O Kız: Tess Sahara

Pratt Institute’da Eleştirel ve Görsel Çalışmalar eğitimi alan Tess Sahara, okuldan artakalan zamanlarında yakın takibe aldığı Richard Kern gibi fotoğrafçılar için modellik yapıyor. Bir yandan da fotoğraf arşivleme asistanı olarak geçen yıl hayatını kaybeden Amerikalı fotoğrafçı David Armstrong’un arşivini organize ediyor. Ona büyük heyecan veren bu yeni uğraşını “Bir gün fotoğraf küratörlüğü yapmayı çok istiyorum, bu arşivleme işi kariyerimin temellerini oluşturuyor” sözleriyle özetliyor.

Söz, çokça dikkat çeken çabasız ve cool stiline gelince, sezonları ve trendleri takip etmek gibi bir derdi olmadığını açıkça belirtiyor. Stiline dair hatırladığı en eski anı, annesi Rebekka Haas Çetin’in beş yaşındayken ona aldığı kırmızı Dr. Martens botları. Annesinin,  abilerinin ve erkek arkadaşlarının eski kıyafetleri gardırobunun başköşesinde; tomboy kelimesinden nefret etse de stili fazlasıyla maskülen ve salaş. Öte yandan sık alışveriş yapan biri değil Tess, rutin durakları arasında New York’taki bit pazarları ve ikinci el butikleri var. East Village’daki Tokio 7 mağazasında karşısına çıkan Gucci ipek gömlek, son dönemdeki favori vintage avı.

Tess’in bu sıralar favori tasarımcısı, Vêtements markasıyla tanıdığımız Balenciaga’nın yeni kreatif direktörü Demna Gvasalia. “Paris’in yeraltı stilini moda dünyasına tanıttı” dediği Gvasalia’nın yanı sıra, Nicolas Ghesquière’in Balenciaga dönemindeki minimal ve cazibeli çizgisi bugün bile aklında. Üzerinden hiç çıkarmadığı tek aksesuar, Natural Born Killers filminde Juliette Lewis’in canlandırdığı Mallory karakterinin taktığı yılanlı yüzüğün bir eşi. Bu özel parçanın haricinde pek fazla aksesuar kullanmadığını söyleyen Tess’in makyajla da ilişkisi mesafeli: “Günlük hayatımda makyaj yapmam. Dudak nemlendiricisi ve arada sırada eyeliner yeterli!” Bir stil ikonu da yok; zira onun yaratıcı dünyası yalnızca kişilerden değil onu çevreleyen her şeyden besleniyor. Tess’in gördüğü bir fotoğraf karesi veya izlediği bir filmden aldığı ilham, derinlikli stilinin merkezinde. Üzerine geçirdiği her parça, anlatmak için sabırsızlandığı yeni hikayelerin habercisi.