Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Yaratıcılık ürünü, rengarenk aranjmanlarıyla hem özel davetleri hem de evleri renklendiren çiçek tasarımcısı Nil Kavala Kahraman’la Sevgililer Günü öncesi özel bir sohbet...
Mutlu eden küçük sürprizlerin ayındayız. Sevgililer Günü’nün kutlandığı, çiçek siparişlerinin sıklaştığı şubat ayında, sevginin en zarif sembollerinden, özel buketlerin tasarımcısı Nil Kavala Kahraman ile sohbet etmek için atölyesi Florette Flowers’ta bir araya geldik. İkinci bebeğini bekleyen tasarımcı, 14 Şubat’ın yarattığı yoğunluğun heyecanı içinde, pozitif bir tutumla karşılıyor Vogue Türkiye ekibini. Atölye rengarenk bitkilerin dolup taştığı, mis gibi kokuların birbirine karıştığı bir mutluluk mekanı adeta...
Nil Kavala Kahraman aslında uluslararası ilişkiler mezunu. Ardından moda iletişimi ve halkla ilişkiler üzerine yüksek lisansını tamamlamış ve Louis Vuitton, Vakko gibi devlerin bünyesinde çalışmış. “Her zaman modanın içinde olacağımı ve bu alanda işler yapmak istediğimi biliyordum. Kariyer adımlarımı güçlü olduğumu bildiğim alandan, yani iletişimden sürdürerek modayı da bu alanın içine kattım.” Şimdilerde ağırlıklı olarak sektörün event alanında aktif bir kadın girişimci kendisi. Halkla ilişkilerin de çiçek tasarımcılığının da kalbinde iletişimin olduğu düşüncesinde. “Çiçek tasarımcılığında müşterinin hayalindeki tasarımı çok iyi anlamak ve en iyisini sunmak üzere hizmet veriyorum. Trendleri uygulayarak, çalıştığımız markalarla doğru iletişimi kurup onlara görsel şölenler sunmanın peşindeyiz. 2020’den beri doğru müşteri kitlesiyle, doğru işler yapıyor olmamızın temelinde bu var.”
Hiçbir başarı anlatıldığı kadar kolay elde edilmiyor elbette. Kurumsal sektörde çalıştıktan sonra dümeni girişimciliğe kırmak cesaret isteyen bir atılım. “Hayatta hep bir B planıyla ilerlemeye özen gösterdim. ‘Bunun yanında ne yapabilirim, bunu yapmayı bırakırsam yarın ne yaparım?’ sorularının cevabı bende hep hazırdır.” Florette de böyle kurulmuş; zorluklar aşılarak, yer yer karamsarlığa düşerek, ancak bütün bunların geçici, misafir duygular olduğuna inanarak... Kadın girişimci olmanın getirdiği zorlukların yanı sıra, hassas, kırılgan bir malzemeyle çalışmanın zorluğu da var Kahraman’ın iş kolunda. “Aslında çiçeklerin hepsi ayrı bir karakter” diyor tasarımcı. “Tıpkı bizim gibiler. Narinlik, kalıcılık, dayanıklılık hep ayrı birer karakter özelliği ve bunların bir arada, tek bir çiçekte bulunması zor.” Dağıtım sırasında gösterilmesi gereken özenden tutun aranjmanlara girecek çiçeklerin muhafazasına, bu incelikli ve zor zanaatın motivasyonu, vazoların ulaştığı yüzlerdeki mutluluk. “Gökkuşağı çıktığında nasıl hepimiz hayallere dalıp mutlu oluyorsak, birçok rengi bir arada görmek de üzerimizde aynı etkiyi yaratıyor. Anlayacağınız ilhamım renklerden geliyor. Özellikle canlı renklerin yarattığı harmoni hem spiritüel bir yön taşıyor hem de mutluluk veriyor. Çiçeklerimize bakıp eğlenmek ise zaten bizleri mesleğimize bağlayan şey.”
