Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Paris Photo fuarı ışığında, çağdaş moda fotoğrafçılığına bir bakış.
Balmain'in Kreatif Direktörü Oliver Rousteing'in Pierre & Giles tarafından çekilip tuvale basılan ve üzerinden elle boyanan fotoğrafı, 2015. Galerie Daniel Templon, Brüksel.
Marella Agnelli'nin boynu, Richard Avedon'un 1953 yılında çektiği o meşhur fotoğrafta hiç olmadığı kadar uzun gözüküyor. 25 kırmızı ojeli parmağın kırmızı dudaklı bir kadının gözlerini kapattığı 1972 tarihli Guy Bourdin fotoğrafı öylesine ikonik bir hale geldi ki sadece müzelerde sergileniyor.
Paris Grand Palais'de düzenlenen Paris Photo Fuarı'nda bir gün geçirdim, orada gördüğüm fotoğrafçılığın kalitesi inanılmazdı. Görüntülerden bazıları o kadar ruh dolu, o kadar şok edici veya o kadar ikna ediciydi ki onları tanımlamak için şu sıralar sıkça kullanılan "muhteşem" sözcüğüne başvurmak gerekiyor.
Ama bahsettiğim muhteşem fotoğraflardan hiçbiri moda fotoğrafları değildi. Acayip fikirlerle dolu ve sürreal Tim Walker'ınkiler hariç. 2013 tarihli, piyano çalan kızıl saçlı manken Karen Elson'ın yan tarafında bir aslanın şarkı söyler gibi durduğu sevimli sürreal fotoğrafı, Michael Hoppen Londra Galerisi'nde sergilendi. Ama onun dışındaki fotoğraflar ve onları çekenler, moda fotoğrafçıları değillerdi.
Gagosian Galerisi'ndeki Richard Avedon fotoğraflarına baktım, içlerinde Marella Agnelli'nin, Dovima ve fillerin (ve Dior elbisesinin) olduğu fotoğrafları da bulunuyor. Ayrıca Peter Lindbergh'in 90'lardaki fotoğraflarını da gördüm. Sonra da kendime neden çağdaş moda fotoğrafçılığının albenisini yitirdiğini sordum.
Şimdilerde modada, vintage kıyafetlere büyük bir ilgi var. Çağdaş modada, 50'lere, 60'lara, 70'lere, 80'lere ve kasten rüküş olan 90'lara geri dönüş var. Fotoğrafçılıkta da bunun aynısı mı gerçekleşiyor?
Konuştuğum bütün galeri çalışanları aynısını söyledi: post prodüksiyon, dijital görüntü işleme ve genel olarak bilgisayar çağının suyu bulandırması, fotoğrafçılıkta ciddi bir "öncesi" ve "sonrası" ayrımı yarattı.
İtalya'nın Porto Cervo şehrindeki Louise Alexander Galerisi'nin Müdürü Ayşe Arnal, Guy Bourdin'in işlerinin müzede sergilenmesiyle ilgili "Bizim sergimiz, yapılan işin saflığıyla ilgilidir," dedi. Ayrıca Guy Bourdin'in daha ulaşılabilir Polaroid fotoğrafları da tekliflere açık.
Michael Hoppen'a göre, bugünkü editörler ve yayıncılar, insan yüzüne ve vücuduna kaygılandırıcı derecede mükemmeliyetçi beklentilerle yaklaşıyorlar. Günümüzün bu yaklaşımı, Guy Bourdin'in duyusal gerçekliğiyle tamamen bir zıtlık içinde.
Hoppen, kendi galerisinde büyüleyici bir havaya sahip Tim Walker fotoğraflarına ek olarak 1977 yılının Londra punk dünyasından Rex/Shutterstock röportaj fotoğraflarını da sergiliyor. Dijital çağımızın akıllı aletleri, masumca çekilmiş fotoğrafları yok etmeye henüz başlamamıştı tabii.
Nadir de olsa yeni ve güzel fotoğraf kareleri de keşfettim. Valérie Belin tarafından çekilmiş bu seneye ait bir manken fotoğrafının üzerinde pikselli şekillerle yaratılan etkiyi sevdim. Bu fotoğraf önce Brüksel'deki Galerie Nathalie Obadia'da, sonra New York'taki Edwyn Houk Galerisi'nde sergilendi. Şimdi ise Zürih'te görülebilir.
