Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonlarını Paris Moda Haftası kapsamında sunan modaevlerinin öne çıkan defilelerini inceliyoruz.
Paris Moda Haftası 2025-26 Sonbahar/Kış sezonu, moda dünyasında geçmişin izlerini modern bir bakış açısıyla harmanlayan koleksiyonlarla büyük ilgi uyandırdı. Her biri kendi tarzını yansıtan markalar, zamansız feminenlikten teknolojiyle buluşan yenilikçi tasarımlara kadar geniş bir yelpazede özgün ve cesur kreasyonlar sundu. Maria Grazia Chiuri'nin etkileyici tasarımlarından Stella McCartney'nin etik tasarımlarına, McQueen'in Viktorya dönemi esintilerinden Vaquera'nın nostaljik dokunuşlarına kadar, her koleksiyon moda dünyasının farklı yönlerini keşfederek zamansız bir şıklık ve özgürlük anlayışını ortaya koydu. Bu sezon, geçmişin mirasını onurlandırırken geleceğe dair güçlü bir vizyon da sundu.
Fotoğraf: Vogue Runway
Coperni'nin 2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonu, 90'lar LAN partisi kültüründen ilham alarak, teknolojiyi ve oyun kültürünü moda ile buluşturdu. Sébastien Meyer ve Arnaud Vaillant, oyun karakterlerinden ilham alarak ikonik giysilerle nostaljik bir atmosfer yarattı. Bu nostaljik havayı, Tamagotchi işbirliğiyle daha da ileri taşıdılar; markanın yeni Swipe çantası, ünlü dijital evcil hayvan figürü Tamagotchi'nin tasarımıyla yeniden yorumlandı. Ayrıca, Ray-Ban Meta akıllı gözlüklerinin tanıtımı da yapıldı. Koleksiyon, teknoloji ve nostaljiyi modern moda ile birleştirerek, geek ve chic kültürlerinin kesişimini başarıyla sundu.
Fotoğraf: Vogue Runway
Stella McCartney, 2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonunda Corpcore’a 80’ler glam havası getiriyor. Etik malzemelerle, şıklığı ve lüksü birleştirerek zamansız bir tarz yaratıyor. Geri dönüştürülmüş polyester ve mantar mycelium gibi malzemelerle hazırlanan şık takımlar, supersize trençkotlar ve 80'ler havasındaki elbiseler, modern kadın için hem zarif hem de cesur bir alternatif sunuyor.
Fotoğraf: Vogue Runway
Japon markası Anrealage, teknolojinin ve yaratıcılığın ilişkisinde modayı bir tuval olarak kullanıyor. Kunihiko Morinaga'nın yaratıcı direktörlüğündeki koleksiyon, giyenin ruh haline göre değişen LED kumaşlardan oluşan göz alıcı parçalarla teknoloji ve moda arasındaki sınırları zorluyor. Dijital ve analog baskılarla zenginleşen tasarımlar dikkat çekiyor.
Fotoğraf: Vogue Runway
Ib Kamara'nın Off-White'taki üçüncü koleksiyonu, direnişi ve topluluk olmayı simgeleyen grafik tasarımlar ve iddialı silüetlerle dikkat çekti. Koleksiyon, kimlik ve topluluk arasındaki bağı vurgularken, keskin hatlar ve motor sporları estetiğiyle bir araya geliyor. Off-White, toplumsal gücün ve bireyselliğin harmanlandığı bir koleksiyon sunuyor.
Fotoğraf: Vogue Runway
McQueen 2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonu, Viktorya dönemi dandyliğinden ilham alarak tasarımlarını büyüklük, katmanlılık ve abartılı silüetlerle şekillendiriyor. Sean McGirr'in vizyonunda, büyük yaka detayları, zarif kumaşlar ve taş işlemeleriyle, tarihsel zarafeti modern bir bakış açısıyla sunuyor. Bu koleksiyon, McQueen'in stilini ve estetiğini bir adım ileri taşıyor.
Fotoğraf: Vogue Runway
Demna'nın Balenciaga 2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonu, standart giyinme kurallarını tersine çevirerek sıradışı bir backstage atmosferi yarattı. PUMA ile yapılan iş birliği, şık ama rahat bir spor şıklığı yaratırken, şişirilmiş hoodie'ler ve distopik ayakkabılar, markanın özgür ve yenilikçi ruhunu sergiliyor.
