Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Moda dünyasının favorisi ve Louis Vuitton ilham perisi Stacy Martin, modaevinin 2021 Pre-fall koleksiyonunun yüzü olarak karşımıza çıkarken, Nicolas Ghesquière ile işbirliği yapmaktan ve gelecek filmlerin heyecanından bahsediyor.
30 yaşındaki İngiliz-Fransız aktris Stacy Martin, uzun süredir Louis Vuitton kreatif direktörü Nicolas Ghesquière'nin ilham perisi. Öyleyse, modaevinin 2021 Pre-fall koleksiyonunun elçisi olması hiç de şaşırtıcı değil. Ghesquière, "Stacy doğuştan gelen bir zarafete ve ilham verici bir kişiliğe sahip." diyor. "Kariyerine, cesur seçimlerine ve üstlendiği rollere büyük saygı duyuyorum."
Son on yılda, Nymphomaniac (2013) filminde patlama yaratan performansından bu yana, korkusuzluğunu ve çok yönlülüğünü defalarca kanıtladı. Tale of Tales'de bir kraliçeyi, The Childhood of a Leader’da bir öğretmeni, High-Rise'da gizemli bir gözlemciyi ve Vox Lux'ta öfkeli Natalie Portman'ın sempatik kız kardeşini oynadı. Ancak 2021, bir hayalet hikayesinin konu olduğu ilk televizyon dizisiyle kariyerinin aşırı hızlanmaya başladığı yıl olacak.
Louis Vuitton’ın yıldızı olduğu son koleksiyonunun lansmanını kutlamak için, pandemi sonrası planlarını ve korku filmlerinden korkusunu bir filmde başrol oynayarak nasıl alt etmeye çalıştığını tartışmak üzere Stacy Martin'le görüştük.
Louis Vuitton’un 2021 Pre-fall koleksiyonu için Nicolas Ghesquière tarafından yapılan bir çekimin başrolü olmak nasıldı?
Nicolas'ın benzersiz bir vizyonu var ve sizi her zaman şaşırtıyor. Paris'ten yaklaşık bir buçuk saat uzaklıktaki bu güzel Fransız kalesinde koleksiyonu çektik. Mimari çok gelenekseldi ama sonra içinde yer alan bu banyoya girersiniz ve bir David Lynch filmine benziyor. Başka bir boyuta girmek gibiydi. Bir fotoğrafçı olarak ne istediğini tam olarak biliyor.
En sevdiğin görünüm hangisiydi?
Ayakkabıları sevdim. Genelde terlikleri seven biri değilimdir ancak karantinanın beni değiştirdiğini düşünüyorum. Çekimlerin çoğunu bu terliklerle geçirdim ve bunun harika olduğunu düşündüm. Ayrıca menekşe arka planlı banyodaki görünüm de favorilerimden. Tüm bu öğeler gerçekten heyecan verici bir şey yaratmak için bir araya geliyor.
Modanın ötesinde, seri katil Charles Sobhraj'ın eski karısını oynadığın 1970'ler esintili gerilim türündeki The Serpent dahil olmak üzere 2021'de çıkan birçok projeniz var. Şimdi İngiltere'de de yayında ve bu yılın ilerleyen günlerinde tüm dünyada Netflix'te olacak. İlk kez mi bir televizyon dizisi üzerinde çalışıyorsun?
Her zaman televizyon yapımlarının çok spesifik olduğunu ve buna pek ilgi duymadığımı düşünmüşümdür. Bu alanda biraz fazla kibirliydim ama durum değişti. Artık yönetmenlere verilen daha fazla özgürlük var ve Netflix gibi platformlar risk almayı göze alabiliyor. Ayrıca gerçek suça bir şekilde takıntılıyım ve Charles Sobhraj'ın hikayesi çok karanlık. Benim karakterim Juliette ise onun doğasının farkında olan biri. Dizide aralarında aşk olduğunu görebileceğiniz üzücü bir an var. Gençliğimde, 'Seni seviyorum ama benim için çok yanılıyorsun!' gibi bir durumdaydım, farklı bir seviyedeydi çünkü bir katille değildi elbette, ama bence hepimiz onunla bir bağlantı kurabiliriz.
Şimdiye kadar geri dönüşler ne şekilde?
