Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Reiki, Enerji ve Somatik Pranayama uzmanı Natalie Garih ile 2023 meditasyon trendlerini keşfediyoruz.
“Bu yıl pandeminin etkisinden dolayı, bedenimizi temastan, zihnimizi duyulmaktan yoksun bıraktık” diyor Reiki, Enerji ve Somatik Pranayama uzmanı Natalie Garih: “Önümüzdeki yıl iyileşmek için onlara zaman ayırmamız, dokunmamız ve kulak vermemiz çok önemli.” 2023’te ruhumuza, bedenimize ve zihnimize iyi gelecek holistik terapileri, Beşiktaş’taki Smarana Healing adlı meditasyon merkezinin kurucusu ile keşfediyoruz.
Pandemi dönemi yaşamımızı, ruhsal durumumuzu ne yönde değiştirdi sizce? Özellikle 2022 yılında ne gibi sorunlarla mücadele ettik?
Hız unutturur, yavaşlamak hatırlatır. Pandemi süresinde yavaşladık ve dolayısıyla, hissetmeyi hatırladık. Beden rahatladı ve bastırdığı duyguları uzun bir zamandan sonra yüzeye çıkarttı. Şu sıralar da bizleri esir alan psikosomatik hastalıklarla mücadele ettiğimiz bir dönemi yaşıyoruz.
Psikomatik kelimesini biraz açmanızı istesek?
Psikosomatik, ifade edemediğimiz düşüncenin bedende yansıması anlamına geliyor. Beden yoğun stres ve baskıya maruz kaldığında, kendini duygu ve hislerle anlatmaya çalışır. Derdini anlatmak için, bizlerle ağrı ve sızılar üzerinden iletişim kuramaya başlar. Bel ağrısından migrene ve mide yanmasına türlü belirtileri psikosomatik rahatsızlık olarak nitelendirmemiz mümkün.
Bunlar, pandemi döneminde tıbbi anlamda henüz tedavisi tam belirlenemeyen kronikleşmiş ağrılar, fibromiyalji, mide ve bağırsak rahatsızlıkları olarak hayatımıza girdiler. Araştırmalara göre, bunların sebeplerinden en önemlisi, duygusal enerjinin doğru ifade edilememesiyle ilgili.
Peki, psikomatik rahatsızlıkları nasıl tedavi ederiz?
Benim bizzat etkisine şahit olduğum ve kendimde de en çok uyguladığım çalışma Somatik Pranayama Nefes Meditasyonu. Pranayama Nefes Meditasyonu meditasyona yönelik olarak yapılan iki aşamalı, kontrollü bir pranayama (yoga) nefes tekniği. Nefes ile önce zihni susturarak bedenimizin ve kalbimizin ruhumuza rehberlik etmesi için kapı açıyoruz.
Pranayama; nefesle bir ilişki geliştirmek, vücudunuzla yaşamayı öğrenmek, beyninizde yeni patikalar oluşturmak ve duygusal ve ilişkisel zekayı geliştirmekle ilgili. Nefes, insana kendiyle baş başa kalmayı ve bunu yönetebilmeyi öğretir. Zihnin istekleri hep ön planda olduğunda bedenin ihtiyaçlarını göremiyoruz ve duyamıyoruz. Zihin ne kadar ön planda olursa ve kendini ne kadar başka olgularla oyalarsa, beden de bir o kadar bastırılır ve her şey bedende birikmeye başlar.
Hepimiz kendi özümüz ile doğuyoruz, fakat büyüdükçe, bize ait olmayan yaşanmışlıklarla özümüze katmanlar yüklüyoruz. Beden doğduğu günden itibaren bütün kayıt altında tutar, bastırılmış ve kenara itilmiş duygular bedende enerjetik düğüm olarak - kronik ağrılar, psikosomatik hastalıklar, egzama, anksiyete şeklinde- yer alır. Nefes ise, bedenimizin kaydettiği, kenara itilmiş ve “unutulmuş” duygulara inmemizi sağlar ve haliyle enerjetik düğümleri çözmeye yardımcı olur.
Nefesin köklü travmaları deşifre etmekte de etkili bir yöntem olduğunu söyleyebilir miyiz?
Elbette. Pranayama nefes pratiği ile katmanları soyup, özümüze yaklaşıyoruz. Zira beden; onunla iletişime geçtiğinizde, daha çok konuşmaya başlar.
Anılar ve travmalar bilincimizin derinliklerine gömülür. Ve beynimiz, bedenlerimize kodlanır. Bu hafıza o kadar güçlüdür ki, vücut bu duyguları ve deneyimleri fiziksel bedende depolar. Zihin bilinçaltının derinliklerindeki anı ve travmaları unutabilir, engelleyebilir ve bastırabilir fakat vücut asla unutmaz. Beden bize ait olan her şeyi bilir. Beden tüm anılarımızın, travmalarımızın ve deneyimlerimizin fiziksel bir hafızasını tutar ve hayatımızdaki olaylar bedenlerimizde fizyolojik izler bırakır. Bu fizyolojik baskılar vücutta “bloklar” olarak yer eder. Bedeni bir rehber ve harita olarak kullandığımızı düşünürsek; derinliklerine, kayıt tuttuğu bloklara inmek için nefesi kullanabiliriz.
