Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
İskoçya’nın sisli dağlarından Kyoto’nun kızıl akçaağaçlarına, Napa Vadisi’nin bağlarından İsviçre’nin kültürel festivallerine uzanan etkileyici rotalar.
Sonbahar, doğanın en büyüleyici renklerini sergilediği, şehirlerin ise melankolik bir güzelliğe büründüğü bir mevsimdir. Avrupa’nın tarihi kasabalarından Amerika’nın üzüm bağlarına, Asya’nın kültür başkentlerinden İsviçre’nin dağ köylerine kadar birçok destinasyon, bu mevsimde bambaşka bir atmosfere kavuşuyor. Hem doğa yürüyüşleri hem de kültürel keşifler için ideal olan sonbahar seyahatleri, romantik manzaralar ve yerel festivallerle unutulmaz bir deneyime dönüşüyor.
Yazının devamında İskoçya’dan Kyoto’ya ve Washington’a kadar sonbaharda yurt dışında görülmesi gereken 10 destinasyona göz atın.
Fotoğraf: Alamy
İskoçya’da sonbahar hem doğayı hem de şehir yaşamını en güzel haliyle gösteriyor. Highlands’in sisli dağları ve kızıl kahverengi tonlara bürünen vadileri, yürüyüş ve fotoğraf gezileri için eşsizdir. Göllerin çevresinde yapılan keşifler, bölgenin vahşi ama huzurlu atmosferini hissettirir. Edinburgh’da ise taş sokaklar, gotik yapılar ve kaleler sonbaharın melankolik ışığıyla bambaşka bir güzelliğe kavuşur. Arthur’s Seat’ten panoramik şehir manzarasını izlemek, Royal Mile boyunca dolaşmak ya da şehrin müzelerini ve galerilerini keşfetmek için bu dönem idealdir. Ayrıca Ekim ayında düzenlenen etkinlikler ve Halloween atmosferi, Edinburgh’a ayrı bir cazibe katar.
Fotoğraf: Alamy
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Saint-Émilion, sonbaharda yalnızca bağlarıyla değil, mimarisi ve tarihiyle de öne çıkıyor. Orta Çağ’dan kalma taş sokaklarında dolaşırken kasabanın gömülü manastırını, etkileyici kiliselerini ve panoramik manzaralar sunan tepelerini keşfedebilirsiniz. Yeraltı tünelleri ve şarap mahzenleri kentin ilginç tarihine ışık tutar. Saint-Émilion aynı zamanda gurme restoranları, el yapımı ürünler satan butikleri ve sanat galerileriyle de dikkat çeker. Sonbaharda kızıl ve altın yapraklarla çevrili bu kasaba, huzurlu atmosferiyle adeta açık hava müzesine dönüşür.
Fotoğraf: Alamy
Kaliforniya’nın Napa Vadisi sonbaharda yalnızca üzüm bağlarıyla değil, renk cümbüşüne dönüşen doğası ve kültürel çeşitliliğiyle de öne çıkar. Eylül ve Ekim aylarında vadide “Indian Summer” diye bilinen ılıman hava koşulları devam eder, bu da bisiklet rotaları, doğa yürüyüşleri ve açık hava aktiviteleri için ideal bir ortam yaratır. Sabahları sisle kaplanan tepeler öğleden sonra güneşle açılırken, gün batımları vadinin altın tonlarıyla bütünleşir. Sıcak hava balonu turlarıyla manzarayı gökyüzünden izlemek unutulmaz bir deneyim sunar. Napa aynı zamanda gurme restoranları, çiftçi pazarları ve sanat galerileriyle de dikkat çeker; özellikle Yountville ve St. Helena gibi kasabalar hem gastronomi hem de butik alışveriş açısından keyifli duraklardır.
Fotoğraf: Alamy
Sonbaharda Toskana adeta altın bir tabloya dönüşüyor; tepeleri kaplayan zeytinlikler, trüf ormanları ve kıvrımlı yollar manzarayı daha da büyüleyici hale getiriyor. Bu dönemde kasabaların meydanlarında hasat şenlikleri yer alıyor, yöresel pazarlar kuruluyor ve bölge halkının geleneksel yaşamına tanıklık etme fırsatı doğuyor. Siena’nın görkemli meydanı Piazza del Campo, Lucca’nın surlarla çevrili sokakları ve San Gimignano’nun Orta Çağ kuleleri sonbaharın dingin ışığıyla büyüleyici bir görünüme kavuşuyor. Serin ama güneşli havası sayesinde bağların arasında yürüyüş yapmak, kırsalda bisiklete binmek ya da bir şatoda konaklayarak manzaranın tadını çıkarmak bu mevsimde unutulmaz deneyimler sunuyor.
