Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Eğlenmek, keyiflenmek, sosyalleşmek, yaşamın içinde gizli tüm güzellikleri fark edebilmek... Aldığımız her nefesin değerini ilmek ilmek ruha işleyen bir destinasyon, Nikki Beach Resort & Spa Montenegro. Vogue Türkiye güzellik ve wellness direktörü Zeynep Akdoğan, İstanbul’a yalnızca bir saat uçuş uzaklığındaki beach club’tan bildiriyor.
Soluksuz tempoya kısa bir ara. Hem ihtiyaç, hem huzur, hem de eğlence molası. Karadağ’da, Tivat Körfezi’nin maviyle yeşili buluşturan, etrafı sıra dağlarla çevrili doğa hazinesinin içinde saklı bir yer Nikki Beach Resort & Spa. Büyük yüzme havuzlarının etrafına kondurulmuş dev palmiye ağaçları, turkuvaz rengi alabildiğine berrak deniz ve ufuktaki yemyeşil sıra dağların oluşturduğu o müthiş kompozisyon, tablolar kadar güzel. Resort’un geniş ve alçak mimarisi, modern olmasına rağmen koyun doğasına hükmetmeyecek şekilde tasarlanmış. Her türlü konforu düşünülmüş, geniş metrekareli lüks süit odalar, çeşitli sanatçıların eserleriyle dekore edilen modern hollere; hasır lambalar, ahşap sandalyeler, beyaz koltuklarla donatılmış dış mekanlara çıkıyor.
Nikki Beach’in dünyanın dört yanına yayılan lokasyonlarını deneyimleyenler bilir. Miami’den Saint Tropez’ye, Saint Barth’tan Monte Carlo’ya, Dubai’den Costa Smeralda’ya uzanan, müzik, moda, film ve sanat unsurlarını bütünleştiren sıra dışı bir plaj kulübü burası. Lüks ama züppe değil. Bilakis, sıcaklığı ve samimiyetiyle misafirlerine güven veriyor. Kurucusu Jack Penrod bilhassa böyle kurgulamış Nikki Beach’i. Trajik bir şekilde hayata erken veda eden çok sevdiği merhum kızı Nicole’un anısına; onun yaşamına armağan etmiş bu konsepti. Öyle ki, 1998 yılında açılan ve jet hızıyla dünyaya yayılan eğlence mabedi, Nicole’un kalıbına sığmaz yaşam enerjisiyle dolup taşıyor; hayatın bir kutlama olduğunu hatırlatıp sevinç aşılıyor insana. Kalbinin müzikle atması da bu yüzden. DJ’ler, şarkıcılar, sanatçılar, davulcular, burlesk dansçıları ve dahasını içeren efsaneleşmiş eğlence programları; temalı özel organizasyonlar; yaz sezonunu açan White Party ve yazı uğurlayan Red Party’ler, celebrity müdavimlerinden de ünlü. Madonna, Penelope Cruz, Victoria Beckham, J Lo, Leonardo DiCaprio, Rihanna… Hollywood yıldızları, süper modeller ve pop yıldızlarıyla yan yana dans etmek, hatta kadeh tokuşturmak burada olağan senaryolardan.
Öğle saatlerinde, kulübün Karadağ’ın heybetli dağlarına bakan restoranına kuruluyoruz. Taptaze malzemelerle hazırlanan menüden ilk tercihim Burrata Caprese. Çeri, yeşil ve kumato domateslerle süslenen, balzamik, sızma zeytinyağı, fesleğen pesto ve limon tuzuyla pekiştirilen salata hem doyurucu hem de leziz. Benim gibi burrata müptelasıysanız, ana yemekler arasında yer alan ve yine burrata ile servis edilen kuşkonmazlı risotto da şiddetle tavsiye olunur. Siraça sosuyla, jalapeno biberiyle tadı damağımda kalan sushi kompozisyonlarını da ufak ufak tadımladıktan sonra sahile inip, sere serpe uzanıyorum şezlonglardan birine ve çok geçmeden Tivat Körfezi’nin serin, cam gibi, tuzlu sularına atıyorum kendimi.
Burada sıkılmak ne mümkün. Jet skiden paddleboard’a uzanan çeşitli aktivitelerin yanı sıra Nikki Beach’in Karadağ’ı deniz yoluyla keşfetmeyi mümkün kılan özel bir teknesi de var. Körfeze açıldığınızda gördüğünüz tarihi manzaralarsa hafızalara kazınan, ilham veren türden. Our Lady of The Rocks, örneğin, üzerinde bir kilise ve müze bulunan yapay bir adacık. Ta 1452 yılına dayanan rivayete göre, bu bölgede bir kayanın üzerinde Madonna ve Çocuk ikonu keşfeden yerel denizciler, yüzyıllar boyunca körfeze bir kaya bırakarak inşa etmişler bu adayı. Bir diğer tarihi miras, Kotor ise onu çevreleyen devasa surlar ve dağlarla, kiliseleri ve katedralleriyle, Arnavut kaldırımlı daracık sokaklarıyla şiir gibi bir Orta Çağ şehri. Romalıların milattan önce 168 yılında tasarladığı şehrin mimarisi hem Roma hem de Venedik’ten izler taşıyor. Fjordları andıran Boka Körfezi ve onun en dar boğazına kurulan Perast şehri de, Akdeniz’in bu saklı cennetinde keşfedilmeyi bekleyen hikâyeler arasında.
Güneş var gücüyle parlarken, saat 4 sularında plaj partisi için dönüyoruz Nikki Beach’e. İskeleye yanaşırken bizi kocaman pankartlarla, havai fişeklerle karşılayan resort ekibi, az sonra başlayacak müthiş eğlencenin habercisi. Sushilere, gurme pizzalara ve kokteyllere doyduktan sonra kareografileriyle bizi canlandıran profesyonel dansçıları seyre dalıyoruz. Tam da buraya Nikki Beach’in alametifarikası, club partisine dair bir parantez açmak gerek: Partiler için 18, özel etkinlikler için 21 yaş sınırı var ancak bu kural dışında kısıtlı bir yaş grubuna hitap eden türden değil; dünyanın her yerinden, her yaştan insanın aidiyet hissedebildiği sıcacık bir atmosfer bu. Burada olmanızın tek sebebi de nasıl göründüğünüze, ne giyindiğinize ve başkalarının ne düşündüğüne hiç aldırış etmeden özgürce keyif yapmak.
Tekno müzikte yıldızı parlayan Aaaron Sevilla, DJ kabinine geçtiği anda coşturuyor hepimizi. Onun hemen yanı başında müthiş bir hazla çalan, çalarken bol bol da eğlenen perküsyonistlerin, saksofonistlerin, bize hizmet eden garsonların her biri, içimde uyandırdığı güzel enerjilerle ruhumu serbest bırakmaya, teslimiyete, dansa davet ediyor beni. Doğrusu, yanlışı da yok. Sallanmak, savrulmak ve hatta tepinmek serbest. Etrafımı şöyle bir süzüyorum da; herkes içtenlikle gülümsüyor, eğleniyor, sosyalleşiyor, anın tadını çıkarıyor. E, ben de bırakıyorum kendimi müziğin kollarına. Ve ara sıra gökyüzüne bakıp, mırıldıyorum. “Hayattayım. Burdayım. Yaşıyorum.”