Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
2026 İlkbahar/Yaz Londra Moda Haftası koleksiyonları; Burberry, Simone Rocha, Erdem, Richard Quinn, Dilara Fındıkoğlu ve Harris Reed defileleriyle yaratıcılığın ve teatral şıklığın zirvesini sundu.
2026 İlkbahar/Yaz 2026 Londra Moda Haftası yalnızca defilelerle değil, anlatıların gücüyle de sınırları zorladı. İngiliz mirasının festival ruhuyla harmanlandığı Burberry’den, şiirselliğiyle büyüleyen Simone Rocha’ya; tarihle bugünü buluşturan Erdem’den, teatral ihtişamı zirveye taşıyan Richard Quinn’e kadar her defile, kentin moda sahnesini çok katmanlı bir deneyime dönüştürdü. Dilara Fındıkoğlu’nun gotik dili feminist bir çıkışa dönüşürken, Harris Reed teatral enerjiyi yeni bir renk paletiyle sahneye taşıdı. Bu yıl Londra, bir kez daha yalnızca bir moda haftası değil, yaratıcılığın en güçlü sahnesi olduğunu kanıtladı.
Fotoğraf: Burberry 2026 İlkbahar/Yaz, Vogue Runway
Burberry, 2026 İlkbahar/Yaz defilesinde festival kültürünü İngiliz mirasıyla harmanlayarak, modaseverlere hem nostaljik hem de yenilikçi bir vizyon sundu. Glastonbury ruhunu çağrıştıran, çadırla örtülü toprak pist üzerinde yürüyen modeller, klasikleşmiş trençkot ve dış giyim kodlarını bambaşka bir yaz diliyle yeniden yorumladı. Ekose desenli trençkotlar, Y2K’dan ilham alan ince atkılar, bağcıklı botlar ve dikkat çeken yılan derisi çizmeler markanın genç ve enerjik yönünü vurgularken; tarot kartı baskıları ve zımbalı çantalar koleksiyona bohem bir hava kattı. Burberry’nin amacı; İngiliz dış giyiminin köklü ve ikonik çizgilerini korurken, bunları festival enerjisiyle daha özgür, eğlenceli ve bireysel bir hâle dönüştürmekti.
Fotoğraf: Simone Rocha 2026 İlkbahar/Yaz, Vogue Runway
Simone Rocha, 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda kendine özgü romantik ve şiirsel üslubunu güçlü bir şekilde ortaya koyarak izleyicileri hayali bir dünyaya taşıdı. Maureen Freely’nin 1992 tarihli My Dress Rehearsal: or How Mrs Clark Taught Me How to Sew denemesinden esinlenen tasarımcı, coquette estetiğinin sınırlarını balon kollu ipek elbiseler, eterik tül katmanları, inci işlemeli trikolar ve narin babet ayakkabılarla genişletti. En dikkat çekici detay, trençkot ve Oxford ayakkabılara iliştirilmiş tek sap beyaz zambaklardı; bu jest, koleksiyonun merkezinde yer alan şiirsel doğa vurgusunu sembolize etti. Çiçek teması, kumaşa işlenmiş motiflerden heykelsi gül formlarına dek bütün koleksiyonun ruhunu şekillendirdi.
Fotoğraf: Erdem 2026 İlkbahar/Yaz, Vogue Runway
Erdem Moralıoğlu, 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda tarihsel göndermelerle örülü güçlü bir görsel anlatı kurarak izleyicileri gizem ve romantizmin buluştuğu bir atmosfere taşıdı. Fransız sürrealist ve medyum Hélène Smith’ten ilham alan tasarımcı, British Museum’un görkemli sütunları altında tarih, sanat ve moda arasında güçlü bağlar kurdu. Gömlek yakalarına işlenen sert niş detaylarıyla tamamlanan elbiselerde zarif dantel paneller ve çiçek işlemeleri dikkat çekerken; düşük bel korseler, sıkı kemerlerle dramatik bir siluet oluşturdu. Uzakdoğu’dan esinlenilen işlemeli saten sabahlıklar, Fransız ve İngiliz geleneksel formlarına eklemlenerek kültürel bir sentez yarattı. Erdem’in defilesi, yalnızca romantik bir koleksiyon sunmakla kalmadı, aynı zamanda tarihle bugünü buluşturan şiirsel bir moda vizyonu sundu.
