Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
“İnsanlık için kırmızı alarm” olarak değerlendirilen IPCC iklim krizi raporu ne söylüyor?
Angelos Tzortzinis
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) taslak raporu yayınlandı. İklim krizi ve çevre sorunlarıyla ilgili bilimsel çalışmaları değerlendirmek ve hükümetlere küresel ısınmaya ilişkin politikalar geliştirebilmeleri için bilimsel bilgiler sağlamak amacıyla kurulan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, 1988'de kurulmuş bir BM organı olarak çalışmalarını sürdürüyor.
2021 raporu, 26 Temmuz-6 Ağustos 2021 tarihleri arasında video konferans olarak gerçekleştirilen iki haftalık genel kurul oturumundan sonra 234 bilim insanı ve 195 hükümet tarafından onaylandı. Raporda 14 bini aşkın bilimsel makaleye atıfta bulunuluyor. Raporun öne çıkan verilerini paylaşacağız ancak geniş bir özetini şu şekilde yapabiliriz: İnsan eylemleri sonucunda, gezegenin ikliminde geniş çaplı değişiklikler meydana geldi ve bazılarının artık geri dönüşü mümkün değil.
Rapor için “insanlık için kırmızı kod” tanımlamasını yapan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise "Dünyayı yok eden fosil yakıtları sonlandırmanın zamanı geldi." diyerek çağrıda bulundu.
IPCC’ye göre, iklim değişikliği bölge ayırt etmeksizin dünyanın her bölgesinde yaşanıyor. Üstelik iklim krizi gün geçtikçe şiddetleniyor. Uzmanlar, yetkilileri ve tüm insanlığı bir an önce adım atmak ve önlemler almak konusunda uyarıyor. İklim krizi, insan faaliyetlerinden, yani fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma ve diğer endüstriyel faaliyetler yoluyla atmosfere saldığımız büyük miktarlardaki sera gazı emisyonlarından kaynaklanıyor. Kısacası iklim krizinin tüm sorumluluğu insanlarda. Rapor, sorumlunun kim olduğunu bir kere daha hatırlatıyor.
Florıan Gaertner/Getty Images
Raporun öne çıkan verileri ise şöyle:
Günümüzde iklim değişikliğinin ciddi etkilerini hissetmeyen hiçbir bölgenin kalmadığı, sıcaklık artışlarının felaket sınırına beklenenden hızlı yaklaştığı ve gezegen için kritik eşik olan 1,5°C ısınmaya önümüzdeki yirmi yıl içinde ulaşacağımız ifade ediliyor. Buna göre, sera gazı salımlarında ani, hızlı ve büyük ölçekli azaltımlar olmadıkça, ısınmayı 1.5°C’ye yakın bir düzeyde hatta 2°C’de sınırlandırmak bile ulaşılamaz olacaktır.
Dikkate alınan tüm senaryolarda, Kuzey Kutbu'nun 2050'den önce en az bir kez Eylül ayında neredeyse buzsuz olacağı öngörülüyor.
Yasin Akgül
İklim raporunda küresel ısınmayla birlikte sıcak hava dalgalarının artacağı, sıcak mevsimlerin uzayacağı, soğuk mevsimlerin ise kısalacağı vurgulanıyor.
Araştırmalar, insan kaynaklı ısınmanın meydana gelmeye başladığı 1900’e kadarki 50 yıl ile karşılaştırıldığında, 10 yılda bir görülen şiddetli yağmur olaylarının artık 1,3 kat daha olası ve %6,7 daha yağışlı olduğunu buldu. Bu durum da daha önce daha uzun aralıklarda gerçekleşen kuraklıkların, görülme süresinin azalacağı anlamına geliyor.
Rapor, hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve küresel ısınmayı 1,5 derecede tutmak için sera gazı emisyonlarını hızla azaltmak konusunda uyarıyor.