Komik bulduğum bir şey de, bu daha geleneksel olduğu ve televizyonda olduğu için, daha fazla aile üyesinin "Aman tanrım, tebrikler. Ne harika bir rol." demesi. Çok güzel ama aynı zamanda, 'Bunu yedi yıldır yapıyorum ve ancak şimdi bir atılım yapmışım gibi davranıyorsun.' Ama ne yaptığımı görmeleri çok güzel. Özellikle büyükannem gibi insanlar için yapıyorum. Örneğin ona Nymphomaniac’ı izletebileceğimi sanmıyorum.
Muhtemelen akıllıca! Yakın zamanda vizyona giren bir başka film de, karısını hayata döndürmek isteyen bir bilim adamının yarattığı bir robotu canlandırdığınız bilim kurgu-drama türündeki Archive. Seni buna ne çekti?
Deneyimlemek için can attığım bir şekilde yorucuydu. Bu filmden önce farklı bir şey yapmak istediğim bir noktaya ulaşıyordum. Filmin yönetmeni Gavin Rothery bana filmin nasıl görüneceği ve sette ne kadar az CGI istediğiyle ilgili konuştu ve buna bayıldım. "Bunu yapacağım!" diye düşündüm. Kendime hiç benzemeyen ve saatlerce yapılan bir makyajın ardından sete varırdım. Bu sayede tüm çalışma tarzımı yeniden değerlendirdim.
Ayrıca 2020'de Sundance'te prömiyerini yapan ve bu yıl gösterime girmesi beklenen iki filminiz vardı: korku filmi The Night House ve drama filmi The Evening Hour. Bunlar hakkında bilgiler verebilir misin?
Sundance'e ilk gelişimdi ve şimdi geriye dönüp baktığımda sanki birkaç yaşam öncesiymiş gibi geliyor. Her iki filmi de seviyorum. The Night House çılgın bir çekimdi. Korku filmleri izlemiyorum ve beni korkutuyorlar. Ama yönetmen David Bruckner ile konuştum ve bir korku filmi yapmanın fobimi sona erdirmenin harika bir yolu olacağını düşündüm. Hikayeyi ve rolü gerçekten beğendim. Karakterimin gerçek olup olmadığından emin değildim ve sonra bir noktada David şöyle dedi: "Hayalet olabilirsin." Çekimlerin geri kalanında ise epey uykusuzluk çektim.
Ardından, 2020 Venedik Film Festivali'nde, yakında vizyona girecek olan Fransız gerilim filmi Lovers'ın prömiyerini yaptın. Ayrıca, kedi resimleriyle tanınan İngiliz sanatçı hakkındaki biyografik Louis Wain'de ve Brady Corbet'in dönem eseri The Brutalist’te varsın. Bize bunlarla ilgili başka neler söyleyebilirsin?
2019'da, Venedik'te jüride yer aldım, bu yüzden artık bunun nasıl çalıştığını biliyorum. Lovers benim için çok şey ifade ediyordu, bu yüzden bir salgın sırasında orada oturmak, jüri ve Cate Blanchett'in solumda olduğunu bilerek izlemek büyük bir zevkti. Louis Wain ise çok eksantrik bir film ve inanılmaz zaman geçirdik. Ben, Sharon Rooney, Andrea Riseborough ve Aimee Lou Wood'un aynı aileden olabileceğimizi hiç düşünmemiştim. Hiçbirimiz kedi insanı değiliz ve sette 20 kedimizin oluşu çok komikti. Ve Brutalist oldukça destansı. Bütünleşmeye çalışan bir yabancıya ve nasıl hoş karşılanıp karşılanmadığına bakıyor. Brady bize bazı açılardan ne kadar az şeyin değiştiğini gösteriyor.
Gelecekte üzerinde çalışmak isteyeceğin belirli türde projeler var mı?
Sıkı bir çalışma gerektiren aksiyon filmi büyüleyici olurdu. Ayrıca bir televizyon dizisinde daha uzun vadeli çalışmayı çok isterim çünkü gereken karakter çalışması filmden çok farklı.
Pandemi bittikten sonra en çok ne yapma sabırsızla bekliyorsun?
Sette olmayı... İlk karantina dönemi benim için harikaydı çünkü herhangi bir yerde olmak zorunda değildim ve bu süreyi boş bırakarak başarılı oldum. Şimdi, Birleşik Krallık'taki üçüncü karantina dönemi ve işimi özlüyorum.