Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Daha sağlıklı bir cilde kavuşmanın püf noktası, dünyadaki en temel element olabilir mi?
Doğa Bursalı, Vogue Türkiye Ağustos 2019
Fotoğraf: Mert Arıslan
Vampir yüz bakımı da denen PRP, çok aşamalı bakım rutinleri, intergalaktik yüz maskeleri... Teknolojik yenilikler açısından bakılınca, güzellik dünyasının bitmez tükenmez buluşlar peşinde olduğunu gayet iyi biliyoruz. Dolayısıyla, uzmanların ve bakım formülleri üretenlerin dünyadaki en temel element olan suyu yeniden araştırmaya koyulması ve nemlendirmenin basit ama etkili aşamaları üzerindeki çalışmaları şaşırtıcı gelebilir size. İleri teknoloji içermese de kesinlikle gerekli. Cildinizin en iyi ilaçlarından biri, her daim elinizin altında olan su.
Önce tanımları gözden geçirelim. Zira cildimiz söz konusu olduğunda kuruluk ve dehidrasyon aynı anlama gelen terimler değildir. Özetle; kuruluk, yağ ve lipid noksanlığı demektir, dehidrasyon ise nemden yoksunluğu ifade eder. Chanel’in uluslararası bilimsel iletişim direktörü Armelle Souraud, “Kuruluk bir cilt özelliğidir” diyor. “Dehidrasyon ise herkesin karşılaşabileceği bir durumdur.” Çıplak gözle baktığınızda bu iki kondisyonun farkı net olarak anlaşılamayabilir. Genel olarak dehidrasyonun belirtileri; cilt tonunda değişkenlik, kaşıntı, kızarıklık, gerginlik hissi ve ince kırışıklarda artıştır. Cilt kuruluğu da benzer semptomlara sahiptir.
Bazı cilt problemleri hormonal değişimler gibi içten etkilerle tetiklenirken, dehidrasyon gibi durumlar günlük yaşamda maruz kaldığımız dış etmenlerin sonucudur. Güneş, rüzgar, soğuk hava, merkezi ısıtma, klima, hatta yanlış zaman ve şekilde kullanılan bakım ürünleri cildin susuz kalmasına yol açabilir. Serin aylarda cildin daha çok kuruduğu doğrudur ancak bu kondisyonun yalnızca kışa mahsus olduğu da söylenemez. Rationale’in kurucusu ve araştırma geliştirme bölümü direktörü Richard Parker, “Yazın güneş, cildin üst tabakalarında hasar yaratır” diye açıklıyor. “Bu yüzden nemi depolama yetkinliği azalır. Kış aylarında da lipid tabakası kalınlaşacağından, cilt hücrelerinin nemi tutup hapsetme yeteneği yavaşlar.” Sürekli seyahat edenlerin çok iyi bildiği üzere, hava yolculukları da cilt sorunlarını tetikleyebilir. Özellikle uçaklarda yüzde 3’e kadar düşebilen nem oranı, cildimizi iyice susuz bırakabilir. Seyahatlerde, uygun maskelerle cildinize destek verin.
Doğa Bursalı, Vogue Türkiye Ağustos 2019
Fotoğraf: Mert Arıslan
Nemlendirme ve nemi muhafaza etme konularından bahsederken, derinin bariyer fonksiyonuna da değinmekte fayda var. Derinin bariyeri, lipidler tarafından bir arada tutulan hücrelerden oluşur, çimento ile birleştirilen tuğlaları gözünüzün önüne getirin. İşte dehidrasyon, o duvarda gedikler açar. Uluslararası Dermal Enstitüsü ve Dermalogica’nın eğitim müdürü Emma Hobson, “Gediklerin açılması nemin yitirilmesi, aynı zamanda dışardan zararlı maddelerin içeri girebilmesi demek” diye anlatıyor. “Dolayısıyla, dehidrasyon sürdükçe ciltte akut rahatsızlıklar belirebilir, aşırı hassaslaşma görülebilir.”
Hasar görmüş bariyer, kullandığınız cilt bakım ürünlerinin yetersiz kalması sonucunu da doğurabilir. Endota Spa’nın eğitim başdanışmanı Helen Robb Lacey, “Cilt bariyeri hasara uğradığında, nem alma ya da kullanılan bakım ürünlerindeki faydalı içeriği emme oranı düşer” diyor. Lacey, çevresel etmenler göz önünde tutularak, cilt bakım rutinlerinde mevsimsel değişiklikler ve güncellemeler yapmanın gerekliliğini vurguluyor.
