Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Şehirde tarımı geliştirmeyi ve ürünlerin şehir tüketimindeki tedarik süreçlerinde karbon ayak izini azaltmayı da hedefleyen Plant Factory’yi yakından tanıyoruz.
İstanbul Dragos’ta kapalı alanda topraksız tarım yapan bir dikey tarım firması olan Plant Factory, geliştirdiği insana ve doğaya dost teknolojileri, alt yapıları, Ar-Ge çalışmaları ile Türkiye’de dikey tarımın geleceğini şekillendirmeyi hedefliyor.
Şehirde tarımı geliştirmeyi ve ürünlerin şehir tüketimindeki tedarik süreçlerinde karbon ayak izini azaltmayı da hedefleri arasına alan firmayı daha yakından tanımak ve dikey tarım teknolojisi hakkında bilgi sahibi olmak için sözü Plant Factory ekibine bırakıyoruz.
Plant Factory Kurucu Ekibi
Plant Factory’nin hikâyesinden bahseder misiniz biraz?
Plant Factory, İstanbul Dragos’ta kapalı alanda topraksız tarım yapan bir dikey tarım firması. Şirketin kurucuları olarak biz dört ortağın hali hazırda ithalat ve taahhüt hizmetleri verdiğimiz firmalarımız bulunuyor. Şirket kurucuları olarak dört ortağız; Halil Beşkardeşler, Ahmet Güney, Emre Kaynar ve Anıl Sönmez. Ayrıca ziraat mühendisinin de dahi olduğu dört arkadaşımızla birlikte, sekiz kişilik bir ekip olarak yola devam ediyoruz.
Üretim yapmak, üretici olmak ve yurtdışına teknoloji ihracatı yapmak arzusunda olduğumuz için hep arayış içerisindeydik. Altı sene önce izlediğimiz bir video üzerine kapalı alanda dikey tarım konusunu detaylıca araştırmaya başladık. Literatür taraması ile başlayan maceramız küçük bir Ar-Ge tesisi ile devam etti. Ekipman testleri ve ürün reçeteleri ile geçen 2,5 yılın sonunda kendi donanımsal, yazılımsal alt yapımız ve ticari modellerimizle pazara çıkmaya hazır olduğumuzu düşünerek ilk hacimli üretim tesisimiz PF001’i 2020 yılı sonu itibari ile devreye aldık.
Dikey tarım teknolojisi nedir, hiç bilmeyenlere nasıl anlatırsınız?
Dikey tarım teknolojisini tamamen kapalı bir alanda güneşten bağımsız yapılan topraksız dikey tarım yöntemi olarak tanımlayabiliriz. Dikey tarım, yatay alandan bağımsız olarak dikey alanlarda tarım yapabilmeyi mümkün kılıyor, bu da birim alanda daha verimli üretim yapabilmeyi sağlıyor. Su, ışık, nem, sıcaklık ve rüzgâr faktörleri, üretim en verimli, temiz ve sağlıklı olacak şekilde kontrol ediliyor. Biz Plant Factory olarak sistemimizi kendimiz geliştirdik. Geliştirdiğimiz sistemimizle bitkilerin en doğru zamanda ışık almasını, doğru oranda su ve yine kendi geliştirdiğimiz besin kaynaklarıyla beslenmelerini sağlıyoruz. Çimlenme ve filizlenme aşamalarının hepsi kendi tesisimizde gerçekleşiyor.
Topraksız ve güneşsiz tarım sonucu ortaya çıkan ürünlerle, doğal yöntemlerle üretilen ürünler arasında herhangi bir fark var mıdır, bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Evet, var. Biz kapalı dikey tarım sistemimizde hiçbir kimyasal kullanmıyoruz. Geleneksel tarım yöntemlerinde maalesef kimyasal ilaçlar kullanılıyor, bu açıdan karşılaştırdığımızda kapalı dikey tarım yöntemleriyle daha sağlıklı ürünler elde edebiliyoruz. Geliştirdiğimiz tarım teknolojisi sayesinde veri odaklı analizlerle bitki kalitesi ve lezzeti kontrol altında tutarak insan müdahalesini en aza indiriyoruz. Çimlendirmeden filizlendirmeye tüm aşamalar tesiste gerçekleşiyor. Su, ışık, nem, sıcaklık ve rüzgâr faktörleri, üretim en verimli, temiz ve sağlıklı olacak şekilde kontrol ediliyor.
