Röportaj: Değişimde DNA’ya Sadakat

Avangart, konforlu ve adaptasyon gücü yüksek ayakkabılarıyla tanıdığımız Camper’ın kreatif direktörü Achilles Ion Gabriel’i yakından tanıyoruz.

Hem İsveç’e hem Rusya’ya uzanan kökleri olan bir Finli’siniz. Paris’te yaşadınız, şimde ise Mayorka’da ikamet ediyorsunuz. Farklı şehirlerden gelen tecrübeler tasarım konusundaki bakış açınızı nasıl şekillendirdi?

Aslında çok etkisi olmadığını söyleyebilirim. Bebeklik yaşlarımdan beri oradan oraya taşınmaya çok alışkınım. Ailem de sürekli hareket halindelerdi, hiçbir yere temelli yerleşmediler. Finli köklerim minimalizme olan takdirimin sebebi olabilir ancak Mayorka gibi, Paris’e kıyasla çok daha rahat yaşayabileceğiniz coğrafyaları da çok seviyorum.

Ayakkabı tasarımı alanına yönelmenizin ardındaki motivasyon nedir?

İşin komik tarafı hiçbir zaman ayakkabı tasarımcısı olma niyetinde değildim. Etrafımı çevreleyen güzel yapıları daima takdir ettiğimden dolayı mimarlık okumak istemiştim ama bir gün ayakkabı tasarımı eğitimi için hazırlanmış bir el ilanı çıktı karşıma. Kendi kendime “mimarlık hakkında biraz bilgim var ama ayakkabılar hakkında pek bir şey bilmiyorum” dedim ve bu alana eğilmeye karar verdim, bir anda! O dönemde rastgele alınmış bir karar gibi görünse de nihayetinde çok güzel işledi. Genel inşa konseptinden ziyade bir şeyleri inşa etmek daha çok ilgimi çekmişti her zaman. Bir ayakkabı inşa etmek de karmaşık bir mimari aslında, karmaşık bir denge meselesi; Materyaller, yapı, estetik ve konforun arasında ideal dengeyi yaratmakta ibaret…

Camper koleksiyonlarının kreatif yaratım sürecinden bahseder misiniz?

İlk aşama tamamen deneysel, ilgimi çeken görsellerden bir renk panosu hazırlamak. Ardından iki tane geliştirme aşaması geliyor. Birincisinde ayakkabının hacim ve oranlarını belirliyoruz ki bu tekniği yaratıcılıkla birleştirdiğimiz süreç oluyor. İkinci geliştirme aşaması ise tasarımı finalize etmek, materyallerin, renk kombinasyonları ve diğer detayların son haline karar vermek.

Tasarlarken sizi ne motive eder?

Konu yeni bir koleksiyon hazırlamak bile olsa çocuk gibiyim. Bir şeyleri tekrar etmeyi sıkıcı buluyorum, beynim güç tasarrufu moduna geçiyor. Yenilikler heyecanlandırıyor beni. Özel hayatımda da ekstrem biri olduğumu söyleyebilirim ya sessiz sakinim ya da cıvıl cıvıl. Uçlarda yaşamazsam kesinlikle sıkılıyorum. Bu iniş çıkışlar ve heyecanlar da esas motivasyon kaynağım oluyor.

Bir tasarımı sizin için “güzel” kılan nedir?

Sezonunun üzerinden ne kadar uzun süre geçerse geçsin absürt durmayan, ticari değeri olan, sürdürülebilir ve konforlu tasarımlar. Çarpıcı bir parça yapıp sürdürülebilirlik ve rahatlıktan taviz vermek kolay, esas zor olan bu tüm unsurları bir araya getirebilmek.

Camper oldukça özgün bir marka. Hızlı modanın gelip geçici akımlarından uzak dursa da daima güncel ve arzu edilen bir tavrı var. Bu dengeyi nasıl yakalıyorsunuz?

İki şeyle: Markanın DNA’sına sadık kalmak ve güncel addedilebilmek için evrimin sınırlarını zorlamak. Hakikatten de “trendy” olarak görmüyorum Camper’ı. Bence moda akımları çok sıkıcı ve estetik açıdan da sürdürebilir değiller.

Peki bahsettiğiniz Camper DNA’sını açıklar mısınız?

Çok ciddi değiliz ve ana akım trendleri takip etmiyoruz. Marka tarihinde bir espri anlayışı hakim, ben de şimdi kendime has esprimi anlayışımı markaya empoze ediyorum.

Bir röportajınızda kendinizi ayakkabı tasarımcısından ziyade ayakkabı yapıcı olarak gördüğünüzü söylediniz. Bununla neyi kastediyorsunuz?

Benim eğitimime bakışım moda ya da tasarım odaklı olmasından öte teknik kulvarda yoğunlaşmıştı. Bence herkes ayakkabı tasarlayabilir, söz konusu ayakkabılar bir üslupta ya da diğerinde inşa edilse bile ama bence önemli olan yapıyı ve tasarım sürecindeki gereklilikleri derinlemesine anlayabilmek. Sonrasında kurallarla oynamak ya da onları yıkmak adına özgürleşiyorsunuz.

Camper’ın geleceği için hayaliniz nedir?

Plan, Mayorkalı bir aileye ait bu markanın köklerini yüceltmek ve ürünleri DNA’sına sadık kalarak geliştirmek. Müthiş kalitede, piyasaya göre erişilebilir fiyatlarla fantastik ayakkabılar sunuyoruz. Çok şanslıyım ki, markanın kurucusu Lorenzo Fluxa’nın oğlu, CEO’muz Miguel Fluxa da daima arkamda. Birlikte Camper’ı bir sonraki basamağa çıkarmak için çalışıyoruz.