Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Yaşadığımız süreç zorlu koşullarıyla bizi sınarken içimizde barındırdığımız umutla birlikte yol almaya çalışıyoruz. Bu yolculukta ise “iyi hissetmenin” anlamı hiç olmadığı kadar değerli. Kendimize iyi bakmak konusunda bir rehber olarak kullandığımız Wellness kavramı ise hayatımızda daha fazla yer edinmeye başlarken önce çıkan 8 trend bize ışık tutan pratik bir harita çiziyor.
Fotoğraf: Sean Thomas, Vogue USA, 2019 Aralık
Tarih 31 Aralık 2019. Yeni bir yıla başlamanın heyecanıyla yapılan planlar, artık bu sene kesinlikle yapmaya karar verdiğimiz geçmiş yılların ertelenenleriyle oluşan listeler, gelecek zaman cümleleriyle kurulan tatil hayalleri derken beklediğimiz 2020 yılı bizi hiç beklemediğimiz bir şekilde karşıladı. Küresel olarak yaşadığımız bu zaman diliminde ilk maskeler takıldığı zaman bile durumun “abartıldığını” düşündüğümüz masum yargılarımız vardı. Ancak iş ciddiye binip de, su damlası misali ilk düştüğü yerden halkalar halinde yayılmaya başlayınca hepimiz kolektif bir şok yaşadık. Sağlık her zaman çok önemliydi belki ama bu sefer durum oldukça farklıydı. Günlük hayatımız beklenmedik bir hızla 180 derece değişti ve yeni normal dediğimiz bir kavram hayatımıza eldivenler ve dezenfektanlarla girerek bizi sevdiklerimiz dahil olmak üzere herkesle aramıza mesafeler koymaya zorladı. İnsanoğlunun adaptasyon yeteneği bir şekilde devreye girse de içten içe her gün bitmesini dilediğimiz bir dönem başlamış oldu. Elbette bu durumun içinden çıkan bazı iyi şeyler de olmadı değil. Kıymet bilmek, ertelememek ve iyi olmaya, iyi hissetmeye verilen değer artık her zamankinden daha fazla. Daha önce belki sadece keyfi olarak ilgilendiğimiz Wellness kavramı bütün bu kaosun içinden bir şekilde yükselerek insanların birbirine daha fazla yardımcı olacağı geniş bir alana yayıldı. Doktorlar, psikologlar, terapistler, yaşam koçları, beslenme uzmanları, sporcular, fitness eğitmenleri, yoga ve meditasyon uzmanları derken kimin elinden ne geliyorsa dünya çapında daha iyi ve daha sağlıklı olma konusunda pandeminin etrafını çevreleyen daha pozitif bir ağ yaratılmaya başladı. Üstelik hepimiz de zamanla bu ağın içine kendimize en uygun olan şekilde dahil olmaya başladık. Çağımızın hastalıkları arasında yer alan depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları yeni bir oyun alanı bulduğunu düşünse de bir şekilde herkes “iyi hissetmenin” anlamını derinleştirerek kişisel çıkış yolunu oluşturmaya çalışıyor. Ancak bu durum her ne kadar kişisel olsa da hepimizi ortak paydada buluşturan bazı wellness hamleleri var ve bu hamleler 2021 yılının da rotasını oluşturan 8 trendi karşımıza çıkarıyor.
1- Sağlıklı Yemekler
Fotoğraf: Gregg Harris, Vogue USA, 2017 Kasım
Her konuda bilinçlenmeye başladığımız gibi özellikle ne yediğimiz konusunda da eskiye oranla daha doğru bir şekilde hareket etmeye çalışıyoruz. Elbette ilk zamanlar evden çalışma denilen yenilikle tanıştığımızda biraz bocaladık. Yemek düzenimiz değişti, sıkıntıdan tüketilen abur cubur sayısı arttı, dışarıdan yemek söylemek bir rutin haline geldi. Ama bir şekilde baktık ki belirsiz bir sürecin içindeyiz yavaş yavaş daha sağlıklı seçimlere yönelmeye başladık. Artık yediğimiz besinlerin içeriklerini, sebze ve meyvelerin sezonlarına daha fazla özen gösteriyoruz çünkü hepimiz evde kaldığımız süre boyunca amatör şeflere dönüştük ve yemek konusuna dahil oldukça merakımızla birlikte tarif sayılarımız da çoğaldı. Bu yüzden artık vücudumuza giren besinlerle daha çok ilgileniyoruz ve daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışıyoruz.
2- Mental Sağlığın Önemi
Fotoğraf: Lachlan Bailey, Vogue Paris, 2019 Kasım
Fiziksel olarak kendimizi eve kapattığımız bu dönemde ruhsal ve zihinsel kapılarımız beklenmedik bir şekilde açılarak bizi adeta kendimizle yeniden tanıştırdı. Elbette bu tanışmalar bize her zaman iyi hissettirmemiş olabilir. Yine de bir şekilde mental sağlığımızı güçlendirmek ve korumak adına elimizden geleni yapıyoruz. Doğanın iyileştirici gücüne artık daha fazla aşinayız ya da sevdiklerimizle olmanın en büyük şifa kaynağı olduğunu biliyoruz ama unutmayın alışkın olduğumuz bir süreçten geçmiyoruz bu yüzden istediğiniz her an dışarıdan alabileceğiniz profesyonel yardımları da es geçmeyin.
