Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Z kuşağının seyahat tutkusu: Görmek mi, görünmek mi?
Algoritmalarla şekillenen ve yalnızlık krizinin giderek derinleştiği dijital çağda, sosyal medya tarafından yönlendirilen bir seyahat ortamında sıkışıp kalmış durumdayız. Son dönemde Z kuşağı, tarihin en seyahat tutkunu jenerasyonu olarak öne çıkarken, yapılan anketlerde 30 yaş altı bireylerin daha fazla pasaport sahibi olduğu gözlemleniyor. Seyahat, bir zamanlar kişisel keşiflerin ve kültürel temasların alanıyken; artık sosyal medya için kurgulanan bir performansa dönüşmüş durumda.
TikTok’un viral algoritması, Instagram’ın filtreli estetiği ve YouTube’un vlog dili, seyahati bir deneyimden çok bir içerik prodüksiyonuna çevirdi. Artık gezginler sadece anı yaşamıyor, o anı paylaşmak, beğeni almak ve görünür olmak için yaşıyor. Sosyal medya, özellikle TikTok ile birlikte, seyahati bir fırsat olarak sunmaya başladı. TikTok'un algoritmik etkisi sayesinde sosyal medya, tek bir videonun, tek bir çekimin, tek bir anın hayatınızı değiştirebileceği bir virallik yarışına dönüştü. Pazarlama dili sözlüğe sızdı ve artık her turist, her destinasyondaki “en iyi” yeri arıyor.
@littlebigworld.em the ultimate list of must-visit places in NYC 💌 #nycthingstodo#thingstodoinnyc#themet#nycmuseum#explorenyc#newyorkcity#newyorkcitylife#nychiddengems
♬ original sound -
Bu durum, genç gezginlerin seyahat için sosyal medyayı nasıl kullandıklarını gözler önüne seriyor. Sosyal medya, özellikle gençler için seyahat ilhamı ve araştırmasının en önemli kaynağı haline geldi. TikTok ve Instagram gibi platformlar artık sadece fotoğraf paylaşımını teşvik etmekle kalmayıp, tüm seyahat rotalarını şekillendiriyor. Hashtag’ler, videolar ve hikayeler aracılığıyla gezginler, tek bir kaydırmada keşfedilmemiş noktaları, yerel ipuçlarını ve gerçek zamanlı yorumları bulabiliyor. Yapılan araştırmalara göre, Y ve Z kuşağının yüzde 80’i sosyal medyayı seyahat ilhamı için kullanıyor. Estetik içerikler ve kitle kaynaklı öneriler artık sadece ilham vermekle kalmayıp, doğrudan seyahat rotalarını belirliyor. Ancak bu öneriler genellikle yüzeysel ve bağlamdan kopuk kalıyor.
Modern gezginin en büyük arzusu ise “otantik” olmak. Yerel gibi hissetmek, turistikten kaçınmak ve gizli kalmış mekanları keşfetmek… Ancak sosyal medya bu arzuyu da metalaştırdı. TikTok’ta “gizli” olarak etiketlenen bir kafe, kısa süre içinde turist akınına uğruyor. Herkes aynı otantik kahvecide, aynı gizli sokakta, aynı manzarada fotoğraf çekiyor. Bu da otantiklik arzusunun bir çelişkiye dönüştüğünü gösteriyor: Herkesin aynı deneyimi yaşadığı bir yerde, deneyim ne kadar özgün olabilir?
Sosyal medyanın etkisiyle şekillenen bu seyahat anlayışı, pandemi sonrası dönemde daha da görünür hale geldi. COVID-19’un ardından dünya “intikam seyahati” (revenge travel) ile tanıştı. İnsanlar, eve kapanmak zorunda kaldıkları dönemin etkisini atmak istercesine toplu halde seyahat etmeye başladılar. TikTok’un yükselişiyle aynı zamana denk gelen bu hareketlilik, özellikle genç gezginler arasında yoğun şekilde yaşandı. European Travel Commission verilerine göre, Avrupa’ya gelen uluslararası turist sayısı pandemi öncesine kıyasla yüzde 6 oranında artış gösterdi ve 2025’in daha da yoğun geçmesi bekleniyor. Japonya 2024’te tarihinin en yüksek turist sayısına ulaştı; Meksika ise aynı yıl 45 milyondan fazla uluslararası ziyaretçiyi ağırladı. Hepsinin ortak paydası ise sosyal medya etkisiydi.
@tabelog_japanbylocals 🍵 A Hidden Gem in Tokyo for Matcha & Sweets 🍃 🏠 Store Name: Yamamoto Tei 📍Area:Tokyo,Shibamata Sta. ------------------------------------------- 🍵 도쿄의 숨겨진 말차 디저트 맛집 🍃 📍지역:도쿄、시바마타역 ------------------------------------------- 🍵 東京隱藏的抹茶甜品寶藏地 🍃 📍地區:東京、柴又站 ------------------------------------------- 🍵 东京隐藏的抹茶甜品宝藏地 🍃 📍区域:东京、柴又站 ------------------------------------------- #short#shorts#Tabelog#Tokyo#Japan#food#東京甜品必吃#도쿄디저트투어东京抹茶甜品#TokyoMatchaHeaven#SweetEscapeTokyo
♬ original sound - Tabelog Japan by Locals - Tabelog Japan by Locals
Ancak bu artışın görünmeyen bir bedeli var. Aşırı turizm, hem yerel halkı hem de seyahatin kalitesini tehdit ediyor. Kalabalıklar, uzun kuyruklar, şişirilmiş fiyatlar ve kimliğini yitiren şehirler artık trend olan her destinasyonun gerçeği haline geldi. Los Angeles, New York, Paris gibi şehirler “Instagram’a uygun sahne”lere dönüşürken, mahalle ruhu taşıyan küçük işletmeler yerini viral mekanlara bıraktı. Hatta bazı Paris restoranları, içerik üretimi uğruna gelen kalabalıklar nedeniyle TikTok yasağı uygulamaya başladı.
Tüm bu tabloya rağmen, sosyal medya çağında anlamlı bir seyahat hâlâ mümkün. Önemli olan, sosyal medyayı son nokta değil, sadece ilham kaynağı olarak görmek. Gerçek bağlar algoritmalardan değil, birebir yaşanan deneyimlerden doğar. Seyahat, kişisel anlam ve insanlarla kurulan bağlantılar üzerine kurulmalı. Bu bazen dijital bir molayı, bazen köklere dönüşü, bazen de yeni şeyler öğrenme arzusunu ifade eder. Seyahatimizi daha derin, özgün ve insan odaklı yapmak için telefondan çok çevremize odaklanmalıyız. Tüketici değil misafir olduğumuzu unuttuğumuz sürece görülmek için değil, gerçekten görmek için yola çıktığımız sürece, sosyal medya çağında bile anlamlı, derin ve gerçek bir seyahat deneyimi mümkün.