Fotoğraf: Vogue Runway
Haider Ackermann’ın Tom Ford için tasarladığı 2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonu, 80’lerin havasıyla modern bir dokunuş sunuyor. Saten elbiseler, franjeli bornozlar ve deri detaylar, Ackermann’ın imzasını taşırken, bu koleksiyon Hollywood'un 80'ler havasını yansıtan zarif bir güzellik sunuyor.
Fotoğraf: Vogue Runway
Sarah Burton’ın Givenchy için tasarladığı ilk koleksiyon, markanın kurucusu Hubert de Givenchy’nin mirasına saygı duruşunda bulunuyor. 1952’den kalan kalıp parçalarla ilham alınarak şekillenen koleksiyon, modern kadınlığı zarif ve cesur bir şekilde tasvir ediyor. Her parça, Burton’ın incelikli işçiliğini ve Givenchy'nin geleneksel zarafetini yansıtıyor.
Fotoğraf: Vogue Runway
Maria Grazia Chiuri'nin Dior 2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonu, geçmişin izlerini modern bir bakış açısıyla harmanlayarak zamansız bir feminenlik anlayışı sunuyor. Gianfranco Ferré’nin mirasını onurlandıran koleksiyon, işlemeli dantel, korse detaylı bluzlar ve ikonik J’adore Dior tişörtleriyle dikkat çekiyor. Antik çağla modernizmi bir araya getiren tasarımlar, lüks ve tarihi bir atmosferde hayat buldu.
Fotoğraf: Vogue Runway
New York merkezli Vaquera, Paris Moda Haftası’na büyük boyutlu aksesuarlar ve ikonik iç giyim parçalarıyla damgasını vurdu. Markanın yaratıcıları Bryn Taubensee ve Patric DiCaprio, Paris’e taşınacakları için geçmişi ve geleceği harmanlayan bir koleksiyon sundular. Andy Warhol'un Marilyn Monroe baskılı denim parçaları ve D'Heygere takılarıyla dikkat çeken Vaquera, nostaljiyle geleceği birleştiriyor.
Fotoğraf: Vogue Runway
Olivier Rousteing, Balmain’in 2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonunda keskin çizgilerinden uzaklaşıp yumuşak ve rahat bir döneme adım attı. Büyük boy örme kazaklar ve ince işçilikle yapılmış zebra desenleriyle dikkat çeken koleksiyon, lüksü ve rahatlığı harmanlıyor. Balmain’in “yumuşak” devrimi, modanın yeni ölçülerini tanımlıyor.
Fotoğraf: Vogue Runway
Chanel’in 2025-26 Sonbahar/Kış defilesi, markanın imzası olan kurdele detaylarına adandı. Devasa bir kurdelenin yer aldığı podyumda, markanın DNA’sını oluşturan transparan organza kumaşlar ve tüvit detaylar zarif ve modern bir yaklaşımla sergilendi. Transparan trendini, işlevsel ve şık bir şekilde yorumlayan Chanel, klasik tüvit ceketler ve eteklerle birlikte, büyük kurdeleler ve ince detaylarla koleksiyonu zenginleştirdi. Yeni yaratıcı yönetmen Matthieu Blazy'nin markayı dönüştürmeye hazırladığı bu süreçte, geçmişin en zarif detaylarına saygı duruşunda bulunuldu.
Fotoğraf: Vogue Runway
Louis Vuitton'un 2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonu, günlük hayatın farklı anlarını ve taşıdığı anlamları kutlayan bir yolculuğa dönüştü. Nicolas Ghesquière, Paris'in tren istasyonu atmosferini yansıtarak, her bir modelin hikayesini ve kişiliğini vurguladı. Çeşitli sosyal kesimlere ait stil öğeleriyle zenginleştirilen koleksiyon, seyahatle ilgili pratik parçalar ve şık aksesuarlarla tamamlandı. Defile, şehir yaşamının spontane ve anlık güzelliklerini yansıtan zarif bir yorumunu sundu.