3- Bağışıklık Sistemimizi Korumak
Fotoğraf: Camille Becerra
Güçlü bir bağışıklık bütün bu sürecin en kilit süper kahramanlarından biri. Bitkilerden, vitaminlere bağışıklığımızı sağlamlaştıracak her desteğe ihtiyacımız var. Özellikle beslenme uzmanları ve doktorların tavsiyelerine her zamankinden daha fazla dikkat ettiğimiz bu dönemde vücudumuz ve sağlıklı beslenme konusundaki farkındalığımız epey arttı. Genetik testler, bio-hacking ve enerji çalışmaları dahil olmak üzere artık bağışıklık sistemimiz konusunda çok daha dikkatli davranıyoruz.
4- Dopamin Stili
Fotoğraf: Oliver Hadlee Pearch
Hepimiz giyinmeyi çok özledik. Bu süreçten oldukça fazla etkilenen moda sektörü bir anda sweatshirt, tayt ve pijama üçlüsü arasında sıkışıp kaldı. Elbette bu durumu hızlı bir şekilde kendi lehine doğru çevirmeye başlayıp Athleisure gibi trendleri yeniden popüler yapması çok uzun sürmedi ama aslında bu rahatlığın ardında çoğumuz eskisi gibi aksesuarlardan yeni tasarımlara, topuklu ayakkabılardan, iddialı elbiselere kadar gardıroplarımızın önünde geçirdiğimiz uzun dakikaları geri istiyoruz. Ev ortamımız yeni dışarısı olduğundan beri ise yine aynı ruhu yakalamak adına şıklığı kendimize göre yeniden tanımlamaya başladık ve daha iyi hissetmek için yeniden giyinmeye karar verdik. Elbette zoom toplantılarının bu kondaki etkisi büyük ancak yine de bütün günü aynı kıyafetlerle geçirmek yerine artık modumuzu yükseltmek adına bu değişikliği yapmamız gerektiğini biliyoruz.
5- Sağlık Takipçileri
Fotoğraf: Apple
Dijital dünyanın yarattığı değişim özellikle kişisel sağlık takibimiz konusunda oldukça önemli farklar yarattı. Teknolojinin akıllı telefonlardan sonra kendini gösterdiği akıllı saatler artık bize sadece zamanı değil sağlık durumumuzu, uyku süremizi, kalp atış hızımızı, tansiyonumuzu ve gün içinde attığımız adımları söylüyor. Her geçen gün biraz daha fazla yayılan bu trend telefonlarımızla ortak bir çalışma yürüterek bize beslenmeden spora fiziksel sağlığımızdan mental sağlığımıza yeni nesil bir asistanlık yapıyor.
6- Sürdürülebilirlik
Fotoğraf: Jackie Nickerson, Vogue USA, 2019 Eylül
İnsanlar olarak doğaya verdiğimiz zararı bir şekilde telafi etmeye çalıştığımız sürdürülebilirlik hamlesi tekstilden gıdaya kadar her alanda kendini göstermeye başladı. Elbette bunu ne kadar doğru yaptığımız tartışmaya açık bir konu ancak yine de eskisine göre çok daha bilinçli bir şekilde hareket ettiğimizi söylemek mümkün. Özellikle ilk zamanlarda dışarıdan ayrı kaldığımız süreçte doğanın kendini ne kadar hızlı toplayabildiğini görüp dünyanın bize değil bizim bu dünyaya ne kadar ihtiyacımız olduğunu fark ettiğimizde bunu daha net bir şekilde anladık.
7- Yeni Nesil Seyahat
Fotoğraf: Alamy
En çok özlediğimiz bir başka konu ise seyahat etmek. Uzun yolculuklar, farklı rotalar, yeni insanlar… Tümünü, bitişini tahmin edemediğimiz bir süre boyunca dondurduk. Turizm her ne kadar bu süreçten çok fazla etkilense de yeni önemler dahilinde pek çok otel pandemi koşullarına uygun şekilde kapılarını yeniden açtı. Elbette bu sırada glamping, tekne seyahatleri, doğaya kaçış gibi pek çok alternatif çıkarak bizi seyahat tutkusuyla yeniden buluşturdu. Artık tatil seçimlerimiz eskisine göre çok daha farklı ve biz de bir şekilde bu duruma ayak uydurarak aslında tatil yapmanın anlamını belki de yeniden keşfediyoruz.
8- Evden Spor Yapmak
Fotoğraf: Alasdair McLellan
Hiç şüphesiz bu sene daha önce hiç olmadığı kadar spor videosu izlemişsinizdir. Kabul, belki çoğunu yapmadık ya da bir sonraki güne erteledik ancak yine de bütün gün bilgisayar başında geçirdiğimiz zamanları dengelemek adına spor konusuna biraz daha sıcak bakmaya başladık. Fitness salonları bir kapanıp bir açıldığı için ya da kendimizi henüz güvende hissetmediğimiz için dışarda olmak yerine aynı rutini evde yaratmaya çalıştık. Elbette bu konuda sosyal medyanın motive edici gücünü kesinlikle yok sayamayız. Küresel bir kapanış yaşadığımız için dünyaca ünlü sporculardan, popüler fitness eğitmenlerine herkes evini yeni spor salonuna dönüştürerek yaşadığı kişisel tecrübeleri paylaştı ve bu ekip çalışması bir şekilde hepimizi etkisi altına alarak düzenli olmasa bile hareket etmenin iyi hissettiren yanıyla buluşmamızı sağladı.