Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kendinize metaverse’de sıfırdan bir karakter yaratsanız, gerçek hayatınızla paralel mi olsun, yoksa farklı mı olsun isterdiniz?
Fotoğraf: Justin Ridler
Geçen yazımı okuyan şanslı okuyucularla Web 3.0’ın dehlizlerini keşfe çıkmış; metaverse’de vakit geçirmeyi tercih eden kullanıcıların yüzde 70’ten fazlasının, oradaki avatarlarının “fiziksel” hayatlarında ifade edemedikleri özellikleri ve yaratıcılıklarını göstermesini istediklerini öğrenmiştik. Metaverse dediğimiz yer birçok insan için bir nevi “maskeli balo” yani.
Fakat konuya bambaşka bir açıdan bakanlar da var bu cesur yeni dünyada: Digital twins. İsminden de anlaşılabileceği gibi “dijital ikizler”, kişinin metaverse ile gerçek dünyada bir örnek olma durumunu ifade ediyor. Peki, bu olguyu, bilhassa moda markaları nasıl bir kaldıraç olarak kullanıyor? Cevap çok basit: Dün akşam video oyunu The Sims’te inşa ettiğiniz evinizin anahtarını, ertesi gün posta kutunuzda bulduğunuzu hayal edin.
Online ve offline evrenleri paralel hâle getirme yaratıcılığı tetiklediği gibi, yaratıcı endüstrileri de hızlandırıyor. Son yıllarda sektör son sürat bu alanda dikeyleşti; dünyanın dört bir yanındaki şirketlerin pazarlama ekiplerinin, sanatçıların, yaratıcıların odağı bu alana doğru kaydı; offline perakende ürünlerini patır patır metaverse-dostu formatlarda oluşturma ajansları kuruldu; direkt buraya uygun ürün tasarım merkezleri açıldı… Ve derken, buradaki potansiyeli görünce pastanın tamamını yeni nesil alternatif markalara kaptırmak istemeyen kallavi modaevleri resme dâhil oldu.
Moda sektörünün metaverse’deki yorumu, fani bir dijital pazarlama taktiğinden çok daha sofistike. Bu yüzden işin ciddiyetini hızla kavrayanlar ya Nike gibi gidip bu işi öngörüp, yatırımlarını bu alana yapmış markaları satın aldı ya da Marni, Jil Sander ve Diesel’in de sahibi olan OTB Group’un yaptığı gibi şirketlerinde yepyeni departmanlar kurdu. Bu vizyoner bakış ise boşa değil. Morgan Stanley, geçtiğimiz sene yaptığı araştırmalara göre metaverse, oyun ve NFT’lerin 2030 yılına kadar lüks mal pazarının yüzde 10’unu oluşturabileceğini ve sektördeki kârı yüzde 25 artırabileceğini hesapladı.
Gelin, geçtiğimiz ay düzenlenen New York Moda Haftası’ndan güncel bir örnekle sektöre hızla bir göz gezdirelim. 11 Eylül’de Brooklyn’de gerçekleşen Tommy Hilfiger’ın yeni koleksiyonunun tanıtımı, aynı zamanda Roblox’ta dijital avatarlarla sunularak, fijital sunumlara güzel bir örnek oluşturdu. Öte yandan Prada; adidas ve Damien Hirst’ün oğlu Cassius Hirst ortaklığıyla yine alanda adından söz ettirecek açılımlar yapıyor. Gucci, ikonik Blondie çantasının dijital versiyonunun lansmanını yaptı. Tüm bunlar tasarım olarak online ve offline dünyada kendi çizgilerinde kalsalar da, yaratıcı olarak belki de en cüretkar kararı Tiffany & Co. aldı. Pek çoğunuzun tahminen duyduğu üzere, Ağustos ayında Cryptopunk NFT profil resimleri sahipleri için sınırlı sayıda el yapımı 250 kolyeyi satışa açtı. Tiffany & Co.’nun Web 3.0 alanına resmi girişi olarak da sayılan bu lansmanda mücevher markası, muhafazakar yaratıcı stratejisinden giderek uzaklaşıp yeni jenerasyonların kalbini kazanmak için cesur bir adım attı. Cryptopunk NFT profil resimlerinin sahipleri, yalnızca 5 - 12 Ağustos tarihleri arasında markanın özel platformundan Ethereum ödeyerek bu kolye uçlarını satın alabildiler. Mücevher ustalarının bu kolyeleri sahiplerine en erken 2023’ün başlarında teslim etmesi planlanıyor. Peki, bu gerçek bir metaverse ile lüks zanaatkarlığı kombinasyonu değil de ne!
İşte tüm bunlar fijital moda dünyasının nadide örneklerini oluştururken, bir de benzer bir vizyondan doğan fijital sanat nosyonu var. Geçtiğimiz sene İngiliz sanatçı Damien Hirst, kendisinin basılan ilk NFT sanat koleksiyonu The Currency için, fiziksel eserleriyle ona bağlı dijital kopyalarının lansmanını yaptı. Kendi içinde birden fazla örnek uygulama barındıran bu lansman ve fijital sanat konusu derin, o da başka bir yazının konusu olsun.