Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Venedik; kanalları, tarihi binaları ve sanatıyla dünyanın en ikonik şehirlerinden biri! Özellikle Venedik Film Festivali zamanında Venedik'in büyüsüne kapılmadan önce şehrin en özel köşeleri, lezzet durakları ve en iyi otellerini incelemek için bu rehbere göz atın.
Venedik’e ulaşımın en rahat yolu, şehre en yakın havaalanı olan Marco Polo Havalimanı'na uçmak. Havalimanından şehre ulaşmanın en keyifli yolu ise tabii ki su taksileri! Su üzerindeki ilk Venedik deneyiminizi yaşarken, büyüleyici manzaralar size eşlik edecek. Şehir merkezini yürüyerek ya da vaporetto adı verilen su otobüsleriyle gezebilirsiniz.
San Marco Meydanı ve Bazilikası: Venedik'in kalbi. Meydanda dolaşırken tarihi yapıların ihtişamına kapılmamak elde değil. San Marco Bazilikası'nın altın mozaikleri ise adeta bir sanat eseri.
Doge Sarayı (Palazzo Ducale): Venedik Dükalığı’nın ihtişamlı sarayı, Gotik mimarinin en güzel örneklerinden. Tarihin izlerini adım adım takip ederken sarayın iç mekanına hayran kalacaksınız.
Fotoğraf: Rialto Köprüsü, Getty Images
Rialto Köprüsü: Büyük Kanal üzerindeki en eski köprü olan Rialto, Venedik’in simgelerinden. Köprüden geçerken kanal manzarasının tadını çıkarabilir ve çevredeki butiklerden alışveriş yapabilirsiniz.
Venedik, her adımda sizi geçmişe götüren bir şehir. Kalabalıklardan uzaklaşmak ve Venedik’in daha sakin ve otantik yüzünü keşfetmek için Dorsoduro ve Cannaregio gibi bölgeleri ziyaret edebilirsiniz. Bölgelerin dar sokakları, eski binaları ve küçük meydanlarını çok seveceksiniz.
Venedik’in simgesi haline gelmiş gondol turları, şehri su üzerinden keşfetmenin en romantik yolu. Gün batımında yapacağınız bir gondol turu, Venedik'in atmosferini en güzel şekilde hissetmenizi sağlayacak.
Venedik'ten ayrılmadan önce, ünlü Murano camlarını ve Burano dantellerini keşfetmeyi unutmayın. Bu el işi sanat eserleriyle, Venedik’in ruhunu evinize taşıyabilirsiniz.
Venedik, sanat ve kültürle yoğrulmuş bir şehir. Özellikle Venedik Film Festivali, dünya sinemasının en prestijli ve köklü etkinliklerinden. 1932 yılında ilk kez düzenlenen festival, her yıl ağustos sonu, eylül başı arasında sinemaseverleri bir araya getiriyor. Festivale katılan filmler, eleştirmenlerden büyük ilgi görürken, Altın Aslan ödülü, dünya sinemasındaki en saygın ödülleri arasında yerini alıyor. Festival, sadece sinema dünyasının en iyi yapımlarını değil, aynı zamanda Venedik’in tarihi ve kültürel zenginliğini de keşfetme fırsatı sunuyor. Film Festivali sırasında, dünyanın dört bir yanından gelen film tutkunları ve ünlü isimlerle dolup taşan Lido adası, festivalin merkezi oluyor. Palazzo del Cinema’da kırmızı halı seremonileri ve özel gösterimlerle büyüleyici anlara şahitlik edebilirsiniz.
Festival dışında, Peggy Guggenheim Koleksiyonu'nu ziyaret edebilir, modern sanatın en önemli eserlerini burada görebilirsiniz. Venedik Bienali'nin izlerini ise şehrin her köşesinde hissedeceksiniz.
Venedik, İtalyan mutfağının kendine özgü bir yansımasını sunan, deniz ürünleri ağırlıklı, eşsiz bir gastronomi destinasyonu. Şehrin her köşesinde, hem geleneksel hem de modern lezzetleri tadabileceğiniz birçok restoran bulunuyor. İşte Venedik’te mutlaka denemeniz gereken gastronomi durakları…
Venedik mutfağının en otantik ve lezzetli örneklerini sunan restoran, özellikle deniz ürünleriyle ünlü. Risotto al nero di seppia (mürekkep balıklı risotto) mutlaka denemeniz gereken bir lezzet.
