Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Metaverse’e dünden hazır olanlar ve bu yeni var olma biçiminin, alıştığımızın yerini tutmayacağına inananlar… Siz hangi taraftasınız? Fiziksel ve dijital moda dünyası birbirinden bu denli beslenirken, sandığımızın aksine taraf seçmek zorunda olmayabilir miyiz?
Fotoğraf: #ThursdaysChild x Trunk Archive / Lusha Alic
Metaverse’e dünden hazır olanlar ve bu yeni var olma biçiminin, alıştığımızın yerini tutmayacağına inananlar… Siz hangi taraftasınız? Fiziksel ve dijital moda dünyası birbirinden bu denli beslenirken, sandığımızın aksine taraf seçmek zorunda olmayabilir miyiz?
Dijital modaya hazır mısınız? Eğer hayatınızın bir döneminde Sims karakterlerini giydirmek için vakit harcadıysanız, çoğu kişi için hâlâ sürreal görünen bu yeni döneme sandığınızdan daha hazır olabilirsiniz. Farkında olmasak da bilgisayar oyunları yıllardır modanın, dijital evrenin bir parçası olacağına dair ipuçları sundu. The Sims, World of Warcraft, Fortnite, Animal Crossing… Geri dönüp baktığımızda sanal dünyada hiçbir avatar kıyafetsiz kalmadı. Aksine bu yeni evrenler moda tercihlerinde daha cesur olabildiğimiz bir alan yaratarak popüler kültüre de katkıda bulundu.
Özellikle pandemi döneminde popülerleşen, sevimli hayvanların başrolde yer aldığı Nintendo oyunu Animal Crossing’in dünyasında karakterlerin ne giydikleri o denli ön plana çıktı ki Valentino, Marc Jacobs ve Prada, onlara özel indirilebilir kıyafetler tasarladı. Elbette Animal Crossing, tanınır markaların dijital moda girişimlerinin ilk ya da son örneği değil. Yakın zamanda düzenlenen Metaverse Moda Haftası’na olan ilgi ve katılım göz önüne alınırsa, e-ticaret gelişmelerine ayak uydurmakta geç kalan ve bundan ders alan yüksek modanın yeni düzene ilk katılan olma konusunda istekli olduğu açık. Uluslararası Moda Yönetimi şirketi Brandcared’in kurucularından Irmak Yılmaz, markaların bu ilgisini şöyle özetliyor: “NFT’ler ve Metaverse popüler kültürün bir parçası haline geldi ve bunlar, ‘hype’ dediğimiz kavramın şu an içini dolduran en önemli alanlar. Metaverse’e inanmayan markalar bile ‘en azından biz de bir şeyler yapalım, geri kalmayalım’ mantığıyla girişimlerde bulunuyor. Bunlar ne kadar kalıcı ve sürdürülebilir olur, orası ayrı tartışma konusu. Ancak fiziki ve dijital dünyanın artık giderek birbirine karıştığı günümüzde bir şeyin dijitalde yükselmesi, otomatik olarak fiziki hayatta da yükselmesini sağlayabiliyor.”
Moda ve Metaverse ilişkisinde markaların durumu bolca konuşulmakla birlikte daha az rastladığımız bakış açısı; tüm bu değişimin bireysel olarak biz tüketiciler için ne ifade ettiği. Yüzlerce yıllık moda tarihinde; beyaz rengi bir sembole dönüştüren süfrajetlerden cinsiyet rollerini yıkan drag queen’lere, giysilerin bir kişisel ifade yöntemi olarak kullanıldığını defalarca gördük. Metaverse de tam bu nedenle heyecan verici çünkü bu zamana dek modayı tümüyle başka biri olmanın mümkün olduğu bir evrende deneyimlemedik. Fashion Law Institute kurucularından Av. Erdem Eren, Metaverse tarafından yaratılan bu özgürlük alanını kendi deneyimleri üzerinden şöyle değerlendiriyor: “NFT ve Metaverse projelerine hem avukatlık hem de yatırım yapan biri olarak aslında metaverse dünyasının sağladığı özgürlüklerin şimdiden gerçekleşmeye başladığını söyleyebilirim. Metaverse, bireylere anonim olma özgürlüğü sağladığı gibi, fiziki dünyada belirli kalıplara sıkışmak zorunda kalan kişilere istediği kişi olabilme imkanı da tanıyor. Örneğin; bir kripto para start-up’ı kuran 19 yaşındaki erkek bir müvekkilimle tüm toplantılarımızı Metaverse üzerinden gerçekleştiriyoruz ve oraya 45 yaşındaki bir kadın avatarıyla katılıyor. ‘Metaverse’te istediğim kişi olma şansım varken neden aynı kişi olayım ki?’ diyor. Bu açıdan baktığımızda, 19 yaşında fiziki dünyada belki nadiren moda alışverişi yapan bir erkeğin, 45 yaşındaki sanal kadın karakteri için daha fazla moda alışverişi yapabileceğini bile söyleyebiliriz. Dolayısıyla Metaverse’ün yarattığı bu yeni alanda sınır, hayal gücümüz olacak.”
