Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bu duyduklarımız doğru olamaz; Mr. Big'siz bir Sex and the City düşünemiyoruz.
Geçtiğimiz yıl ortaya atılan 'Sex and the City 3' filminin yolda olduğu söylentileri dizinin hayranlarının kalp atışlarının hızlanmasına neden olmuştu. Sarah Jessica Parker'ın yeni senaryo hakkında "harika" ve "kalp kırıcı" demesi ise akıllarda kocaman bir soru işareti bırakmıştı. Fakat dizinin Samantha'sı Kim Cattrall'ın 3. filmde rol almayacağını dile getirmesi herkesi şaşkına çevirmişti. Kim Cattrall'ın neden senaryoyu geri çevirdiği hala gizemini korusa da, ünlü oyuncuyla maddi açıdan bir takım anlaşmazlıklar yaşandığı yönünde fısıltılar hala tazeliğini koruyor. Tabii bir de yeni filmde Samantha karakteri için pek de yer olmadığı yönünde söylentiler vardı. Sonuç olarak üçüncü film öyle ya da böyle gerçekleşmeyecek. Bu da demek oluyor ki Carrie, Charlotte, Miranda ve Samantha'nın hayatlarındaki son gelişmelerden asla haberimiz olmayacak. Biri dışında.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
Asla çevrilmeyecek bir filmin senaryosu ne denli etkili olabilir? Filmin senaristi James Andrew Miller'ın geçtiğimiz günlerde ağzından çıkardığı bakla Sex and the City hayranlarını derinden yaraladı. Carrie'nin büyük aşkı Mr. Big, ikinci filmin sonunda duşta kalp krizini geçirip hayatını kaybediyor. Belki de paralel bir Sex and the City evreninde çoktan hayatını kaybetti, ama bunu da asla bilemeyeceğiz.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
Eğer üçüncü film çekilmiş olsaydı, Mr. Big hayatını kaybettikten sonra senaryo tamamen dört kadın arasındaki dostluğa odaklanacaktı. Aslında Mr. Big'i canlandıran Chris Noth'un da istediği tam olarak buydu. O da ne zamandır Mr. Big karakteriyle yollarını ayırmak istediğini söylüyordu: "Doğrusunu söylemek gerekirse hiçbir filmden zevk almamıştım. Bana her şey çok bayat gelmişti. Böyle konularda biraz kötümser olduğumu söylerler. İlk filmin sonundaki dolap ve ayakkabı sahnesinden nefret ettim. Kesinlikle bir takım oyuncusuyum, fakat hiçbir zaman filmlerden keyif almadım. Filmlerdeki duygusallık dozunun fazlaydı. Dizideki mizah anlayışıyla tamamen ters."
Peki ya siz Mr. Big'siz bir Sex and the City düşünebiliyor musunuz?
Hiçbir dizi sahnesi Sex & the City’nin açılış jeneriği kadar ikonik olamaz. Carrie Bradshaw'un stil imzası beyaz tütüsü o gün bugündür ünlü tasarımcıların ve it-girl'lerin kapsama alanından bir an olsun çıkmadı. Dior’un ‘kürkçü dükkanı’ haline gelen tütüye, Michael Kors, ChristopherKane, Off-White ve Oscar de la Renta sahip çıktı. Ayrıca Bella Hadid, Lady Gaga, Karlie Kloss ve Jennife Lawrence gibi ünlü simalar da Carrie Bradshaw’un başlattığı balerin akımınının müdavimleri arasında. Lady Gaga XXL takım elbisesiyle kendini göstermeden ya da Cara Delevingne Kraliyet düğününe smokiniyle katılmadan evvel zaman önce, Samantha Jones vatkalı blazer ceketler ve asabi takım elbiselerden oluşan sert hatlı stiliyle 90'lardan selam duruyordu. Sex & the City sadece modaya değil saç kesimlerine de yön veriyordu; dizinin her anından stil ilhamı fışkırıyordu desek yeri. Cara Delevingne, Kristen Stewart ya da Zoë Kravitz saçlarını kısacık kestirmeden önce Miranda avukat saç kesimiyle ortalığı kasıp kavurmakla meşguldü. Fırçasını renk paletinde cesurca gezdiren Samantha Jones’un stil imzalarından bir diğeriyse birbirine iyi gelen renkleri stilinde buluşturmaktı. Günümüzde Marni, Balenciaga, Prada ve Celine gibi markalar da rengini belli eden parçaları koleksiyonlarından eksik etmiyor. Kim Kardashian ya da Kylie Jenner iyimser pembeyi kendi saflarına çekmeden önce, Charlotte onunla uzun süreli bir ilişki içerisindeydi.