Fotoğraf: Alamy
Japonya’nın kültürel kalbi Kyoto, sonbaharda kırmızı akçaağaç yapraklarıyla bambaşka bir görünüme kavuşur. Tapınakların bahçelerinde, özellikle Kiyomizu-dera ve Tofuku-ji’de, kızıl ve altın yaprakların süslediği manzaralar adeta kartpostallık kareler sunar. Arashiyama bölgesinde bambu ormanının yanı sıra Hozugawa Nehri boyunca yapılan tekne turları, farklı bir bakış açısıyla sonbahar renklerini keşfetme imkânı tanır. Ayrıca geleneksel çay seremonilerine katılmak, kimonolarla bahçelerde dolaşmak ve kentin mevsime özel festivallerinde yer almak Kyoto’nun sonbahar büyüsünü tamamlar.
Fotoğraf: Alamy
Antwerp sonbaharda kültür ve renklerle dolu bir seyahat durağıdır. Şehir parkları ve caddeleri rengârenk yapraklarla kaplanırken, MAS Müzesi ve Rubens House gibi kültürel duraklar mevsime özgü atmosferiyle ziyaretçileri çeker. Antwerp’in dünyaca ünlü elmas ticareti merkezini keşfetmek, tasarım butikleri gezmek ve şehrin gastronomik zenginliğini deneyimlemek için en uygun dönemlerden biridir. Orta Çağ mimarisiyle modern yapılar arasındaki kontrast da sonbaharın romantik havasıyla birleşince Antwerp çok daha büyüleyici bir şehir haline geliyor.
Fotoğraf: Alamy
Seattle’da sonbahar şehir hayatının dinginleştiği ama doğanın en güzel renklerini sergilediği dönemdir. Özellikle Washington Park Arboretum ve Japon Bahçesi, kızıl ve sarı yapraklarıyla büyüleyici manzaralar sunar. Şehir dışında elma bahçelerine gitmek, balkabağı festivallerine katılmak ve yerel çiftçi pazarlarında sonbahar ürünlerini tatmak bölge kültürünü deneyimlemek için idealdir.
Fotoğraf: Alamy
Sonbahar Kopenhag’da kültür, eğlence ve huzuru bir arada sunar. Golden Days Festivali şehrin dört bir yanında sanat ve tarih etkinlikleriyle ziyaretçilere farklı bir bakış açısı kazandırır. Tivoli Bahçeleri ise sonbaharda Halloween süslemeleri ve ışıklarıyla adeta büyülü bir atmosfere bürünür. Serin havada kafelerde oturup tarçınlı çörekler ve kahveler eşliğinde “hygge” konseptini deneyimlemek, şehri sonbaharın dinginliğiyle hissetmenin en güzel yoludur. Bisikletle şehir turu yapmak da bu dönemde ayrı bir keyifli olacaktır.
Fotoğraf: Alamy
Sonbaharda Como, Garda ve Maggiore gölleri, kızıl ve altın yaprakların yansıdığı sularıyla büyüleyici bir manzara sunar. Bu dönemde göl kıyısındaki villalar ve bahçeler romantik bir atmosfer kazanırken, yürüyüş parkurları ve tekne turları sonbaharın dingin renkleriyle çok daha keyifli hale gelir. Özellikle Como Gölü çevresindeki kasabalar, dar sokakları ve tarihi yapılarıyla sonbaharın huzurlu havasını en güzel şekilde yansıtır. Garda Gölü’nde bağ bozumu ve zeytin hasadı sayesinde şarap ve zeytinyağı tadımları öne çıkarken, Maggiore Gölü’nde küçük adalara yapılan geziler pastoral bir güzellik sunar. İtalya Göller Bölgesi sonbaharda hem doğa hem de gastronomi açısından büyüleyici bir keşif rotası haline geliyor.
Fotoğraf: Alamy
İsviçre sonbaharda sarı, turuncu ve kırmızı tonların en güzel örneklerini sergileyen doğasıyla göz kamaştırıyor. Bern’deki geleneksel Soğan Pazarı, Ticino’daki Kestane Festivali ve Lugano’daki Sonbahar Şenliği gibi etkinlikler hem yerel kültürü tanımak hem de mevsimin ruhunu hissetmek için kaçırılmamalıdır. Dağ köyleri ve göl kıyılarında yapılan yürüyüşler, fotoğraf severler için eşsiz kareler sunar. İsviçre sonbaharda hem gastronomi hem doğa hem de kültür açısından en zengin dönemlerinden birini yaşar.