O Kız: Tasmin Meyer Erşahin

Moda departmanında staj yapmak üzere girdiği dergide fotoğrafçılığa adım atan Tasmin Meyer Erşahin, kısa sürede kendi tarzını geliştirdiği portreleri ve güzelliğinden rol çalan yaratıcı stiliyle dikkat çekiyor.

Babası yarı Türk yarı İsveçli annesi Brezilyalı olan Tasmin, York’ta büyümüş. On sekiz yaşında moda departmanında staj yapmak için girdiği dergide fotoğrafçılığa adım atan yirmi yaşındaki genç yetenek şu sıralar başarılı işlere imza atıyor. em kamera arkasında yer aldığı hem de styling’ine el attığı hikayeler Paper Magazine ve Vogue İtalya gibi prestijli yayınların sayfalarını online mecralarını süslüyor.

Öykünün başına dönelim… Oyunculuk eğitimi almak için gittiği LaGuardia’da liseyi bitirdikten sonra üniversiteye geçiş yapmak istememiş ve moda stajı yapmak üzere Paper Magazine’e girmiş Tasmin. Stajı sırasında derginin o zamanki moda editörü Tasmin’in bilgisayarında çektiği siyah beyaz kareleri görmüş ve dergi için fotoğraf çekmesini istemiş. O zamana dek fotoğraf üzerine kariyer yapmayı düşünmeyen Tasmin bu denemeden büyük keyif almış ve yaptığı çekimin o bahar dergide yer almasının verdiği motivasyonla işe sarılmış.

Tasmin Meyer Erşahin’in bu sayfada gördüğünüz fotoğraflarının altında kendi imzası var.

İki yıl boyunca Paper Magazine’in alışveriş editörlüğünü yapan Tasmin, şu sıralar freelance olarak dergiye katkıda bulunuyor. Bir yandan da oyunculuk sinema ve tiyatro derslerinde öğrendiklerini sergilemek için kendine fırsat yaratıyor. Nasıl mı? Sık sık kendi portrelerini çekerek! Bu deneyimi iyi bir rol beklemek zorunda kalmadan oyunculuk yapmak olarak tanımlayan Tasmin, bu sayfada gördüğünüz fotoğrafları da bizim için kendisi çekti.

“Henüz on sekiz yaşındayken bir dergiye çekim yapması için fırsat tanınmış şanslı biriyim ben! Kendi işlerime imza atma ve yaratıcılığımı özgürce sergileme fırsatını erken yakaladım.”

Gelelim stiline… “Abartılı görünümleri hiç sevmiyorum ama kolaya kaçılmış kombinasyonları da bir o kadar sıkıcı buluyorum” diyen Tasmin için giyinmek, eğlenceli bir aktivite olmalı. Çarpıcı tasarımlar rahat parçalarla buluşmalı ortaya dikkat çekici ikililer çıkmalı. Bu anlamda en çok ilham aldığı kişi annesi: “Kendimi bildim bileli annemin hep çok güzel giysileri vardı ve onları bir araya getirmekte ustaydı. Denim giyer Kapalı Çarşı’dan aldığı gösterişli kolyeleri takar; 70’ler esintili renkli bir eteği düz beyaz tişörtle giyerdi diyor” ve ekliyor: “Kendi üniformasını yaratan her gün benzer parçalarla sokağa çıkan insanlara da hayranım. Fakat ben tıpkı annem gibi giysileri moduna göre günden güne değişen ve giyinirken eğlenen biriyim.”

Üzerinde asla göremeyeceğimiz parça?

Ağartılmış efekti olan acid-washed denimler.

Üzerinden hiç çıkarmadığın parça?

Sevgilimin aldığı içinde ismim yazan altın halka küpelerim ve lapis lazuli taşlı yüzüğüm.

Favori tasarımcın?

Bir favori tasarımcım olduğundan emin değilim ama vintage kumaşlardan üretilen sürdürülebilir tasarımlar yapan Bode markasını çok seviyorum.

Favori alışveriş durakların?

Bit pazarları! New York’ta ve gittiğim her ülkede yaptığım ilk şey şehrin en iyi sokak pazarlarını Google’lamak.