Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Mücevherlerin dünyasına her daim tutkulu olan Ece Şenyıldız, zarafeti ön plana koyduğu markasının perde arkasındaki detayları bizlerle paylaşıyor.
Her zaman kendi işini yapmayı planladığını ifade eden Ece Şenyıldız’ın Ecce isimli markasını kurarken çıkış noktası mücevherlere karşı duyduğu tutku olmuş. Bu doğrultuda ortaya çıkan her koleksiyon ise zarif bir duruşa sahip. Geriye kalan detayları ise markanın kurucusundan dinliyoruz.
Öncelikle markanızı kurma yolculuğunuzda cesaret kaynağınız ve devam etmenizi sağlayan şey neydi?
Takıya olan merakım küçük yaşlarda başladı. Annemin mücevhere olan ilgisiyle Kapalıçarşı’da hanların içinde küçücük atölyelere giderdik. Ben de her seferinde o atmosfer ve takılardan büyülenirdim. Oradaki ustalarla konuşur, hep sorular sorardım. Bir gün benim de tezgahın o tarafında olduğumu hayal ederdim. Yıllar geçti ve mezun olduktan sonra uluslararası reklam ajanslarında global markalarla çalıştım. Çok keyifle çalıştığım o günlerden sonra bir gün geldi ve o çocukluğumda hayalini kurduğum markayı kurmaya karar verdim. Takıların ruhuma ne kadar iyi geldiğini ve onlardan nasıl vazgeçemediğimi keşfettim. Gördüm ki aksesuar beni mutlu eden çok önemli bir anahtar parça.
Mücevher tutkumun sebebi ise ışıltısından uzun yıllar büyülenebilmemden geliyor. Değerli maden, altın ve kıymetli taşların bir ömrü yok; nesilden nesile manevi değerleriyle birlikte kullanılabilen çok özel ve değeri gün geçtikçe artan kıymetli parçalar. Arkasında öyle bir emek ve öyle bir işçilik var ki hayran olmamak elde değil. Değer verilerek, kıymetle yapılan her iş gibi mücevher tasarlayıp hayata geçirmek de gerçekten özverili bir tutku. Tasarladığım parçaları Ecce kadınlarının üzerinde görüp, onların kendilerini iyi hissetmelerine sebep olmak ve mutlu edebilme hissi benim en büyük tutkum ve devamlılık sebebim.
Mücevher tutkunuzu başkalarıyla da buluşturmaya karar verdikten sonra koleksiyonlarınıza hangi kriterler doğrultusunda hayat verdiniz?
Marka isim sürecini çok düşündüm, sonra adımı ne kadar sevdiğim geldi aklıma. Ece’nin anlamı kraliçe ve her kadın kendini kraliçe gibi hissetmekten mutluluk duyar düşüncesiyle daha da baskın okunsun diye artı bir C harfiyle Ecce ortaya çıktı. 2017 yılında markayı kurdum ve yaklaşık 5 senedir her geçen gün markamıza artı değer katarak tutku ile ilerlemeye devam ediyoruz.
Minimal, gece ve gündüz rahatlıkla kullanılabilecek, işçilik ve pırlanta kalitesi açısından üst sınıf, kullananlara kendilerini özel hissettirecek mücevherler Ecce’nin uzmanlık alanı. Uluslararası üst sınıf markaların kullandığı pırlanta kalitesini tercih ediyorum. Böylelikle piyasadaki standartları da yükselttiğimi düşünüyorum. Ayrıca pırlanta kalitesine çok önem veriyorum çünkü minimal tasarımlarda maalesef her marka işçilik ve pırlanta kalitesine hak ettiği değeri vermiyor.
Markanızın en öne çıkan parçaları hangileri?
Ecce ilk olarak Zincir koleksiyonu ile öne çıktı. Zincir, iç içe geçmiş bir sürü halkadan oluşur; her bir halkanın da işlevi var. Bir halkanın kenetlenme hali aslında birbirine bağlılığını simgeliyor. Birbirine bağlı bir zincire, pırlanta ışıltısı da eklendiğinde markanın imza zincir koleksiyonu ortaya çıkıyor. Bu koleksiyon ile paralel çıkan Ecce Harfleri de imza koleksiyonlarımızdan. Kolye, küpe, yüzük, bileklik ve kolye ucu olarak tüm kategorilerde tasarımlara sahip. Gerek harflerin boyutları gerekse de modelleri değiştirerek her sene koleksiyona yenilik getirmeye çalışıyoruz. Öne çıkan bir diğer parça ise Eye See You koleksiyonuna ait. Alışılagelmiş ebatta özel olarak kesilmiş göz şeklinde cam boncukların pırlanta ve altın ile birleşmesiyle çok farklı bir göz çalışması ortaya çıkıyor.
Tasarımlarınızda mutlaka yer verdiğiniz ve imza niteliği taşıyan detaylar var mı?
