Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Abartı mı gerçek mi diye denemem gerekiyordu. Cildim ve sağlığım için bir haftalık kemik suyu maceram.
Ah, kemik suyu. Sağlık trendleri arasında belki de en tuhaflarından biri. Kemiklerden yapılmış bir su mu? Garip geliyor, değil mi? Ancak kemik suyunun sağlığa bir dizi faydası olduğu biliniyor. Bazı araştırmalar, yorgunluktan düşük modda olmaya kadar her şeyle mücadeleye yardımcı olabilecek bir antienflamatuvar olduğunu göstermiştir. Ayrıca bağışıklık sistemini düzenlemeye ve bağırsak sağlığını desteklemeye yardımcı olan glisin ve glutamin gibi amino asitler içerir. Ve meşhur bir şekilde, cilt ve eklem sağlığını iyileştirdiği söylenen kolajenle doludur. Hmmm, belki de o kadar itici değil?
Peki, haftada ne kadar kemik suyu tüketmeliyiz? 58 yaşında olmasına rağmen The Substance’ı tüketmiş gibi görünen Salma Hayek, bir fincan kemik suyu içtiğini ve botokstan kaçınmasının nedeninin bu olduğunu söylemişti. 2015’te People’a verdiği bir röportajda, “Jelatin ve yağ dolu, kemik iliği içeriyor ve ve bence kendinizi genç tutmak çok iyi," dedi (her zamanki gibi zamanının ilerisindeydi). “Cildiniz, saçlarınız ve tırnaklarınız için dokuları yeniden yapılandırmaya yardımcı olduğunu düşünüyorum. Kolajenle dolu.”
Bakın, Salma için yeterliyse benim için de yeterli. Ama her gün bir fincan kemik suyu içmek zor olmaz mı? Tüm o kaynatma ve karıştırma işleri... Bundan sıkılmaz mıyım? Yoksa hiç yorulmaz mıyım; çünkü kemik suyu beni yeni doğmuş bir kuzu gibi taze yüzlü ve ruhlu olmamı sağlayacaktı. Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı: Bir hafta boyunca her gün bir fincan kemik suyu içtim. İşte olanlar.
İlk birkaç gün kolaydı. Kemik suyunu yapmak için bir tavuğu pişirdim, etini sıyırdım ve kemiklerini birkaç saat boyunca kısık ateşte kaynattım. Kemik suyunun harika yanı, kolajen takviyelerinin aksine, artıkları değerlendirmesi ve evde yapıldığında ucuz olması. Ancak tek başına kemik suyu içmek, benim gibi bir sağlık meraklısı için bile oldukça zorlayıcı olabilir. Bu nedenle, daha lezzetli hale getirmek için biraz limon sıktım ve bir tutam acı biber ekledim. Ama dayanıklılığınız varsa, sade içmekten çekinmeyin.
Bu zamanlar zorluydu. Tahmin ettiğim gibi, tüm bu kaynatma ve karıştırma işlerinden bıktım. Bir süre sonra kendimi, sürekli kazanının başında duran bir masal karakteri gibi hissetmeye başladım. Üstelik her şey kemik suyu gibi kokmaya başladı –saçlarım, kıyafetlerim, evimin odaları… Sonunda pes ettim ve hazır paketlerden birkaçını aldım. Bu arada birçok süpermarkette çeşitli markalar bulmak mümkün. Bu noktada mikrodalga fırın en yakın dostum oldu.
Bu dönem aynı zamanda bazı olumlu değişiklikler fark etmeye başladığım zamandı. 13 yaşımdan beri neredeyse askeri düzeyde bir cilt bakım rutinine bağlı kalmama rağmen, yetişkin aknesiyle düzenli olarak mücadele ettim. Ancak birkaç gün kemik suyunu ana içeceğim yaptıktan sonra, yeni bir sivilce oluşmadı. Bu bir tesadüf olabilir –özellikle ciltle ilgili olarak birkaç gün çok kısa bir zaman– ama belki de değildir. Bu gerçeği fark ettiğimde kemik suyu birden lezzetli gelmeye başladı. Bir akşam çılgınlık yapıp iki fincan içtim.
Beşinci ya da altıncı güne gelindiğinde, kemik suyu içmeyi tam anlamıyla bir sanata dönüştürmüştüm. Sabahları biraz ekmek ve tereyağı ile bir fincan et suyu? Harika bir fikir! Pilavın üzerine biraz döküldü mü? Kesinlikle! Biraz zerdeçal ve biber serpiştirilmiş saf tavuk suyu? Nereyi imzalamam gerekiyor? Yine, bu psikolojik bir etki olabilir ama bu süre boyunca cildimin yeni ve nemli bir parlaklık kazandığına eminim. 30 yaşın üzerindeyim ama aynaya baktığımda kendimi 26 gösterebilirmişim gibi hissettim.
Ne yazık ki cildimin bu ışıltısını kimse göremedi çünkü beşinci gün Covid kaptım (sözde bağışıklık destekleyici etkilerine ne oldu?). Ancak iyileşme süresi, virüse sahip olduğum önceki zamanlara göre daha hızlıydı. Yine, bu kemik suyundan kaynaklanmış olabilir ya da olmayabilir. Her halükârda, kendimi kötü hissederken bile bu kadar parlak görünmemiştim. Bu da bir şeydir, değil mi?
Şimdi karar… Bundan sonra her gün kemik suyu içmeye devam eder miyim? Belki geçen hafta olduğu gibi aynı sıkılıkta değil ama alımımı kesinlikle artırırım. Bir süre sonra damak tadıma uygun hale geldi ve kolayca adapte edilebilir bir şey (dediğim gibi, çay gibi içmek zorunda değilsiniz. Çorba için veya başka malzemelerle kullanabilirsiniz. Çok yönlü!). Bununla birlikte, sekizinci günde ben bile ara vermek zorunda kaldım. Belki bundan sonra gün aşırı içerim.