişiler daha yüksek risk altında. Hormonal değişiklikler de bu durumu tetikleyebilir; lipödem genellikle ergenlik, hamilelik veya menopoz gibi hormonal dalgalanmalar sırasında ortaya çıkar. Hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme ve fazla kilo, lipödemin seyrini kötüleştirebilir. Ancak altını çizelim ki lipödem kilo almakla doğrudan ilişkili değil.
Lipödem, lenfödem, selülit ve yağ fazlalığı aslında birbiriyle çok karıştırılan terimler. Lipödem yağ dokusundaki ödemlenme ve yağ dokusunun dolaşımının toplardamar seviyesinde azalmış olması ile karakterizedir. Öte yandan lenfödem ise lenfatik sistemin yeteri kadar çalışmamasına bağlıdır. Selülit ödemle seyretmesine rağmen aslında cilt altındaki fibrotik bantların cilt üzerinde birtakım çekintiler yaratmasına bağlıdır. Yağ fazlalığı ise yağ dokuda bölgesel veya yaygın yağ miktarının artışı ile ortaya çıkar. Bunların hepsinde, hastalar sıklıkla alt ekstremite dediğimiz bacak bölgesinde kalınlaşma şikayetiyle başvurur.
Bunların ayırıcı tanısı gerekli görüldüğü takdirde, görüntüleme yöntemleri ile özellikle damar yapılarının irdelenmesi ve analiz edilmesi ile ortaya çıkar. Her dört olgunun da farklı nedenleri olmakla birlikte kilo alımı, hormonal etkenler, hareketsiz yaşam, uygun olmayan kıyafet tercihi gibi bir takım ortak nedenleri olabilir.
Tüm bu sıkıntılarda cerrahi alternatifler tercih edilebilir. Seçilecek olan ameliyat teknikleri ve yapılacak işlemler birbirinden farklılık gösterir. Dolaşım sıkıntılarında damar cerrahisi veya lenfatik sistemin düzeltilmesi gerekir. Yağ fazlalığında ise çeşitli liposuction yöntemleri ön plana çıkar. Selülitte ise fibrotik bantları kesen teknolojiler tercih edilir. Tüm bunlarla birlikte mutlaka kombine drenaj arttırıcı, dolaşım arttırıcı tıbbi ve cihaz yardımı teknolojiler tercih edilmelidir.
Bacaklarda kalınlık şikâyeti olan bireyler öncelikle plastik cerrahi ve damar cerrahisi uzmanları tarafından değerlendirilmeli, altta yatan sıkıntı tespit edilmeli, ardından da gerekli cerrahi ve cerrahi dışı işlemlerin kombine tedavisi ile planlanmalıdır.
Lipödemi geciktirmek ya da iyileşmesini sağlamak için düzenli egzersiz yapmak, aşırı tuzlu ve çok protein ağırlıklı beslenmeden kaçınmak önemlidir. Yeterli su tüketimi de bir diğer önemli noktadır.