Ecce minimal ve ince kıvrımlı detaylarla beslenen bir marka. Uzun ömürlü ve çoklu kullanımları ile fonksiyonel olmaya özen gösteriyor; bir küpeyi aynı zamanda kolye olarak kullanabilmeyi, bir küpe tasarımını dört farklı şekilde kullanmayı, hem şahmeran hem kolyeyi aynı tasarımda barındırmayı çok seviyor. Diğer önemli konu ise işçilik ve pırlanta kullanımındaki kalite. Ecce imzalı her minimal ürün büyük bir hassasiyet ve titizlikle tasarlanarak birbirinden kıymetli, zanaatkar ustaların elinden el emeği ile çıkıyor. Niceliktense niteliğe her zaman çok daha önem vermemizle birlikte pırlanta kalitesindeki seçimiz hep üst kalite oldu.
İlham kaynaklarınız neler?
Oluşturduğum tüm koleksiyonlar benim hayatımın içinde yer alan değerlerden oluşuyor. Özellikle kalbime dokunan, bana mutluluk veren duyguları koleksiyona çevirdiğimi söyleyebilirim. Örneğin evimde, kırtasiye aksesuarlarımda, çantalarımda, kıyafetlerimde harfler oldum olası yer alır ve bana kendimi çok özel ve iyi hissettirir. Hele ki kişiselleştirilmiş takıların verdiği mutluluk ve his muhteşem. İster kendinin ister sevdiğin insanın baş harfini taşımak, yıllarca süren mutluluk gibidir. Ecce Harfleri koleksiyonunda ise kendine özgü tipografi çok beğenilerek tercih ediliyor; zarif ve şık.
Global çapta başarı elde etmenin sırrı nedir size göre?
İnsan gerçekten gönülden isterse ve bunun karşısında gerekli emek ve çabayı gösterirse başaramayacağı şey olmadığını düşünüyorum. Ben Ecce markasına çok emek ve zaman veriyorum, adeta bir bebek gibi ilmek ilmek işleyerek büyütmeye çabalıyorum. Er ya da geç emeklerin karşılığının da alınacağına çok inanıyorum.
Ecce mücevherlerinin ağır basan yönlerinden biri de zarif duruşları. Bu noktada dünya trendlerinden ne derecede besleniyorsunuz? Yoksa sizin için öncelik az önce bahsettiğim gibi zarafet ve buna bağlı olarak minimallik mi?
Öncelikle eski bir reklamcı olarak çok sevdiğim bir söz vardır: ‘Her şeyden biraz ama bir şeyin de her şeyini bilin!’ diye. Benim algım çok açık, genelde her şeyin ve herkesin farkında olup yenilikleri de hızlıca keşfediyorum. Öğrenmeye çok açık bir karakterim var, karşıma çıkan herkesten veya her şeyden bir şey öğrenmeye çabalamayı severim. Ama benim için olmazsa olmaz zarafettir. Elbette tasarımlarda zaman zaman boyutlar büyüyebilir ama zarif çizgi asla kaybolmasını istemediğim değerim. Ama bu zarif çizginin çerçevesinde trendleri de takip ediyor ve bunlardan beslenmeye de çalışıyorum.
2022 İlkbahar/Yaz sezonunda hangi parçalar daha popüler konumda?
İki yıllık pandemi sürecinin akabinde elbette ki gösterişli parçaların ön planda olması bekleniyor. Kalın bileklikler, tasma kolyeler, büyük küpeler, ışıltılı büyük yüzükler… Ama biz kendi çizgimizde ışıltımızı artırarak ilerlemeyi planlıyoruz. Artık sadece gece takılmayan su yolu kolye ve bileklikler en popüler parçalar arasında. Küçük küpeler, piercing ve kıkırdak küpeler ise daha önce hiç tercih etmemiş kişilerin bile kulaklarını süsleyecek.
Malum önümüzde Anneler Günü var. Hediye seçimi konusunda sizin önerileriniz neler olabilir?
Anneler bizim en kıymetli varlıklarımız; hayatta olan, olmayan her bir anne çok özel ve değerli. Ecce favorilerinden ‘İsimli Pırlantalı Halka Küpe’ modelimizi bu sene Anneler Gününe özel ”Mom” yazılı olarak tasarladık. Şimdiden tüm annelerin ve anne adaylarının tercihi olmaya başladı bile. Hediye konusunda kararsız kalanlara özel olarak tavsiyelerimizden biri de annelerin çok hoşuna gideceğini düşündüğümüz mücevher çantaları.
Gelecek dönemde ne gibi sürprizler yer alacak Ecce dünyasında?
2022 yılı planlarımızda yeni mağazalarımızı açmak vardı ve Şubat sonu gibi Galataport’ta ilk Ecce mağazamızı açtık. Durmayan koleksiyon hazırlıklarımız her zaman ve her sezon devam ediyor. Ecce’de sürprizler hiç bitmez ama öncesinde mutlaka hepinizin haberi olur, bizi her zaman takipte kalmanızda fayda var.