Bu yüzden, duygularla savaşmak yerine, gözlemleyelim, kabul edelim. Bedene karşı değil, bedenle beraber çalışmak zorundayız. Nefes sayesinde beden ve bastırılmış duygular birbiriyle konuşmaya başlar. Nasıl nefes aldığımız iç dünyamızda neler olduğunu gösterir ve nefesimiz bedenimiz hakkında birçok şey söyler. Nefes, zihni en iyi susturan ve kendimizi hatırlamak için en mükemmel araçtır. Nefes; istediğimizi değil, ihtiyacımız olanı verir.
Bedenimizle temasa geçmek için neler yapmalıyız?
Bedende neler oluyor iyice hissedin. Ne düşündüğünüzden çok ne hissettiğinize bakın. İçeride neler hissettiğinizi gözlemleyin, bedeninizin ısısını, neler yaşadığını, ne hissettiğini dinleyin, bedeninize kulak verin!
Kökümüzdeki güvensizliğimiz, düşünce şeklimiz, terk edilme korkumuz, kurduğumuz bağlar… Bunların hepsi içimizde yaşattığımız çocuğa bağlıdır. İçimizdeki çocuğu nasıl duyabiliriz? Ancak bedenin ihtiyaçlarını sorduğumuz zaman. Bedene tıpkı bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılarmış gibi güven, şefkat, ilgi, sevgi ve temas verdiğimiz zaman onu hatırlamış oluruz. Pandeminin etkisinden dolayı; bedenimizi temastan, zihnimizi duymaktan eksik bıraktık. Onlara zaman ayırmamız, dokunmamız ve dinlememiz gerektiğini hatırlatmamız çok önemli.
Önümüzdeki yıl ne tür terapilere, wellness alanında hangi tema ve akımlara eğileceğimizi öngörüyorsunuz?
2023’ün Rise of Rest, yani yavaşlama ve ara verme yılı olacağını düşünüyorum. İnsanlar, HIIT (yüksek yoğunluklu aralıklı eğitim) sınıfları ve koşuşturma kültürü yerine rahatlatıcı ses banyolarını, nefes seanslarını ve onarıcı yogayı seçecek. Ayrıca, kişisel bakımın nihai biçimi olarak uykuya her zamankinden daha fazla vurgu yapmayı hedefliyoruz. Uyku hikayeleri ve uyku meditasyonlarının hayatımızdaki yeri çok farklı olacak.
Zihin-beden terapilerilerinden öne çıkan ise Nefes Terapisi olacak. Nefes, beden farkındalığı ile, beden farkındalığı ise nefes ile başlar. Nefes her şeyden öte bedenle bir iletişim kurmanızı sağlar ve bunun için mükemmel bir yoldur. Nefes, bedenin verdiği mesajları deşifre etmemiz için evrenin bize hediye ettiği müthiş bir araçtır. Bedenin konuşmasına izin vermeli, konuşamayan bedenin maruz kalacağı psikosomatik hastalıkları engellemeliyiz.
Ses Meditasyonu bir diğer trend. Binoral vuruşlardan üç boyutlu uzamsal sese ve izokronik tonlara tüm ses manzaralarının, beyin ritimlerini uyarmaya ve yönlendirmeye yardımcı olduğunu artık biliyoruz. Ses şifası enstrümanları, beyin dalgalarını meditatif bir alana getirmek için entrainment denilen bir prensipten beslenir. Bir çok araştırmanın gösterdiği üzere, ASC'de (Altered States of Consciousness) kalmak egonun yumuşamasını teşvik eder, ve bu nedenle daha bütünsel bir düşünme alışkanlığına yol açarak birlik bilinci, duygularda açıklık, yaratıcılık gibi enerjik değişikliklere alan sağlar. Bunun yanı sıra, meditatif çalışmaların kan basıncını ve stres hormonu kortizolu azaltmakta etkili olduğunu da not düşeyim.
Meditasyon ise önümüzdeki yıl genel anlamda yükselişini sürdürecek olanlardan. Meditasyonun zihinsel sağlığımıza katkısını hepimiz biliyoruz, ancak şimdilerde artan miktarda bilimsel veri, bu sağlık uygulamasının insanların ağrı ve fiziksel rahatsızlıkları yönetmesine de yardımcı olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yaz aylarında yapılan bir çalışma, farkındalık meditasyonunun ağrı algısını azalttığını, gevşemeyi kolaylaştırdığını, konsantrasyonu iyileştirdiğini ve iyileşmeyi desteklediğini gösterdi. 2023 yılında kendimizi bu yöntemle iyileştirmeye çabalamaya devam edeceğiz.