Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Pop Art sanatçısı Ahmet Ağıllı, eserlerindeki pozitif ve alışılmadık değerleriyle sıradanlığa karşı çıkıyor. Sanat olmadan insanların estetik yanının hep eksik kalacağını vurguluyor ve sanatın toplumda iyileştirici gücü olduğunu anlatıyor.
Sanata olan ilginizi nasıl keşfettiniz?
Çocukluktan bu yana kalemler ve boyalarla vakit geçirirken, kendimi merak edip tanımaya başladım. İlk günden bu yana yaptığım işi bir meslek olarak görmüyorum; bu benim var olma biçimim. Çocukluk dönemim şu anki üretimlerimi besliyor ve hala da beslemeye devam ediyor. Çünkü o dönemlerde izlediğim, şahit olduğum her şey içsel bir yüzleşmeyle karşı karşıya getiriyor beni. O dönemlerim içine sıkıştırılmışlıklarla dolu. Ben de resim yoluyla aktarmaya çalışıyorum tüm olup biteni. Sanat, üretimimi tetikleyen aslında kendi güncel hayatımda da hep farklı olanı aramamla ilintili. Bir nevi onarım hali. İçimdeki sancıların dışavurumu beni bu sürece itti. Kendimle ilgili arayışlarım var hep.
Pop Art temalı ve kolaj olarak hazırladığınız eserlerinizde mutluluk, aşk ve hayata yönelik mesajlar yer alıyor. Bu temaları seçme nedenleriniz hakkında konuşabilir misiniz?
Üretim sürecim beni buraya getirdi diyebilirim. Resimlerimde farklı teknikler denemeyi seviyorum. Malzeme gözetmeden, uyguladığım spontane pratiklerle pozitif ve hayatta az bulunan güzel değerlere, hislere ve duygulara dokunmayı bu şekilde başarabildiğimi düşünüyorum. Bu durum beni aşırı şekilde motive ediyor son zamanlarda.
Yaratıcı sürecinizde sizi etkileyen veya ilham veren şeyler neler; ilham aldığınız sanatçılar kimler?
Hayatın monotonluğu, renksizliği ve sıradanlığı, yeni keşifler, bunun yanında duygu ve düşüncelerim beni çok etkiliyor. Bunu da bir şekilde dışa aktarmaya çabalıyorum, yazarak ya da çizerek. Sıradan olan her şey, beni çok sıkıyor. Bu yüzden elimden geldiğince sıra dışı, dikkat çekici, farklı işler çıkarmaya çalışıyorum. Andy Warhol, Haluk Akakçe ve Yayoi Kusama ilham aldığım, beslendiğim sanatçıların başında geliyor.
Bir eser yaratma sürecinizden bahseder misiniz? İlk fikirden eserin tamamlanmasına kadar olan süreçte neler yaşıyorsunuz?
Bazen çok mutlu, bazen çok üzgün, bazen çok aşık... Gün içinde yaşadığım olumlu ya da olumsuz her şey beni üretmeye itebiliyor. Gece veya gündüzün pek bir önemi yok benim dünyamda. Tuvalin başına geçtiğimde düşünmeden, kurgulamadan içimden gelen her şeyi aktarmayı ve orada kaybolmayı seviyorum aslında. Bazen sancılı, bazen ise heyecanlı olabiliyor bu süreç. Günün sonunda bir tasarımı bitirebilmenin verdiği mutluluk ve kendini gerçekleştirme duygusu paha biçilemez gerçekten. Yarattığım bu çocuksu, masalsı ve ütopik dünyayı çok seviyorum.
Teknolojinin gelişimi eserlerinizi nasıl etkiledi? Dijital medyanın pop art üzerindeki etkileri hakkında düşünceleriniz neler?
Günümüzde teknolojinin faydalarını hiçbirimiz inkâr edemeyiz bence. Kullandığım materyal ve görsellere daha kolay ulaşmamda, bir eserimi daha iyi ve sağlıklı bir şekilde muhafaza etmemde katkısı büyük. Dünyanın diğer ucundaki bir kimseye ulaşabiliyor, bir şekilde dokunabiliyorsak bu onun sayesinde. Dijital medyanın tüm sanat dallarına -pop art da bunlara dahil- artısı çok fazla. Gitgide artacaktır diye ümit ediyorum.
Kendinizi bir sanatçı olarak tanımlamanın size getirdiği sorumluluklar nelerdir? Sanatçı kimliğinizdeki önemli unsurları anlatır mısınız?
Hiç durmadan, pes etmeden, olumsuzluklara karşı büyük bir özenle ve çabayla çalışmak, üretmek bana getirdiği sorumluluklardan bazıları. Hem sanatçı hem bir insan olarak objektif, dürüst, merhametli ve pozitif bir kişi olmaya gayret ediyorum. Her sanatçının olması gerektiği gibi.
Sanatın toplum üzerindeki etkisi hakkında düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz? Sanatın toplumsal değişimdeki rolü nedir?
Sanatın toplum üzerindeki etkisi saymakla bitmez aslında. Ama sanatın iyileştirici gücü olduğuna eminim -tarih öncesinden başlayıp günümüze kadar gelen. Sanat olmadan insanların estetik yanı hep eksik kalır. Sanat fikirleri değiştirerek veya dönüştürerek, değerleri hatırlatarak ve deneyimleri mekan ve zaman kapsamında tercüme ederek toplumu etkilemiştir hep. Sanat toplumdaki değişimin habercisi olduğu kadar, statükoyu sorgulayan önemli fikirlerin ortaya çıkmasına ve yaygınlaşmasına da vesile olmuştur. Sanatın yapılması ve beğenilmesi bireyseldir, sanat yalnız bir eylem olarak başlar ancak toplum böyle yaşantı birimlerini önemseyip sindirdiğinde toplumsal dokuya işlenmiş olur. Sanat sürekli yenilikler ve yaratıcılığı destekleyen bir olgudur. Eğitim konusunda da bizden sonra gelecek nesilleri sanatla iç içe yaşatmak gerekir diye düşünüyorum.
Eserlerinizi sergilediğinizde izleyici ile etkileşim hakkındaki düşünceleriniz neler? Sergi deneyimini nasıl şekillendiriyorsunuz?
Bu çok değerli ve kıymetli bir deneyim. Heyecan verici bir şey. Genelde keyifli ve güzel geri dönüşler alıyorum. Ürettiğim bir resmin hiç tanımadığım birine dokunması, onda bendeki etkiyi uyandırması ve iyi gelmesi, aldığım o güzel enerji beni çok mutlu ve motive ediyor. Bu da beni arzuyla yeni işler yapmaya tetikliyor.
Ufukta sizin için ne var?
Ufukta benim için ne var bilmiyorum ama akışına bırakarak, deneyimlemek, hayatımın son anına kadar üretmek, resim yapmak ve hep böyle hatırlanmak istiyorum. Şimdilik bunu söyleyebilirim.