Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Demna Gvasalia, doğru sözcükleri kullanarak duruşunu güçlü bir şekilde ifade ediyor.
Demna Gvasalia ile, az önce radikal moda kolektifi Vetements'in defilesinin düzenlendiği Paris Presbiteryen kilisesinin sahne arkasında bir araya geldik.
Fotoğraf: Indigital
Tişörtünün üzerinde "May the bridges I burn light the way" (Yaktığım köprüler yolu aydınlatsın) yazıyordu ve bu, defilede gördüğümüz bazı kıyafetlerin üzerine basılmış sözcüklerden çok daha şiirsel bir anlam içeriyordu. Öte yandan yağmurluğu, kemerindeki halkaya geçirilmiş olan asık suratlı bir mankenin mavi sweatshirt'ünün üzerinde "Are we having fun yet?" (Eğlenmeye başlamadık mı?) yazıyordu.
Fotoğraf: Indigital
Diğer tişörtlerden de kızgınlık ve sövgü dolu sözcükler dökülüyordu. İzleyicilerin önünden hızlı hızlı yürüyerek geçen mankenlerin yürüme şekli bile aşırı öfkeli gözüküyordu.
Kenardan sarkan gömlek veya görünmez bir askıya asılmış gibi duran ceket (ki bunu daha önce Demna'nın çalıştığı Margiela'da da gördüğüme eminim) gibi kıyafetlerin çoğu büyük bedendi.
Fotoğraf: Indigital
Grunge'ın, 80'lerin gösterişli tarzına ayak diretmesinden beri bu tür bir "anti-moda" duruşu hiç görmemiştik. Balenciaga'daki defilesini pazar günü düzenleyerek çok olgun bir davranışta bulunan Demna, 80'lerde henüz sadece 14 yaşındaydı.
Demna, "Kiliseyi seçtim çünkü karanlık bir dönemden geçiyoruz ve beraber çalıştığım takımım bu dönemde çok duygusaldı. Hepimiz karanlık bir ruh hali içindeydik ve kilise bu yüzden çok uygun bir atmosfer sağlıyordu," dedi.
Peki ya geçen döneme göre boyut olarak daha küçük ama öfkeli ve agresif olan kıyafetler neyi ifade etmeye çalışıyor? Sloganların hepsi sosyal medyadan bulunmuş. Kıyafetler, nötr cinsiyet tarzındaydı ki bu artık modern giyim anlayışı haline gelmiş durumda. Ama ben açıkçası basit kadın kıyafetlerini özledim. Maalesef onlardan, çiçek desenli olan birkaç elbise hariç, hiç yoktu.
Fotoğraf: Indigital
Tasarımcı, "Çok değiştik, artık kıyafet oranlarıyla daha çok oynuyoruz," diyor ve, "Ama bir devamlılık da sağlıyoruz - bazı şeyleri eskisi gibi korumaya özen gösterdik," diye devam ediyor.
Ben, anti-modayı da modanın bir parçası olarak görüyorum. Şaşırdım ama kıyafetlerin anti-moda tarzına değil. Defilenin açılışını elinde fulya buketiyle kısa elbiseli bir manken yaptı ve ben, defilenin geri kalanında o görüntünün bende yarattığı güçlü duyguların devam etmesini beklemiştim. Öyle olamamasına şaşırdım.
Bu adaletsiz dünyada 20 yaşlarındaki gençlerin, süper zenginler ile giydikleriyle cüretkar ve agresif bir tavır sergileyenler arasında ikiye bölünmesi beni şaşırtmıyor. Bu tavrı, kaban kemerini kravat şeklinde bağlamış ve altına da kızıl bir sweatshirt giymiş mankende açıkça görebiliyoruz.
Fotoğraf: Indigital
Moda bazen tarihsel gelişmelerin habercisi olabilir. En azından artık bir devrim olursa nereden giyineceğimizi biliyoruz...