Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Herkes gibi görünmekten itinayla kaçınan 17 yaşındaki Aylin Koç, kendine özgü zarafetiyle yorumladığı retro sportif görünümleriyle karşımızda.
Aylin’e ilk olarak bir davette rastladım. Beyaz tulumu, altın tokalı vintage kemeri, baget çantası, zarif takıları ve varla yok arası hafif makyajıyla dikkatimi çekmişti. Ve kendi kendime, işçi tulumu gibi cool bir parçanın içinde böylesine naif görünmeyi nasıl başardığını düşündüm. Türkiye’nin en zarif kadınlarından Caroline Koç’un kızı olduğunu öğrenmemle mesele açıklığa kavuştu.
Ertesi gün kendisi hakkında biraz daha bilgi sahibi olmak için Instagram’a ismini yazdım. Kişisel hesabından önce, çektiği siyah beyaz ağırlıklı fotoğrafları paylaştığı @aperspectivek çıktı karşıma. Fotoğraf tutkusuyla da bilinen babası Mustafa Koç’tan yadigar bir ilgiymiş meğer. Bu alanda kariyer planlamasa da, küçük yaşta başlayan fotoğraf hobisi, Londra’da aldığı sanat eğitimiyle daha ciddi boyuta ulaşmış. Şimdi bir yandan fotoğraf çekiyor, diğer yandan resim yapıyor. Hatta hali hazırda, üç farklı tablosu üzerinde çalışıyor Aylin.
Peki, başladığımız yere dönersek, moda, Aylin’in hayatında nerede duruyor? Göreni ilk bakışta etkileyen seçimlerini neye göre yapıyor? “Hayatım boyunca kıyafetlerin markasına kapılmaktansa o kıyafetin bende uyandırdığı hisse önem verdim. Benim için üzerimdekinin merak uyandıran eşsiz bir parça olması, havalı bir etikete sahip olmasından çok daha değerli.” Londra’daki arkadaş grubunda, birinin giydiği giysiyi ya da taktığı aksesuarı beğendiklerinde ‘nereden aldın’ diye değil, ‘nereden buldun’ diye sorduklarını anlatıyor Aylin. “Çünkü, merak uyandıran bu parçalar genellikle herkesin bildiği mağazaların vitrinlerinde değil, keşfedilmemiş butiklerde karşınıza çıkıyor.”
Sahi, Aylin nereden buluyor kendisini heyecanlandıran tasarımları? “Londra’da ikinci el ürünler satan retro butiklerden alışveriş yapmayı seviyorum. Bir mağazada nelerle karşılaşacağımı bilmemek, benim için alışveriş deneyimini daha heyecanlı kılıyor.”
Sadece vintage parçalar giydiği yanılgısına da kapılmayın. Aylin’in gardırobu, “sokak giyiminin mütevazı yorumu” olarak tanımladığı Virgil Abloh, Alexander Wang ve Demna Gvasalia tasarımlarına sonuna kadar açık. Bu tasarımcıların podyumlarında zaman zaman öne çıkan salaş görünümlerin bile yumuşak renk kombinasyonları ve naif desenlerle kaliteli ve kibar göründüğünü, denge bulduğunu düşünüyor. “Beni hiçbir zaman logolu tişörtler, taşlı ayakkabılar, süslü pantolonlar veya platform tabanlı spor ayakkabılarla göremezsiniz. Bu parçaları kaba buluyorum.”
Her ne kadar stiline dair net tanımlamalar yapsa da, kendini kısıtlamayacak kadar da açık fikirli Aylin. “Şu sıralar 80’li ve 90’lı yıllara ait retro parçalarla kurgulanmış sokak giyimini kendime yakıştırıyorum” diyor ve ekliyor: “Ancak yarın daha ilgi çekici ya da cesur bulduğum bir tarz olursa, onu da deneyeceğimden emin olabilirsiniz!”