Fotoğraf: Emirkan Cörüt
Çiçeklerle çalışan tasarımcılar bitkilerin kesildiği, vazoya konduğu, servis edildiği süreçlerin hepsine anbean hakim olmak durumunda. Kahraman, atölyedeki soğuğu, malzemenin tazeliğinin ancak bu şekilde korunabileceğiyle açıklıyor. “Kolay diyemem, her bir tasarımın arkasında ciddi bir emek var. Özellikle narin çiçeklerin canlılığını sürdürebilmek, doğru ısıyı koruyabilmek, suları bakterisiz tutabilmek gibi pek çok unsur var dikkat edilmesi gereken.” Böylesi bir özen, rakiplerden ayrışmanın anahtar elementi. “Florette yenilikleri takip eden, sınırların içinde kalmayan ve basit görünmekten uzak, her tasarımı farklı kılacak içerikleri buluşturmayı seven renkli bir çiçekçi.” Atölyedeki rengarenk, çeşit çeşit, kimileri egzotik çiçekler farklı vazolar ve boyama teknikleriyle birer sanat eserinin parçası oluyor.
Çiçekler anlamları bakımından da farklı karakter izleri taşıyor; bu yüzden hepimizin en sevdiği bir çiçek var belki de. “İnanır mısınız, genellikle kişinin karakteriyle bütünleşen seçimler oluyor bunlar” diyor Kahraman. “Mesela ben kırılganlığı ve hassaslığıyla bilinen mimozanın büyük bir hayranıyım. Her insanın özel bir çiçeği vardır ve o çiçek de aynı şekilde kişiyi özel kılar. Gülün aşkı, şakayığın sonsuz sevgiyi, mügenin asaleti temsil ettiğini ve her çiçeğin farklı koşullara hitap ettiğini düşünenlerdenim. Bir ayçiçeğinin sempatisi insana iyi gelmez mi sizce de? Bu sayede renkli aranjmanlarla her koşul için farklı mutluluk anları yaratabiliyoruz.” Basit ifadesiyle çiçekçilik, usta ellerde tam da bu sayede bir sanat formuna dönüşüyor. “Bizden istenen bir proje olduğunda önce işi talep eden kişilerin stil seçimlerine, sonra o gün bu işin davetlilerine sağlanmak istenen mood’a bakıyorum. Araştırmacı bir ruhum var ve yenilikleri takip etmekten keyif alıyorum. Her etkinliğin eşsiz ve görkemli olması için çiçek tasarımlarımızda küçük renk oyunları ve şaşırtıcı, sıradışı çiçek seçimleriyle yaratıcılığımızı buluşturuyoruz” diye açıklıyor tasarımcı etkinliklere hazırlanma sürecini. “Benim için öncelik, müşteriyle bütünleşmek. Tasarımlarımın doğru aktarımla, doğru kişilere ulaşmasından heyecan duyuyorum.”
Bu sıralar Sevgililer Günü telaşında Nil Kavala Kahraman ve özverili ekibi. Şubat ayı, mimoza ayı tasarımcı için. Ancak bu özel çiçekler ağaçlardan kesildiğinden her an atölyede hazır bulundurulan çiçekler arasında yer almıyor. Bu tür durumlarda farklı kaygılar devreye giriyor. “Sürdürülebilirlik kişisel yaşamımda da iş hayatımda da hassasiyet geliştirdiğim bir konu. Kurumsal etkinliklerde çoğunlukla markalara hizmet verdiğimiz için, planlı canlı çiçek alımları yaparak oluşabilecek ekstra atıkların önüne geçiyoruz. Buket kağıtlarımızı da geri dönüşümlü kağıtlardan seçmeye özen gösteriyoruz.”
Son olarak, sevdiklerimizden gelen özel çiçeklerin keyfini uzun günler çıkarmak için nelere özen göstermemiz gerektiğini soruyoruz. “Öncelikle iki günde bir, çiçeklerin saplarını verev bir şekilde kesmenizi öneririm. Yine sularını da iki günde bir değiştirerek ömürlerini uzatabilirsiniz. Ortamın çok sıcak olmaması da buketinizin uzun süre dayanmasını sağlayacaktır.”