En iyi yöntem iki aşamalı; hiyalüronik asit gibi mükemmel nemlendiriciler kullanmak, ardından susuz kalmayı önleyici formüllerle bakımı tamamlamak. Lacey, “Serumlar genellikle su bazlıdır ve içerdikleri etken maddeleri cildin daha derinine ulaştırabilir” diyor. “Katmanlı serumlar, nemlendirici ve hiyalüronik asitin yanı sıra cildin hidrasyonunu devam ettirmesine yardımcı olacak maddeler içerir. Bu maddeler, su moleküllerini epidermise bağlar ve nem kaybını önler.”
Kliniklerde uygulamaya geçirilen yeni teknikler, cildin suyu emmesini artırarak evde yapılan bakımı destekleme
amacını güdüyor. Deride minik delikler açan iğneleme yöntemi fazla agresif bulunsa da doğru uygulandığında etken maddelerin, etkili kanallar vasıtasıyla cildin derinlerine nüfuz etmesini sağlıyor. Yeni kuşak ultrason da benzer amaçla kullanılıyor. Estetik uzmanı Dr. Joseph Hkeik, “Sonophoresis" denilen ultrason tekniği, topikal etken maddelerin cildin en alt katmanlarına dek uygulanabilmesine aracı oluyor” diyor.
Cildin nemlendirilmesi, yalnızca günlük kullandığınız ürünlerin marifetine bağlı değil, onları nasıl kullandığınızın da önemi büyük. Emma Hobson, zamanlamanın en mühim unsur olduğunu vurguluyor ve “Duştan sonra nemlendirici sürmek için sadece üç dakikanız var” diyor: “Yoksa vücudunuzdaki nem buharlaşır.” Fazla sıcak ya da soğuk duş alışkanlıklarının, cildin nem oranına etkisinin negatif olacağını ekliyor.
Cildin daha fazla susuz kaldığı kış aylarında ölü derilerden arınmayı sağlayan peeling uygulamalarının haftada bire düşürülmesi gerektiği de aklınızda bulunsun, zira daha fazlası ciltte su tutan hücreleri kazıyabiliyor. Gün içinde cildinizin fazla kuruduğunu hissediyorsanız, matlaştırıcı fondöteninizi değiştirin, muhtemelen cildinizden aşırı nem ve yağ emiyordur.
Yapılan son araştırmalar, cildin dış tabakası stratum cornesağlıkum’daki nem oranının, içilen su miktarına bağlı olarak artış gösterebildiğini kanıtladı ancak sıvı tüketiminin, daha sağlıklı cilt için kesin çözüm olduğuna dair bilimsel kanıtlar hâlâ yetersiz. Hobson, “Su içmek vücut fonksiyonlarımız için gerekli. Fakat yalnızca su içerek derinizdeki nem oranını dengeleyebileceğinizi söylemek mümkün değil” diyor. Hava sıcaklığının düşmesi cildinizi daha da susuz bırakacağından, nem oranını korumak için güzellik rutininize bol su içmeyi ekleyin!
Bu ürünün kremsi jel dokusuna bayılacaksınız. Epidermisin en derinlerine ulaşabilen nemlendirici özelliği de cabası.
Bu temizleyici iki ihtiyacı aynı anda karşılıyor; cilde nem sağlamasının yanı sıra cilt yüzeyindeki lipidleri koruyarak nemin hapsedilmesini garantiliyor.
Özellikle uçuş esnasında (ve elbette yeryüzünde), bu nemlendirici kağıt maske, matlaşmış, susuz kalmış cildinizi sağlıklı haline geri döndürecek.
Beyaz kamelya ekstresi ve antioksidan mavi zencefil ile güçlendirilen ürün, makyaj bazı olarak da uygulanabilir.
Antioksidanlar, doğal aminoasitler, A, B, C ve E vitaminleri içeren ince yapılı krem cildin kendini yenilemesini destekleyip daha yumuşak, parlak, dinç görünmesini vaat ediyor.
Serumla nemlendirici arası bu hidrojel, cildinizi dış etmenlerden korurken nem oranını da iyileştiriyor.