Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kopenhag Moda Zirvesi'nde çevresel sürdürülebilirlik ve çılgın tüketime son verme konuları gündemdeydi.
Danimarka Veliaht Prensesi Mary, Kopenhag Moda Zirvesi'nde açılış konuşması yaparken.
Fotoğraf: Copenhagen Fashion Summit
"Gerek sosyal açıdan, gerek çevresel ve ekonomik açılardan moda endüstrisini yeniden ele almamız gerekli ama bunu hep birlikte yapmalıyız." Biletleri önceden tükenen Kopenhag Moda Zirvesi'nde Danimarka Prensesi Mary, konuşmasını böyle açtı ve ileriye doğru yenilikçi adımların atılması gerektiğini vurguladı.
Kopenhag Moda Zirvesi'ne gelen katılımcılar. Zirvedeki her etkinliğin biletleri önceden tükenmişti.
Fotoğraf: Copenhagen Fashion Summit
Eco-Age Ltd'nin kurucusu Livia Firth, "Sadede Gelmek" adını verdiği konuşmasında bu konuya çok daha fazla ağırlık verdi.
2013'te Bangladeş'teki bir fabrikanın çökmesiyle 1000 işçinin can verdiği "Rana Plaza trajedisi" olarak bilinen olaydan sonra bile fakir ülkelerde ucuz kıyafet üretiminde neredeyse hiçbir değişikliğe gidilmediğini anlatarak, "Bu mesele sadece moda endüstrisine özgü bir durum da değil," dedi.
Eco-Age'in kurucusu ve Green Carpet Challenge'ın ardındaki isim Livia Firth, konuşma yapıyor.
Fotoğraf: Copenhagen Fashion Summit
Doğa dostu marka Patagonia'nın Çevre Departmanı Başkan Yardımcısı Rick Ridgeway ile Danimarka Moda Enstitürüsü CEO'su ve Moda Zirvesi'nin kurucusu Eva Kruse da dahil birçok kişinin etkileyici konuşmalarını dinledim. Ama beni asıl derinden etkileyen, zirvede yaşadığım küçük bir olaydı.
Havuç, bezelye, elma ve plastik olmayan şişelerde sunulan suların olduğu masaya doğru yürürken beş genç tarafından durduruldum.
Hepsi gözlerimin içine bakarak koro halinde, "Sadece tek bir gün kıyafet satın almasanız olur mu? Moda alışverişinden uzak tek bir gün?" dediler.
Dünyanın farklı yerlerinden 100 öğrenci zirveye davet edilmişti. Burada, moda endüstrisinin politikacılarla beraber çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için neler yapabileceği üzerine sosyal farkındalığa ve ekolojik üretim uygulamalarına odaklanan atölyelere katılabiliyorlardı.
Fotoğraf: Copenhagen Fashion Summit
Benden yapmamı rica ettikleri bu tercih dünyaya yayılır mı? Y kuşağının, materyalizme karşı olmaya başlaması mı bu? Söyledikleri şey, en az G-star'ın Küresel Marka Direktörü Shubhankar Ray'in okyanus yataklarını kurtarmak için neler yaptıklarını anlatması kadar değerli olabilir mi? H&M'in Sürdürülebilirlik Başkanı Anna Gedda ve LVMH'nin Çevre Departmanı Müdürü Sylvie Bénard, el ele vererek moda dünyasını değiştirebilir mi?
Kopenhag Moda Zirvesi'nin "Denim Challenge" enstalasyonu. Bu proje, kot endüstriside daha temiz ve sağlıklı üretim süreçleri yaratmak için oluşturulmuş.
Fotoğraf: Copenhagen Fashion Summit
Düşünceli ve çevreye saygılı girişimlerin dünyadaki durumu değiştirip değiştiremeyeceğine dair kesin bir cevap yok. Ama Kopenhag, kesinlikle ekolojik bir cennet. Danimarka'nın Prensi Frederik VIII ve Prensesi Mary'nin sarayda verdikleri yemekte Dışişleri Bakanı Kristian Jensen, Danimarka'nın rüzgar santrallerinin diğer ülkelere enerji satabilecek kadar kendine yeten düzeye geldiğini anlattı.
Danimarka'nın Dışişleri Bakanı Kristian Jensen.
Fotoğraf: Copenhagen Fashion Summit
Kopenhag Zirvesi'nden bu hummalı ve tutkulu tartışmaların ne kadarının gerçek eylemlere dönüşebileceğini düşünerek döndüm. Sürdürülebilirlik "seksi" bir konu değil, ki bunu da The New York Times'ın en önemli moda eleştirmeni ve moda direktörü olan Vanessa Friedman söyledi.
Moda Direktörü ve Moda Eleştirmeni Vanessa Friedman.
