Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


El işçiliğiyle yoğrulmuş tasarımlar, global işbirlikleri ve couture koleksiyonu: Amor Garibovic 2026’da moda dünyasına yeni bir soluk getirmeye hazır.
Amor Garibovic çocukluk yıllarında tohumları atılan tasarım merakını zamanla rafine bir dile dönüştürerek kendi estetik evrenini kuran bir moda tasarımcısı. Çizim yapmaya başladığı ilk günden beri ilham kaynağı doğrudan kadın silueti. Kadın siluetinin feminenliğini maskülen dokunuşlarla yeniden tanımladığı tasarımlarında, sezgileriyle şekillenen ve tutkunun başköşeye yerleştiği modern bir anlatı kuruyor.
Tekstil mühendisi annesinin de etkisiyle erken yaşlarda fark edilen çizim yeteneği, modaya yönelmesinin nedenlerinden biri. Geç konuşan, iç dünyasını kelimeler yerine çizgilerle ifade etmeyi seçen bir çocuk Garibovic. Henüz üç buçuk yaşındayken çizdiği ilk kadın ayakkabısı eskizi hâlâ Sırbistan’daki evinde saklı. “Hep çizdim” diyor. “Çizmek benim için bir tutku. En değerli oyuncaklarım kalemlerim ve defterimdi.”
Ayakkabıyla başlayan çizim serüveninde, kadın siluetini keşfetmek bir dönüm noktası Garibovic için. Kadın formundan aldığı ilham, zamanla modaya duyduğu ilgiyi beslemiş ve bugün onu bulunduğu noktaya taşımış. Tasarımlarının merkezinde ise her zaman güç kavramı var. Ona göre “Amor Garibovic kadını”, feminen olduğu kadar güçlü bir figür. Kendini ifade etmekten çekinmeyen, kararlı ve özgüvenli.

Kendi adını taşıyan ve couture geleneğini çağdaş bir estetikle buluşturan markasının sırrı, el işçiliği ile modern mimari dilin aynı potada erimesinde saklı. Tasarımlarında heykelsi formların her zaman baskın olduğunu, özellikle basen detaylarının bilinçli bir şekilde öne çıkarıldığını belirtiyor. Bel bölümünün tarihte Fransa ve İtalya’da kullanılan korselerle özenle oturması ise, zamanla markasının alametifarikalarından biri haline gelmiş. “Kalıp açısından yaratmayı, tasarlamayı çok seviyorum; fakat işleme de benim imzamdır. Gelenekselden uzak olmayan, modern çizgilerle buluşan işlemeler, tasarımlara farklı bir ruh katan detaylar.”
“Hikayenin olduğu yerde Amor da vardır” sözü tasarım yaklaşımının özeti gibi. Konuşarak ifade etmekte zorlandığı duygularını çizimlerine, kalıplarına ve elbiselerine yansıttığını; bu yüzden her tasarımın bir duygu taşıması gerektiğini söylüyor. İster gelinlik ister after-party elbisesi ya da sahne kostümü olsun, mutlaka bir hikaye barındırmalı. “Detayları seyircinin bilmesine gerek yok ama hissetmeli. Kullanılan her taş, her renk, her işleme hikayenin bir parçası.” Garibovic tüm bunları kurgularken kimi zaman huzur ve sakinlikten, kimi zaman kaosla beslenen bir enerjiden ilham alıyor. Bazen sessizlik ve iyi bir müzik, bazen de modern dünyanın kaçınılmaz karmaşası harekete geçiriyor yaratıcılığını. “Bence kaostan beslenmek zorundayız” diyor. “Çünkü her yanımız kaos ve bu ortamda hâlâ bir şeyler yaratabilmek, ilhamın ta kendisi.”
Zanaat ruhu söz konusu olunca tavrı son derece net. El işçiliği ve ince detayların lüks kavramının özünü oluşturduğuna, bu geleneğin gelecekte de varlığını sürdüreceğine inanıyor. Fast fashion’ın gölgesinde couture geri planda kalmış gibi görünse de el işçiliğinin değerini pekiştiren bir durum bu aslında. Çünkü “Couture’un ruhu insan dokunuşunda.” Ona göre fabrikasyon üretimden ayrılan, zaman, emek ve ustalık gerektiren detaylar gerçek lüksün tanımı ve teknoloji ilerledikçe zanaat daha da kıymetlenecek. O yüzden her koleksiyonuna el işçiliğiyle dokunmuş detaylar eklemeye özen gösteriyor. Böylece tasarımlarının fabrikasyon bir estetiğe kaymasının önüne geçiyor, zanaata duyduğu saygıyı canlı tutuyor. Couture koleksiyonlarının ruhunu korurken daha kullanılabilir ve gündelik bir lüks deneyimi sunan Limited Edition serileriyle couture dünyasını daha ulaşılabilir kılmak da gelecek hedefleri arasında.

Global sahnedeki görünürlüğünü artıran önemli adımlardan biri de Doja Cat ile yaptığı işbirliği. Sanatçının Stranger klibinde giydiği couture tasarımının yarattığı etkiden heyecanla bahsediyor Garibovic. Dünyanın tanınmış stilistlerinden Brett Alan Nelson’ın doğrudan kendilerine ulaşmasıyla başlayan süreç, beklenmedik derecede hızlı bir ivme kazanmış. Doja Cat, Garibovic’in tasarımını giymiş ve sadece 15 gün sonra dünya turnesi için yeni bir koleksiyon talebi gelmiş. Ardından yoğun bir yaratım süreci başlamış: Çizimler hazırlanmış, koleksiyon oluşturulmuş ve tam 15 farklı görünüm hiçbir revizyondan geçmeden onaylanmış. Garibovic’e göre bu ölçekte bir işbirliği büyük bir özen ve karşılıklı saygı gerektiriyor. Doja Cat önümüzdeki bir buçuk yıl boyunca koleksiyonu dünya turnesinde giyecek: “Sayılı markalarla çalışan bir sanatçıyla işbirliği yapmak bizim için gerçekten büyük bir gurur kaynağı.”
Türkiye’de Sibel Can, Hande Erçel, Sinem Kobal ve Burcu Esmersoy gibi güçlü kadınlar Garibovic’in tasarımlarını tercih eden isimlerden yalnızca birkaçı. Her işbirliği onun için ayrı bir bağ, zamanla gerçek bir ilişkiye dönüşen bir süreç. Türkiye’den Serenay Sarıkaya’yla, uluslararası alanda ise Zendaya, Lady Gaga ve Monica Bellucci ile çalışma hayali kuruyor. “Monica Bellucci hem çok güzel bir kadın hem de olağanüstü bir oyuncu. Ona gerçekten çok saygı duyuyorum.” Gelecek planlarına dair heyecanı da gözle görülür cinsten; Garibovic markasını yeni bir konuma taşıyarak dünyaya taze bir soluk ve enerji katmaya hazırlanıyor. 2026’da sunacağı couture koleksiyonu bu yolculuğun en güçlü adımlarından biri olacak.