Yalnızca 22 kişilik kapasitesiyle oldukça küçük bir mekan olan bu restoran, taze deniz ürünleriyle öne çıkıyor. Menüsünde günlük olarak değişen lezzetler bulunuyor ve özellikle ahtapot carpaccio’su çok seviliyor.
Rialto Köprüsü yakınında yer alan bu osteria, Venedik’in ünlü cicchetti (Venedik tapasları) için ideal bir durak. Baccalà mantecato (krema kıvamında morina balığı) gibi yerel lezzetleri denemeden geçmeyin.
Fotoğraf: @caffeflorian1720
1720 yılında açılmış olan bu tarihi kafe, San Marco Meydanı’nda konumlanıyor. Venedik’in en eski kafesi olarak bilinen Caffè Florian, ünlü tiramisusunun ve lezzetli kahvelerinin tadına bakabileceğiniz bir lokasyon.
Michelin yıldızlı bu restoran, San Marco Meydanı’na bakan bir manzaraya sahip. Geleneksel Venedik mutfağını modern dokunuşlarla sunan Quadri’de, eşsiz bir gastronomi deneyimi yaşayabilirsiniz.
Burano Adası’nda yer alan bu restoran, geleneksel tariflerle hazırlanan yemekleriyle, adanın sakin atmosferinde keyifli bir akşam geçirebilirsiniz.
Venedik’in en zarif otellerinden biri olan Aman Venice, 16. yüzyıldan kalma Papadopoli Sarayı’nda yer alıyor. Otel, Grand Canal’ın manzarasına karşı konforlu bir konaklama sunuyor. İtalyan Rönesans mimarisinin en güzel örneklerini barındıran bu otel, sanat eserleri ve antika mobilyalarla donatılmış. Aman Venice, her detayı özenle düşünülmüş odaları ve özel bahçeleriyle misafirlerine Venedik’te benzersiz bir deneyim yaşatıyor.
Fotoğraf: @belmondhotelcipriani
Belmond Hotel Cipriani, şehrin kaosundan uzak, sakin ve huzurlu bir ortam isteyenlere özel! Giudecca Adası’nda yer alan otel, sofistike dekorasyonu, Michelin yıldızlı restoranı ve şehir manzaralı odalarıyla harika bir alternatif.
Grand Canal’ın kenarında yer alan The Gritti Palace, 16. yüzyıldan kalma bir sarayda misafirlerini ağırlıyor. Tarihi otel, geçmişin ihtişamını günümüzün konforu ile birleştiriyor. İç mekanları, Murano camları, antika mobilyaları ve zengin kumaşlarıyla dekore edilmiş. Hemingway Bar ile ünlü The Gritti Palace, Venedik’in en iyi restoranlarından birine de ev sahipliği yapıyor.
San Marco Meydanı’na sadece birkaç adım mesafede yer alan Hotel Danieli, 14. yüzyıldan kalma bir sarayda bulunuyor. Venedik’in en ikonik otellerinden biri olan bu otel, ihtişamlı salonları, gösterişli avizeleri ve nefes kesen lagün manzaraları ile tanınıyor. Tarih boyunca birçok ünlü ismi ağırlayan Hotel Danieli’nin şık odaları ve lüks hizmet anlayışından çok memnun kalacaksınız!
Venedik’in tarihi merkezinde yer alan Ca' Sagredo Hotel, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bir sarayda hizmet veriyor. Zarif detaylarla restore edilmiş olan otel, sanatsal bir atmosfere sahip. Otelin iç dekorasyonunda yer alan freskler, Murano camları ve antikalar, konaklamayı adeta bir müze deneyimine dönüştürüyor. Ca' Sagredo Hotel, Grand Canal üzerindeki konumu ve kişiye özel hizmetleriyle Venedik’teki en iyi konaklama seçeneklerinden.