Will Ferrell, Reese Witherspoon, Nicholas Stoller Vogue Türkiye Özel Röportajı

Bu filmde tansiyon bir türlü düşmüyor. Komedi her anında heyecanla örülü. Sizi de Aramızda Görmekten Mutluluk Duyarız! komedi filmlerinin ikonik ismi Will Ferrell ile oynadığı her role yüksek frekansta enerji getiren Reese Witherspoon’u bir araya getiriyor. Yönetmen Nicholas Stoller mizahı neredeyse bir gerilim filminin sahip olacağı olaylar örgüsüyle buluşturuyor. Başrol oyuncuları ve yönetmen Vogue Türkiye’nin sorularına cevap veriyor.

Filmde heyecan bir türlü bitmiyor, tansiyon sürekli dorukta, bu mizahla örülü gerilimi sürekli en üst noktada tutmayı nasıl başardınız?

Nicholas Stoller: Bir film, türünden bağımsız olarak her zaman belli oranda gerilimi içermelidir. Hikaye her seferinde kendi üzerine yeni bir şey koymalı bana göre. Film rahatlamaya girdiğinde bir şeyler bozulur. İki kişi öylesine sıradan bir konuşma yapıyor göründüğünde bile o sıradan bir konuşma değildir aslında. Arkada bir şeyler olmuştur, oluyordur veya olacaktır. O sıradan gözüken konuşmanın arkasında o gerilimi izleyiciye dolaylı olarak hissettiren bir sürü başka hikaye ve duygu gizlidir.

Will Ferrrell: Bunu fark etmene bayıldım çünkü bu filme dair çok önemli bir nokta. Bu, filmin yönetmeni Nicholas Stoller ile çok alakalı. O, filmin akışında bu keskin orkestra stilini hissettirmek istedi, bazen neredeyse bir gerilim filmini hissettirecek kadar heyecanı sürekli izleyiciye hatırlattı. Bakınca bu bir komedi ama siz izlerken resmen o gerilimin içindesiniz. Filmde sürekli yeni bir diyalog var ve bu diyaloglar hiç durmadan tırmanan bir olay örgüsü ile hissiyatları birleştiriyor. 

Reese eminim bu sorunun senin için birçok cevabı var ama senin için çekimlerdeki en özel an hangisiydi?

Reese Witherspoon: Birçok an var ama her şeyden öte Will Ferrell ile çalışma şansı yakaladığıma inanamıyorum. Onunla oynamak çok büyük bir şans.  Will ile otele giriş yaptığımız sahne çok özel. Sanki 1930’lu yıllarda çekilmiş bir komedi filmi hissi veriyor. Sahne bana öyle hissettirdi. Sanki birazdan  Audrey Hepburn and Cary Grant bir yerden çıkıp gelecek gibi. Çok güzel bir sahneydi. 

NS: Will ve Reese harika oyuncular. Onların bir yandan kavga ederken bir yandan dans ettikleri sahneyi çekerken hayatımın en komik sahnesini çekiyorum gibi hissettim. 

WF: Bu iş balonun havasını çok yavaş bir şekilde almaya benziyor. Çok dikkatli olmalısın ve balonun doğru yerde iyi bir ivmeyle elinden uçması için havayı doğru yerde bırakmayı bilmelisin. İşte bu bahsettiğim anı yaşadığım bütün anlar bana çekimler boyunca özel hissettirdi.

Filmde özel bir aile anı için savaşıyorsunuz. Bu size kendi hayatlarınızdan neyi hatırlatıyor?

WF:  Hayatlarımızdaki bu düğün gibi seremoni değeri olan anlar iki ucu keskin bir bıçakla oynamaya benziyor, bir anda her şey tersine dönebilir, çok dikkatli olmalı, her şeyi hesaplamalı ve durumları dinlemelisin. 

RW: Bana kalırsa aile ile her zaman biraz böyledir. Her zaman hassasiyetler ve duygular vardır.

İkinizin (Reese ve Will’e) arasındaki dinamik filmin mesajlarını izleyiciye anlatmakta büyük rol oynuyor, oyuncu olarak aranızdaki bu iletişimin böylesine kuvvetli olmasını nasıl başardınız?

RW: Bence ikimiz de küçük çocuklarız. Will bir fikri olduğunda küçük bir çocuk gibi heyecanlanıyor. Nicholas Stoller da öyle. Hepimiz hem işimizi çok seviyoruz hem de beraber çalışabildiğimiz için çok şanslı hissediyoruz.

WF: Reese inanılmaz bir dinleyici. Komedi türü için sahip olabileceğin en büyük yetenek de budur. Bir şey yapmadan etrafında olanı dinleme kabiliyeti. Hiçbir zaman komik olmaya çalışmamalısın, sadece anda olursan gerisi zaten gelir. 

Filmin için birçok hikaye var ve her bir hikaye başka bir konuyu işliyor ama sence filmin tek bir mesajı olsaydı bu ne olurdu?

NS: Dürüstlük derdim. Bu film aile bağları ve de konu aileye gelince nasıl dürüst olman gerektiğiyle alakalı. Aile bireyleri ile her zaman dürüst konuşmalar yapabiliyor olmalsın, bu çok önemli ve de film bunu hatırlatıyor.