Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Karl Lagerfeld ve Sivia Venturini Fendi, bu sezon Marie Antoinette'in stiline odaklanıyor.
Fotoğraf: Indigital
Karl Lagerfeld'in Fendi modaeviyle uzun süreli ilişkisinin eseri olan 2017 İlkbahar/Yaz koleksiyonu, Milano'da büyük ses getirdi. Tasarımcı bu sezon, Rokoko stiline odaklanmıştı.
Fotoğraf: Indigital
Parıltılı gümüş renk bir ceket giymiş Karl, sahne arkasında defilenin ilham kaynakları olarak "Porselen Napolyon biblolarını ve Versailles'daki saray Petit Trianon’u gösteriyor.
Fotoğraf: Indigital
Tabii Karl'ın bu açıklamalarını, podyumda Marie Antoinette'e benzeyen son manken de geçip gittikten sonra dinliyorum ondan.
Bu mankenler, hanım hanımcık kadınlar değiller. Aksine, yarım çizmeleri ve farklı şekillerde ayarlanabilen kayışlı çantalarıyla son derece modern ve çağdaş görünüyorlar.
Fotoğraf: Indigital
Defile, Karl ve Silvia ikilisinin, Karl’ın Fendi’de kreatif direktörlük yaptığı 50. yılı için hazırladığı ve Roma’da sundukları “Efsaneler ve Peri Masalları” koleksiyonunu andırıyor. İkili, sanki o defilenin devamını getirerek bu koleksiyonu hazırlamış gibi.
Fotoğraf: Indigital
Fakat bu sefer, fonda Trevi çeşmesi yok ve ben Karl’ın antenlerini daha çok Fransa’ya doğru çevirdiği fikrine kapıldım. Bu yüzden de makaron ve sorbenin pastel renklerinde şirin kıyafetler görmek mümkün.
Fotoğraf: Indigital
Silvia, “Evet, bu defile gerçekten de önceden hazırladığımız ‘Efsaneler ve Peri Masalları” defilesinden, o defilenin konseptinden ve havasından esinlenerek hazırlandı,” diye açıklıyor.
“Marie Antoinette gibi artık efsane haline gelmiş kadınlardan ilham aldık. Bu kadınların kıyafetleri çok keskin duruşludur ama hepsi de kuralları yıkmaya çok açık kadınlardır.”
Fotoğraf: Indigital
Versailles’in Genç Kraliçesi, Fendi defilesindeki modellerin giydiği türden, arkasını döndüğünde iç çamaşırını gösteren kıyafetler giyer miydi, işte ondan emin değilim. O dönemde iç çamaşırı icat bile edilmemiş olabilir!
Fotoğraf: Indigital
Yoksa Marie Antoinette, Fransızların 1789’dan bile önce isyan etmesine sebep olacak şekilde giyinir miydi dersiniz? Eğer Karl yaptıysa olur! Onun, imkansızı gerçekliğe dönüştürebilmek konusunda olağandışı bir yeteneği var.
Fotoğraf: Indigital
Tasarımcı, “İlham kaynağım ne 1960’lar ne de 70’ler, hiçbiri!” diyor. Kısa etekler veya genişleyerek uzayan çiçek süslemeli fırfırlı diğer etekler, gerçekten de hiç vintage parçalar gibi durmuyordu. Aynı şekilde, zarif çizgili yarım çizmeler de gayet modern bir tarza sahipti.
Fotoğraf: Indigital
Peki bu şirin elbiseleri, diz altı çiçekli etekleri, kota benzeyen ama aslında linenden yapılmış aplike çiçekli ceketleri kim giyecek? Bir hedef kitle var mı? Karl, yaptığı her şeyi giyilebilir kılıp satabilecek kadar yılların deneyimine sahip. Öyle ki polisler, Fendi’nin merkezine giden yolları kapattı çünkü mağazası sokağa taşacak kadar tıklım tıklım müşteriyle dolmuştu. Fendi’nin CEO’su Pietro Beccari, defileyi koltuklarında izleyen 1,300 ve ayakta izleyen 600 tane müşterinin olduğunu söyledi. Yönetici aynı zamanda, “Bu, Karl’ın bizim için hazırlamış olduğu en iyi yaz koleksiyonu olabilir,” diyor. Beccari, kesinlikle haklı. Fendi, bir zamanlar ana odak noktası kürk olan bir markaydı. Öyle ki, kıyafetler ikinci planda kalırdı.
Fotoğraf: Indigital
Bu defilede ise neredeyse hiç kürk yoktu. Markanın ana formülünü tersine çevirip, kıyafetleri kürklerden daha ön plana çıkarabilmek çok büyük bir başarı. Marie Antoinette yaşasaydı, kesinlikle Fendi’nin müşterisi olurdu.