Fotoğraf: Copenhagen Fashion Summit
Asıl amacım, Only the Brave Şirketinin Başkanı Renzo Rosso'yla bir görüşme yapmaktı. Kendisi, şirketin şemsiyesi altındaki Diesel, DSquared2, Maison Margiela, Marni ve Viktor&Rolf gibi markaları sürdürülebilir hale getirmek konusunda çok kararlı bir tavır sergiliyor. Forbes'in verilerine göre net değeri 3.5 milyar dolar olan girişimci, birçok iyi uygulama geliştirdi. Bunlardan bazıları, fazla gıdanın dağıtımı programı, Afrika'da sosyal etki ve sürdürülebilirlik programı ve İtalya'da engelli gençleri işe alan bir çiftlik.
Suzy, Diesel ve Maison Margiela gibi markaların sahibi Only The Brave şirketinden Renzo Rosso'yla birlikte.
Fotoğraf: Copenhagen Fashion Summit
Moda dünyasında oyunun kurallarını değiştirecek yeni uygulamalara imza atan birçok kişi var. Peki, Nike Inc'in Sürdürülebilirlik Sorumlusu Hannah Jones gibi insanların yaptıkları en bariz problemleri bile çözmeye yetebilecek mi? Örneğin, bir kot yapabilmek için çok fazla su harcanması gerektiği gerçeğinin önüne geçilebilecek mi? Bu durum zaten çok ciddi bir problem teşkil ediyor çünkü kotların yapıldığı ucuz ülkelerde su, ya kirli ya da az miktarda oluyor.
Bu soruların birçoğu soruldu ve tartışıldı ama zirve boyunca moda ve giyimin birbirinin eş anlamlısı olarak kullanılması bende hayal kırıklığı yarattı. 2000'li yıllara girdiğimizden beri "Moda, herkes içindir!" sözü mantra haline geldi. Ama çalışma şartları kötü fabrikalarda üretilip bir hamburger fiyatına satılan kıyafetlerle, insanların yaratıcı bir zanaatkarlıkla yaptıkları kıyafetler arasında fark var.
Bu yüzden, Camera Nazionale Della Moda Italiana'nın Başkanı Carlo Capasa'nın attığı yeni adımı duymak beni sevindirdi: tasarımcı markaların kıyafetlerinin %45'inin üretildiği ülke olan İtalya, bir "Kimyasal Madde Yönergesi" yayınladı. Bu yönergenin amacı, kıyafet üretiminde kimyasal maddelerin en aza indirgenerek tüketiciye ve çevreye yarar sağlamak.
Kopenhag Moda Zirvesi'nin "Green Carpet Challenge" ekseninde oluşturduğu enstalasyonun amacı tekstil endüstrisinde kimyasalsız üretim süreçlerini desteklemek.
Fotoğraf: Copenhagen Fashion Summit
Elbette bu duruma kuşkuyla yaklaşanlar, üzerinden büyük karlar edilen kıyafetler söz konusu olunca gezegeni önemsemenin daha kolay olduğunu ama en ucuz tişörtler üretip sürümden kazanan markaların aynısını yapmadığını öne sürenler olacaktır. Yine de ben, kıyafetimizin kimler tarafından nerede yapıldığını bilmemiz gerektiği fikrini alkışlıyorum. Tıpkı, tavukların ne şartlarda yumurta verdiklerini araştıran veya dünyanın öbür ucundan gelen meyvelerin karbon ayakizini ölçen gıda kampanyalarında olduğu gibi.
Eva Kruse, etkinliği kapatırken, "Gün boyu en çok konuşulan konulardan biri de şeffaflıktı," dedi ve devam etti, "İnsanlar artık sürdürülebilirliğin ne kadar derin ve karmaşık bir konu olduğunu fark ediyorlar ve yaptıkları hakkında konuşurken daha mütevazı olabiliyorlar."
Danimarka çevre politikaları sayesinde enerji konusunda o kadar kendine yetebilen bir seviyeye geldi ki artık başka ülkelere enerji bile satabiliyor.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Kruse aynı zamanda Zirve'den üç gün önce düzenlenen Gençlik Moda Zirvesi'nden de bahsetti. 6 farklı kıta ve 40 farklı ülkeden gelen 116 öğrenci, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin moda endüstrisinde nasıl hayata geçirilebileceğini konuştu.
Gençlik Zirvesi'ne katılan öğrenci grubunun Moda Zirvesi'ndeki varlıkları hem çok duygusal hem de heyecan verici. Zirve'deki bilgilendirici konuşmalar da güzeldi ama zihnimde hâlâ yankılanan tek şey, bu genç insanların benden dikkatsiz tüketime sadece bir günlüğüne olsa bile "Dur!" dememi istemeleriydi.