Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kuraklık karşısında çaresiz kalan ve uzak topraklarda yaşam kırıntıları bulabilmek umuduyla timsahlarla dolu nehirleri aşmaya çalışan filler, aslanlar, leoparlar, zürafalar... Afrika kıtasının güney ülkelerinden Botsvana ve Zimbabve’de suyun izini sürenleri, sıradan bir kara safarisinde yaşananlardan çok daha fazlasının vaat edildiği maceralar bekliyor.
Botsvana, son dönemde Afrika’nın en çekici safari destinasyonu hâline geldi. Öne çıkmasını sağlayan, bilim insanlarının bir doğa şaheseri olarak tanımladığı Okavango Deltası şüphesiz… UNESCO korumasına alınan bu deltanın oluşum hikayesi en az kendisi kadar etkileyici: Kalahari Çölü ile çevrili aşırı kurak havza, her yaz komşu ülke Angola’nın karlı dağlarından akıp gelen sel sularıyla büyük bir taşkına uğrar ve öncesinde neredeyse yaşam belirtisi vermeyen çöllük alan bir anda dünyanın denize dökülmeyen en büyük iç deltasına dönüşür. Su, kurak Afrika’da yaşam demektir. Milyonlarca hayvan deltanın oluşumuyla hayat bulan Okavango’ya doğru göç etmeye başlar. Aslan ve leoparların su antiloplarını avlamak için nehirlere dalışını, fillerin ve zürafaların suyun içinde zarafetle ilerleyişini izlemek, paha biçilmez bir safari deneyimidir.
Vumbura
Sular altında kalan Okavango’da tüm bu sahneleri yakından görüp fotoğraflamak için çıkılan safarilerde karadan ilerlemek çoğu zaman yetersiz kalır. Bir süre sonra tekne ya da botlarla suya açılmak kaçınılmazdır. Tam bu noktada geleneksel mokoro’lar devreye girer. Afrika yerlileri tarafından abanoz ağaçlarından elle oyularak yapılan bu ilkel kanolarla deltanın dar kanalları arasında ilerleyerek hayvanların izini sürmek, başlı başına bir maceraya dönüşür.
Okavango Deltası’nda her yıl Temmuz ila Kasım ayları arasında yapılan su safarilerinin en başarılı adreslerinden biri, dünyaca ünlü Vumbura Plains... Milyonlarca dolarlık renovasyonun ardından geçen ilkbaharda kapılarını yeniden açan Vumbura, ödüllü rehber kadrosuyla timsah ve hipopotamlarla dolu sularda güvenle safari yapılmasını sağlıyor. Deltanın tam kalbinde yerden yüksek ahşap bir konstrüksiyon üzerine kurulu kamp, adeta suyun içinde süzülüyormuş hissi yaratıyor ve ayrıcalıklı konumuyla çoğu zaman kamptan çıkmadan sudaki tüm aksiyonu izleme şansı sunuyor. Okavango’da maceralı su safarileriyle isim yapan bir başka adres Jao Camp… Deltanın turist kalabalığından uzak, sakin bir köşesinde, karanın ve suyun adeta sınırlarını kaybettiği bir noktada yer alan kampta hipopotamlarla dolu bir lagünün kenarında sabah kahvaltısıyla güne başlayanlar, ister karada ister nehirde yapacakları safarilerle deltayı ve barındırdığı muhteşem zenginlikteki yaban hayatını keşfe çıkıyor.
Dünyanın en kalabalık fil sürülerinin Botsvana - Namibya sınırındaki Chobe Milli Parkı’nı çevreleyen su kanalları, bataklıklar ve lagünlerde yaşadığını biliyor muydunuz? Her biri 100’den fazla bireyden oluşan fil sürülerini gün boyu yüzerken, banyo yaparken ve su içerken izlemek, terapi niteliğinde bir safari deneyimi. İşte bu rezervlerden biri olan avute’nin kuzeyindeki
Linyanti Bataklığı, doğanın Afrika’ya hediye ettiği bir başka mucizevi yaşam alanı... Kelimenin tam anlamıyla el değmemiş 900 kilometre karelik bir alanda yüzlerce kuş ve memeli türü keşfedilmeyi bekliyor. Chobe Nehri ile çevrili bu sulak biyosfer, asırlardır kıtada yaşayan fillerin doğal geçiş yolu olarak bilinen çok değerli antik koridorlar barındırıyor. Dev abanoz ve marula ağaçlarından oluşan yüksek nehir ormanlarına giden papirüs kaplı su yollarıyla Okavango’ya benzer bir yapı sergileyen Linyanti, özellikle yüksek sezonda deltanın kalabalığından uzakta safari yapmak isteyenler için önemli bir seçenek hâline gelir.
Linyanti’de dev fil sürülerinin ve Afrika’ya özgü pek çok yırtıcı hayvan türünün izinin hem karada hem suda takip edileceği safari kampları arasında Duma Tau, Little Duma Tau ve King’s Pool başı çeker. Osprey lagünü kenarında yer alan ve geçtiğimiz yüzyıl kaşiflerinin yaşam tarzlarından ilhamla dekore edilen Duma Tau sekiz, hemen yan tarafında bulunan ve daha çok aileler ve küçük gruplar tarafından kiralanan Little Duma Tau ise dört çadır süitli lüks butik kamplar olarak geçtiğimiz yıl dünyanın en ünlü seyahat ödüllerini topladı. 1900’lerde İsveç kralı Leopold ve eşinin balayı yaptığı kamp olarak ünlenen King’s Pool ise 2019’da yenilenen dekorasyonu ve gün batımı manzaralı süitleriyle macera kadar romantizm de vaat eden bir seçenek…
Afrika’nın en uzun dördüncü nehri Zambezi, kıtada yaban hayatı çeşitliliğinin devamının sağlanmasında kritik rol oynuyor. Nesli tehlike altındaki kuş ve memeli türlerine ev sahipliği yapmasının yanı sıra Zimbabve ve Zambiya sınırında dünyanın en büyüğü olarak bilinen Victoria Şelalesi’ne dökülerek muhteşem bir görsel şölen oluşturuyor. Güney Afrika’nın sıcak ve kurak toprakları Zambezi ile coşuyor, bitkiler ve hayvanlar suya kavuşuyor, ekosistemin sürekliliği sağlanıyor. Komşu Botsvana’daki Okavango Deltası’nda başlayıp Linyanti’de devam eden bir su safarisi, Zimbabve’de Chobe Nehri ile birleşen Zambezi’nin serin ve maceralı sularında devam ediyor. Bu sıra dışı safari, Victoria Şelalesi’ne yapılacak bir ziyaretle tamamlanıyor.
Yaklaşık 20 farklı kabilenin yaşadığı Zimbabve’de, Zambezi’ye yakın yaşamları ve sepet tasarımlarıyla tanınan Tonga kabilesinin kültüründen esinle tasarlanan Matetsi Victoria Falls, bu eşsiz ekosistemde hem kara ve su safarisi yapmak hem de şelaleleri görmek isteyenleri ağırlayan ödüllü bir kamp… Zambezi Nehri’nin tam kıyısında yer alan, Batı Kampı ve Doğu Kampı olarak iki bölüme ayrılan Matetsi’nin konaklama seçenekleri arasında hepsi havuzlu ve nehir manzaralı süitler, iki yatak odalı aile çadırları ve dört yatak odalı özel bir villa öne çıkıyor.