Buna ek olarak, Pierre & Giles'in çektiği Rossy de Palma fotoğrafı gibi süslü fotoğrafları da beğendim. Ayrıca, Balmain'in Kreatif Direktörü Olivier Rousteing'in modellik yaptığı 2015 tarihli sihirli ayna fotoğrafını da unutmamak lazım. Bu tuvale basılmış ve sonrasında elle boyanmış fotoğraf, Brüksel'deki Galerie Daniel Templon'da sergileniyor.
Londra'daki HackelBury Galerisi, diğer soyut fotoğraflar dışında bir de William Klein'dan iki adet grafik ve daha önce görülmemiş fotoğraf sergiliyor. Yine Klein'in çektiği Aktris Anouk Aimée'nin elinde sigara ağızlığıyla daha geleneksel ama etkili fotoğrafı, Gallery Fifty One'da 18,452 Euro gibi bir fiyata satılıyor.
Akıllı telefonlarla çekilen selfie'lerin çağında, kalitenin fiyatı elbette daha yüksek olmaya başlıyor. Eğer fiyat etiketini yanlış okumadıysam Patrick Demarchelier'in fotoğrafladığı Christy Turlington portresi Camera Work tarafından 95,600 Euro'ya satışta.
Moda fotoğrafçılığının değerlenmesini bir kenara koyarsak, fotoğrafların çoğu geçmiş zamanlardan. Bunun sebebi de eski baskıların çok daha kaliteli olması (Sarah Moon'un Camera Obscura Galerisi'nde sergilenen 2014 yılına ait karbon renklendirme baskıyla basılmış fotoğrafları istisnadır).
İngiliz moda fotoğrafçısı Nick Knight da Paris Photo fuarını ziyaret edenler arasındaydı. Kendisi, bu ayın sonunda İngiliz Moda Ödülleri kapsamında Isabella Blow ödülünü alacak. Fotoğrafı bir sanat formuna dönüştürenin Irving Penn olduğunu düşünüyor.
Ama çağdaş fotoğrafçılar arasında filmlere ve videolara yönelmenin daha popüler olmaya başlaması işleri zorlaştırdı mı diye merak etmeden de duramıyorsunuz.
Dijital çağ öncesinde kendi sanat tarzlarını oluşturmuş fotoğrafçılar, tıpkı moda tasarımcıları gibi, sergilerini ve gösterimlerini müzelere taşımaya başladılar. Sarah Moon'un retrospektif sergisi 27 Kasım'dan itibaren Hamburg'da sergilenecek. 11 Şubat'ta Londra'daki National Portrait Gallery'de "Vogue 100: A Century of Style" sergisi açılıyor.
Eylül 2016'da Rotterdam'daki Kunsthal, Peter Lindbergh'in retrospektif sergisini görücüye çıkaracak.
Ancak hâlâ, bildiğimiz moda fotoğrafçılığının düşüşte olduğunu düşünüyorum. Sebebi özgünlüğün azalması, post prodüksiyonun aldatıcı cazibesi ve hatta kulağa ne kadar saçma gelse de, gösterişli profesyonellik ile akıllı telefonla hızlıca çekilen dinamik fotoğrafların arasındaki rekabet olabilir.
Londra'ya geldiğimde Paul Smith'le, Fotoğrafçı David Bailey'in çıkardığı 41. kitabı "Tears and Tears"ın sergisine gittik. David Bailey'in kendi fotoğraflarını tab ederken ışığı yeterince iyi ayarlayamadığı için yırtıp attığı fotoğraf karelerinden oluşan sergiyi görmelisiniz. Bu sayede Michael Caine, Jack Nicholson, Mick Jagger, Jean Shrimpton, Zandra Rhodes ve Afrikalı savaşçıların fotoğraflarının değerini daha iyi anlayabilirsiniz.
Fotoğraf makinesi kullanmayı küçükken babasından öğrenmiş olan Paul Smith, Bailey'nin test fotoğraflarını görünce ve fotoğrafçının kendi fotoğraflarını kendisinin banyo ettiğini öğrenince çok etkilendi.
Bailey'e 60'larda kimin işlerinin İngiltere'nin değişen yüzünü daha iyi yansıttığını ve onun için iyi moda fotoğrafçılığının ne anlama geldiğini sordum.
Jean Shrimpton'ın 60'ların özgür kadınını simgeleyen fotoğrafına bakarak, "Benim fotoğraflarım hep o kızı yansıtmakla ilgiliydi," diyor, "Moda fotoğraflarım daha çok portrelere benzerdi."
Çeviri: Kardelen Berfin Kobyaoğlu