Fotoğraf: Richard Quinn 2026 İlkbahar/Yaz, Vogue Runway
Richard Quinn, 2026 İlkbahar/Yaz defilesinde dramatik ihtişamı ve teatral moda dilini zirveye taşıdı. Sinfonia Smith Square’de düzenlenen ve A Night at the Opera temasıyla kurgulanan defile, izleyicilerini görkemli çiçek aranjmanları, kristal avizeler ve İngiliz Oda Orkestrası eşliğinde büyüleyici bir atmosferle karşıladı. Naomi Campbell’ın podyumu açtığı an, hem modaseverlerin hem de davetlilerin nefesini kesti ve koleksiyonun görsel ihtişamına yön verdi. Prenses elbiseleri, ışıltılı taş işlemeleri, abartılı tül etekler ve dev kurdeleler, markanın klasikleşmiş balo estetiğini bir opera sahnesine yakışır şekilde yorumladı. Quinn’in bu defilesi, yalnızca kıyafetlerle değil, bütün bir sahnelemeyle moda tarihine kazınacak ölçüde ihtişamlı bir defile olduğunu kanıtladı.
Fotoğraf: Dilara Fındıkoğlu 2026 İlkbahar/Yaz, Vogue Runway
Dilara Fındıkoğlu 2026 İlkbahar/Yaz defilesiyle, gotik altkültürün keskin estetiğini çağdaş feminist bir perspektifle harmanladı ve moda sahnesinde tartışmasız bir iz bıraktı. Barbican’da gerçekleşen gösteri öncesi uzun bekleyiş, 1990’lardaki Alexander McQueen defilelerini anımsatan bir heyecan yarattı ve bu atmosfer, Fındıkoğlu’nun tasarımlarının sertliğine uygun bir dramatik zemin oluşturdu. Podyuma taşınan dekonstüre korseler, çözülmüş dikişli elbiseler, lateks etekler ve zırh benzeri korseler hem kırılganlığı hem de gücü aynı anda yansıttı. Naomi Campbell’ın siyah korseli ve uzun maksi detaylı görünümü, defilenin doruk anlarından biri oldu. Silikon kiraz süslemeler ve dövme görünümlü deri detaylar, Fındıkoğlu’nun hem el işçiliğine hem de hikaye anlatıcılığına verdiği önemi ortaya koydu. Tasarımcının kendi Türk mirasından beslenen gümüş maskeler ve metal aksesuarlar, koleksiyona kişisel ve kültürel bir katman ekledi.
Fotoğraf: Harris Reed 2026 İlkbahar/Yaz, Vogue Runway
Harris Reed 2026 İlkbahar/Yaz defilesinde, gotik atmosferi alışılmış siyah-kırmızı yerine parlak renkler ve ihtişamlı malzemelerle yeniden yorumladı. St Pancras’ın Gothic Bar’ında düzenlenen defile, dev platform ayakkabılar üzerinde yükselen modeller ve abartılı siluetlerle teatral bir hava yarattı. Koleksiyonun merkezinde korseler vardı; kimisi altın yapraklar gibi bedenden ayrılan devasa formlar, bazen mavi kanat baskılı pantolonlarla birleşerek sahne kostümü estetiği yaratıldı. Satenler, ipekler ve el boyamasını andıran kumaşlar, koleksiyona resimsel bir yoğunluk kattı. Reed’in hikaye anlatımı görsel ihtişamla birleşirken, koleksiyonun her parçası sahneye çıkacak sanatçılar için hiper-fotografik bir etkiye sahipti.