Üstelik Metaverse’ün ve dijital modanın yarattığı özgürlük alanı, kendini ifade etme şansıyla da sınırlı değil. Moschino x The Sims projesinin kullanıcılara sadece 10 dolara bir koleksiyon paketi satın alarak avatarlarının stilini tasarlama şansı sunmasından yola çıkarsak, yüksek moda markalarıyla etkileşimdeki finansal kısıtlamaları da azaltabileceğini söylemek mümkün. Bu dönemi “Modanın Demokratikleşmesi 2.0” olarak adlandıran Yılmaz ise bu başlangıcın, ileride marka esnetme stratejilerinin bir parçası olabileceğini öngörüyor: “20’li yaşlarımızda ilk Dior rujumuzu alırken ve bu vesileyle Dior ulaşılabilir fiyatta bize marka deneyiminden bir parça sunarken, daha fazla para kazandığımız dönemlerde bize daha pahalı Dior ürünleri aldırmanın tohumunu ekiyordu. Artık aynı şey Metaverse’te de geçerli olacak. Bugün 12 dolara Gucci dijital sneaker’ı alırken, daha fazla para kazandığımızda, Alessandro Michele’in Metaverse’teki avatarımıza özel haute couture giysi tasarlamasını isteyebiliriz.”
Yılmaz’ın bu öngörüleri kısa zamanda gerçeklik bulacak gibi görünüyor. Zira The Business of Fashion tarafından yürütülen araştırmaya göre 18-30 yaş arasındaki Amerikalıların yüzde 70’i dijital kimliklerinin kendileri için önemli olduğunu belirtirken, yüzde 50’si önümüzdeki 12 ay içerisinde dijital bir giysi, aksesuar ya da NFT için para harcamayı planladıklarını söylüyor. Yani dijital modanın günlük yaşam pratiğimizin bir parçası hâline gelişi sandığımızdan daha yakın. Eren’in sözleriyle: “Konuya dijital dönemden öncesindeki fiziki moda açısından da bakarsak aslında, iki dünyanın çok farklı olmadığını görebiliriz. Fiziki dünyada da moda aslında imaj ve statü oluşturmak için bir araç görevindeydi; şimdi aynı görevi dijital dünya üstleniyor. Çok değerli bir koleksiyona ait bir NFT’nin Twitter’da, hatta LinkedIn’de profil fotoğrafı olarak kullanılması, fiziki dünyada sınırlı sayıda üretilen Louis Vuitton çanta takmakla eşdeğer olabiliyor. Hatta söz konusu NFT, Bored Ape Yacht Club gibi bir koleksiyona aitse, muhtemelen o Louis Vuitton çantadan çok daha pahalı ve değerli bir konumda!”
Elbette tüm bu sürecin modanın geleceği açısından nasıl şekilleneceğine karar verecek olanlar Z ve Alpha kuşakları. “Şu an arkadaşlarımın çocuklarının, ebeveynlerinden para isteyerek kendilerinden ziyade Roblox’taki karakterlerine X markalı kıyafet almalarıyla karşılaşıyorum” diyen Yılmaz, markalar yeni jenerasyon tüketicilerine küçük yaştan itibaren marka bağımlılığını bu gibi yollarla aşılarlarsa, ileride çocuklarımızdan “Keşke zamanında Metaverse Fashion District’te bir yer alsaymışsın” ya da “X Sneaker NFT’sini 50 dolara mint etseymişsin” gibi cümleler duyma ihtimalimizin yüksek olduğunu düşünüyor.
Öte yandan halihazırda Metaverse’te uzun zaman geçiren Z ve Alpha kuşaklarının etkisiyle iki dünya arasındaki köprüler, popüler kültür üzerinden de inşa ediliyor. Bolca espri konusu olan siyah Met Gala elbisesinden başlayarak son iki yıldır Kim Kardashian’ın üzerinde gördüğünüz kıyafetleri gözünüzün önüne getirin. Bir bilgisayar oyunu ya da sanal evrenden çıkmış gibi görünmüyor mu? Influencer’lar sanal dünya karakterleri gibi giyinirken, yüksek moda markaları kadar hızlı giyim markaları da koleksiyonlarını hem sanal hem de fiziksel evrende var olabilecek şekilde tasarlıyor ve sunuyor. Örneğin; Zara yakın zamanda aynı ürünleri hem Zepeto’daki dijital karakterlerimizin hem de fiziki dünyada bizim giyebileceğimiz “metakoleksiyon” olan Lime Glam’i sundu. O halde belki de fiziksel ve dijital moda arasında seçim yapmak ya da bir tarafa önyargılı yaklaşmak yerine ikisinden aynı anda keyif almaya çalışabiliriz. Hollandalı tasarımcı Iris van Herpen’in sözleriyle: “Sınırlar ortadan kalktığında, fiziksel ve dijital dünyadaki yaratıcılık eşdeğer hâle gelecek.”