Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Birçok marka sezon sonunda satılmamış stoklarla baş başa kalıyor. Şimdi “Arşiv Satışı” terimi kullanılarak bir önceki koleksiyonun ürünleri satışa sunuluyor ve eldeki stoklar eritiliyor.
Instagram akışımda neredeyse her gün bir başka arşiv satışının (archive sale) reklamını görüyorum. Bu durum, koleksiyoncuların en değerli parçalarını açık artırmayla satması ve modacıların dolap detoksu yapmasıyla son zamanlarda gördüğümüz vintage alışveriş ve yeniden satış patlamasıyla ilgili. Ancak geleneksel sezon sonu indiriminin de ince bir yeniden markalaşması da oldu ve markalar arşiv modasının popülerliğinden faydalanıyor.
Geçtiğimiz günlerde 24 yıllık markasını kapatma kararı aldıktan sonra Vestiaire Collective ile gerçek anlamda bir arşiv satışı düzenleyen Mara Hoffman, “Kimi tasarımcı satışları gerçekten arşivden yaparken, bazıları güncel sezon ürünlerini satıyor” diyor. “Bende bulunan stoğun sorumluluğunu almak ve yaptığım şeylerin çöpe gitmesini engellemek benim için önemli. Bu aynı zamanda müşterilere daha önce kaçırdıkları veya o zaman satın alamadıkları bir şeye sahip olma fırsatı sundu.”
Bazı yönlerden arşiv satışlarının yaygınlaşması -bazen örnek satış olarak da adlandırılıyor- şu anda zorlu perakende ortamının bir yansıması; özellikle (bu yıl Matches’in kapanmasıyla borç içinde kalan) genç tasarımcılar için. Ancak değişim aynı zamanda alışveriş yapma biçimlerimizin değişen bir yansımasıdır: çoğumuz artık mevsimsel olarak düşünmüyoruz ve bunun yerine uzun ömürlü parçalara yatırım yapıyoruz.
Tabii ki, tüm koleksiyonlarında geri dönüştürülmüş parçalar sunan Conner Ives gibi isimler için tasarımlarını bir arşiv bağlamında düşünmek oldukça mantıklı –özellikle de vintage parçaları oldukça arzu edilen tasarımlara dönüştürdüğü için. Tasarımcı, “Arşiv satışı terimini sektörümüzün baş döndürücü hızına bir tepki olarak kullanıyoruz” diyor. “Sezonu geçtikten sonra ürünlerin değer kaybettiğini düşünmüyorum ve stoklarımızı satmakta hiçbir sakınca görmüyorum.”
Ives, genelde fazla üretim yapmasa da markasının arşiv satışları ufak kusurları olan parçalara yuva bulmak için bir fırsat. “Üretim sürecimizde genellikle küçük kusurlar oluşuyor ve arşiv satışında yer alan stoğun çoğunluğu buradan geliyor,” diye ekliyor. “Vintage tişörtlerde mikroskobik izler veya küçük delikler nedeniyle ürünler bir perakende ortağına gönderilemiyor; ancak bu stoğu yok etmenin bir israf olduğunu düşünüyoruz.”
Genel olarak konuşursak, aşırı üretim sektör için büyük bir sorun olmaya devam ediyor: bir rapora göre, her yıl yapılan şok edici 15-45 milyar arası kıyafet ilk etapta asla satılmıyor. Hoffman, “Asıl konuşulması gereken konu, birçok markanın sezon sonunda büyük miktarda satılmamış stokla baş başa kalması; çünkü sektörümüz hala iş yapma şekillerinde çok eski kalıplara bağlı ve zararlı aşırı üretim alışkanlıklarına saplanmış durumda” diyor.
Sorunun köküne tam olarak inemese de arşiv satışlarının yükselişi, alışveriş alışkanlıklarımıza dair bakış açımızda, küçük bir adım olarak doğru yönde bir değişim anlamına geliyor –sezon sonu indirimi olarak adlandırılmasa da. “Günün sonunda, ne fark eder ki?” diyor Hoffman. “Yaptığımız her şey sonunda arşivin bir parçası olmuyor mu?”