Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Hollandalı “moda sanatçıları” Viktor&Rolf, Kunsthalle München’de sanat ve moda tarihini içine alan ders niteliğindeki retrospektifleriyle izleyiciyi büyülüyor.
Sanatla moda tasarımını en sıradışı biçimde birleştiren isimler Viktor Horsting ve Rolf Snoeren hem pratik hem de teorik sınırları aşan üretimleriyle, soyuta varan koleksiyonlar yaratıyor. Kavramsal ve teknik açıdan eşi benzeri olmayan tasarımlarla ‘giyilebilir’ şeylere verdikleri biçimsel doku, kimliklerinin DNA’sını oluşturuyor. Kunsthalle München’de gerçekleşen Viktor&Rolf, Fashion Statements sergisi, bu bağlamda tasarımcıların üzerine 30 seneden fazla bir süreyle çalıştıkları sanat ve Haute Couture ilişkisinin yapıtaşlarını ortaya koyuyor. Sergi, alışıldık kalıpların dışına zaman zaman oldukça tuhaf bulunacak fikirlerle çıktığı halde, mükemmel teknikleri, moda ve sanat tarihine hakimiyetleriyle pozitif eleştiriler alan bu istisnai ve cesur ikilinin 100’den fazla tasarımına yer veriyor. Viktor & Rolf; Katy Perry, Lady Gaga ve Doja Kat gibi pop ikonlarını yüksek sanatın örnekleri olan ve Robert Wilson gibi bir isim tarafından yönetilen operalarla bir araya getirebiliyor. Dolayısıyla avangard yaklaşımlarının önemli bir parçası olan ve hayranlık uyandıran ustalıklarıyla yarattıkları ürünler, ilginç şekilde tüm insani duyulara hitap ettiğinden olsa gerek, oldukça kapsayıcı bir biçimde farklı kitlelere hitap edebiliyor. Viktor&Rolf ’un tutkulu ve saplantılı tasarımları arasından seçilen, daha önce izleyici karşısına çıkmamış parçalar ve görünümlerle kurgulanan sergi, tasarımcıların kendi arşivlerinden ve koleksiyonerlerden ödünç alınarak hayata geçiriliyor. Daha önce Jean Paul Gaultier (2015) ve Thierry Mugler (2020/2021) sergilerinin de sorumluluğunu üstlenen Kanadalı küratör Thierry-Maxime Loriot işbirliğiyle anlatısını kuran sergi, yalnızca kıyafetlere değil, tasarımcılara ait olan porselen oyuncak bebeklerin yanı sıra videolara, çizimlere ve Andreas Gursky ve Inez & Vinoodh gibi görsel sanatçıların işlerine de yer veriyor.
Viktor&Rolf, Kunsthalle München’deki sergilerinin 1990’ların başlarından günümüze dek ürettikleri koleksiyonlardan farklı işlerinin izleyici ile tek bir mekanda buluşmasından büyük heyecan duyduklarından bahsediyor. “İşlerimizi müzede sergileyerek sezonlarla ve podyumla sınırlamamış oluyoruz. Sergiler podyumdan daha demokratiktir; çünkü daha fazla izleyiciye ulaşır ve daha uzun sürer. Aynı zamanda sergiler, bazı temaların farklı yıllarda tekrardan ziyaret edildiğinin ve yorumlandığının gözlemlendiği yerlerdir. Parçalarımızı yaratma sürecindeki yüksek ustalığa ışık tutarlar.” Defilelerini yalnızca sunuşlarıyla değil, birer hikaye anlatıcısı, yönetmen ve katılımcı rollerine bürünerek farklılaştıran ikili, kariyerlerinin ilk yıllarında Cristóbal Balenciaga ve Yves Saint Laurent gibi ustaların vintage kumaşlarını kullandıklarından bahsediyor ve ekliyor: “Sonraları da Balenciaga ve Saint Laurent’a referanslarla koleksiyonlar oluşturduk. İmza desenlerine, işlemelerine, hacimli siluetlerine ve katlarına atıfta bulunarak Haute Couture’de yeni bir başlangıç yaratmaya çalıştık.” Birbiriyle ilgisiz unsurları şaşırtıcı formatlarda birleştirmeleriyle ün salan Viktor&Rolf ’un aynı zamanda Couture alanında sürreal bir estetiğe sahip olduğunun altını çizmek gerek. Buna en güzel örnek 2019 İlkbahar/ Yaz koleksiyonlarında çok katmanlı tül elbiselerin lazerle yatay şekilde ortadan ikiye kesilip, birbirinden ayrı iki parça olarak sunulmasıydı. Yerçekimine muhalefet eden tasarımlarının teknik uzmanlığının moda takipçilerinin aklına kalıcı şekilde kazındığını yadsıyamayız.
Sanat disiplinlerinin arasındaki keskin çizgiyi de flulaştıran ikili, tasarım pratiğine giysi ile sahibi arasındaki ilişkiyi sorgulayan bir perspektif de kazandırıyor. 2015-2016 Sonbahar/ Kış sezonu için ürettikleri Wearable Art koleksiyonu ile 2016 İlkbahar/Yaz sezonu için yarattıkları Performance of Sculptures kumaşlar ile resimler, ürünler ve heykeller arasında sıradışı diyaloglar kurmaya vesile oluyordu. Zira giyilecek olan ‘işlerin’ kendileri, giyen kişiden bağımsız birer obje gibi tekil bir yaşama ve kronolojiye sahipler. Viktor&Rolf ’un çalışmaları bu açıdan, her ne kadar modaya ait bir ekosistemin içinde doğsa da her daim kendini ifade etmenin bir aracı olarak da ortaya çıkıyor. Almanya’nın en prestijli sergi mekanlarından biri olan Kunsthalle München’in direktörü Roger Diederen için de Viktor&Rolf, moda dünyasında en seçkin ve en orijinal statüye sahip olan tasarımcılar. Diederen, onların kıyafetleri bir sanat eserine, bir şiire ve bir toplumsal iddiaya çevirme haline hayranlığını dile getiriyor ve ekliyor: “Viktor&Rolf, bir giysinin ne olması gerektiğine dair kabullerimizi alt üst ediyor. Tasarımları paradoksal bir çekiciliğe, kırılgan bir cesarete ve gösterişli bir sıcaklığa sahip. Yaptıkları her defile bir performans gibi gerçekleşirken, bize modanın temelinde yatan değerlerin ne olduğunu sorgulatıyor.”
Tasarımcıların ikonik çalışmalarına yer veren Viktor&Rolf, Fashion Statements sergisi, kronolojik bir yerleştirmeden çok tematik biçimde ilerlemeyi seçiyor. Böylelikle ‘moda sanatçılarının’ Hollandalı köklerinden küresel alana taşıdıkları ulusal mirasları, görsel sanatlarla yakın bağları ve güncel kültürel ortamı zenginleştiren üretimleri görünürlük kazanıyor. Dokuz tematik bölüme ayrılan serginin ana başlıklarına baktığımızda, ikilinin sürreal çalışmalarına direkt referans veren tanımlamalarla karşılaşıyoruz. Başaşağı, Oyuncak Bebekler, Kavramsal Kokular ve Sahnede gibi... Son kertede, kendilerine sorulan “Moda mı sanat mı?” sorusunu cevaplamak üzere, son sözü Viktor&Rolf ’a bırakalım. “Neden her ikisi birden olamıyor ki?”
Viktor&Rolf, Fashion Statements sergisi 6 Ekim 2024 tarihine dek Kunsthalle München’de izleyiciye açık olacak.