İklim krizi acilen önlem alınması gereken bir konu. Kullandığınız yöntemlerle bu konuda nasıl önlemler alıyorsunuz, nelere dikkat ediyorsunuz?
Bu konu bizim de ajandamızda. Zaten bu işi yapıyor olmamızın nedenlerinden biri de bu. Şehirde kapalı dikey tarım sistemleri özellikle karbon ayak izi ve su tüketimi açısından alternatif üretim sistemi olmaktan çıkıp üretim sistemlerinde aranan çözüm olacak. Geliştirdiğimiz teknoloji ile minimum fire ile maksimum hasat elde ediyoruz ve yılın 365 günü mevsimden bağımsız üretim yapıyoruz. Üretim sırasındaki gıda kaybını minimuma indiriyoruz. Kendi sirkülasyon sistemlerimiz ile geleneksel tarım yöntemlerine göre %95 daha az su tüketiyoruz. Tesiste yer alan fotovoltaik güneş panelleri ile elde ettiğimiz enerji ile de enerji tasarrufunda bulunuyoruz. Yatay alandan bağımsız olarak dikey üretim yaparak birim alanda daha çok ürün üretip verimliliği arttırıyoruz.
Bir diğer önemli özelliğimiz ise bu hizmetin şehir içinde veriliyor olması ve açılacak diğer tesislerin de şehir içinde konumlanıyor olması. Burada amacımız, şehirde tarımı geliştirmek ve ürünlerin şehir tüketiminde tedarik süreçlerinde karbon ayak izini azaltmak.
Plant Factory
Plant Factory'nin Mutfak Sanatları Akademisi içinde kurduğu MSA Bahçe sisteminden biraz bahseder misiniz?
Dragos’taki kendi tesisimizin daha küçük bir uygulaması olarak Mutfak Sanatları Akademisi içerisinde kurduğumuz MSA Bahçe sistemi ile geleceğin şef adayları için geleceğin gıdasını üretiyoruz. Aynı zamanda burada hasat ettiğimiz ürünleri şeflerin mutfaklarında hasat sonrası kullanmalarını sağlayarak bize ürünlere dair geri bildirimde bulunmalarını da sağlıyoruz, bu da bizim için çok değerli.
MSA Bahçe’ye ek olarak 2020 Aralık ayında hayata geçirdiğimiz önemli bir iş birliği daha var. Gebze Teknik Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü ile dikey tarım sistemlerine yönelik Ar-Ge çalışmalarına odaklı iş birliği protokolü imzaladık. Gebze Teknik Üniversitesi kampüsünde kuracağımız, geliştirdiğimiz topraksız dikey tarım sisteminde bitki besleme optimizasyonu ve biyofortifikasyon gibi yaklaşımlarla kaynak kullanım etkinliğini arttırmaya, karbon ayak izini azaltmaya, küresel gıda ve beslenme güvencesi bakımından sürdürülebilir ve iklim değişikliğine dirençli bir üretim sistemi oluşturmaya, ürünlere fonksiyonel gıda özelliği kazandırmaya ve sonuç olarak daha kaliteli, daha “yeşil” ve her bakımdan daha sağlıklı ürünler yetiştirmeye yönelik Ar-Ge çalışmalarının yürütülmesini planlıyoruz.
Gelecek planlarınız ve hedefleriniz arasında neler var?
Ürünlerimizi son tüketici ve restoranlar ile Mayıs-Haziran ayları itibari ile buluşturuyor olacağız. Son tüketici web sitemiz üzerinde de tüm tesisimizi izleyebiliyor. PF001 sanayi tipi Ar-Ge tesisimiz tek hasatta 4050 adet kapasiteye sahip. 2021 Haziran ayında inşaatına başlayacağımız PF002 toplamda 750.000 adet kapasiteye sahip olacak ve tamamen nihai ürüne odaklı olacak. 2027 yılı sonuna kadar farklı yerlerde kuracağımız 12 adet tesis ile toplam üretim kapasitemizi yıllık 9 milyon adetin üzerine çıkartmayı planlıyoruz. Ürünlerimizi tüketici ile buluşturduktan sonra tesisimizde dikey tarıma yönelik, öğrenciler, sektör ve merak eden son tüketiciler için atölyeler de gerçekleştireceğiz. En büyük hedefimiz ise bu teknolojiyi yurt dışına ihraç etmek.