Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bir zamanlar basına mesafeli durmasıyla ve ünlü isimleri giydirmeyi reddetmesiyle bilinen avangart marka, Glenn Martens yönetiminde kırmızı halıya yaklaşımını yeniden şekillendiriyor.
Günümüzün kalabalık moda sahnesinde, önde gelen lüks modaevlerindeki tasarımcılar aynı anda pek çok rol üstlenmek zorunda. Podyumda trend belirlemeli, yeni fikirler ateşlemeli, haute couture müşterilerinin taleplerine yanıt vermeli, aynı zamanda daha geniş kitlelere hitap eden ürünler tasarlayıp satabilmeliler. Tüm bunların yanında, kırmızı halılar için ünlüleri giydirerek gündemde kalmalı, çok konuşulan marka elçileriyle ilişkiler kurmalı ve modayı bir eğlence biçimine dönüştüren popüler kültürü sarsacak kampanyalar kurgulamalılar. Oldukça zorlu bir görev; yine de bu beklentilere sürekli meydan okuyan bazı markalar var. Maison Margiela da kendi ritmine sadık kalarak başarıya ulaşanlardan biri.
1988’de kendi adını taşıyan markasını kurduğundan beri Martin Margiela, ünlü giydirmeye karşı oluşu ve basından uzak tavrıyla tanınıyordu; hatta bir keresinde, “Ünlülere karşı olumsuz hiçbir şeyimiz yok ama bize göre değil! Herkes kendi yoluna,” demişti. Margiela’nın 2009’daki ayrılışına rağmen, John Galliano ve şimdi de Glenn Martens gibi halefleri yaratıcı yönetimi devraldıktan sonra Margiela tasarımlarına yönelik merak ve ilgi devam etti.
Fotoğraf: Paolo Roversi, Maison Margiela
Geçtiğimiz hafta ise markanın tarihinde bir ilk gerçekleşti: Miley Cyrus’un başrolde olduğu 2025-26 Sonbahar/Kış kampanyası yayımlandı. Paolo Roversi tarafından çekilen bu kampanya, Margiela’nın ilk kez bir ünlüyü merkezine aldığı çalışmaydı. Cyrus uzun süredir markayı gardırobuna dahil ediyor; albüm tanıtım turlarında, Vanity Fair Oscar partisi sonrası kutlamasında ve Grammy Ödülleri’nde Margiela tasarımlarıyla boy gösterdi.
“Amerikalı sanatçı, markanın öz kodları ve arketipsel ifadelerine tamamen dalmış, sadeleştirilmiş ve yeni bir ışık altında yakalandı,” diye belirtti marka basın açıklamasında. “Bazı görsellerde sanatçı yarı çıplak hâlde tasvir ediliyor, vücudu ise 1989’da tanıtılan maison’un beyaz boyama tekniği bianchetto’ya bir saygı duruşu niteliğinde beyaza boyanmış.”
Fotoğraf: Getty Images
Bunun hemen ardından 2025 Venedik Film Festivali geldi. Ve artık markanın yeni bir döneme adım attığı açıkça görüldü; bu, Margiela’nın sonunda göz alıcı kırmızı halı stiline tamamen yöneldiği bir dönem.
Örneğin, Father Mother Sister Brother filminin Venedik’teki galasında Cate Blanchett, Margiela’nın 2025-26 Sonbahar/Kış Haute Couture koleksiyonundan, Martens’in çıkışını işaret eden tüy etekli bir görünümle kırmızı halıya çıktı. Karanlık ve romantik bu kombin, Venedik kırmızı halısının gerektirdiği tüm dramayı ve iddiayı yansıtıyordu. Üstelik festivalde boy gösteren tek Margiela tasarımı da bu değildi. Birkaç gün önce Kim Kardashian, şehirde düzenlenen DVF Ödülleri’ne aynı koleksiyondan, tek renkli gri tonlarda pelerinli bir tasarımla katıldı. Su taksisinden inerken sergilediği bu görünüm, dinamik ve etkileyici bir şıklık sundu.
Margiela elbette daha önce de kırmızı halı görünümleri yarattı. Kardashian, Gwendoline Christie ve Zendaya gibi isimler Met Gala’da özel tasarım Margiela kıyafetleri giymişti. Ancak iş ödül sezonuna ve Hollywood etkinliklerine geldiğinde, bu hâlâ Margiela için oldukça yeni bir alan ve Venedik’te aynı hafta içinde yaşanan iki büyük an, adeta bir deklarasyon niteliğindeydi.
Peki bu, Oscarlar, Altın Küreler ya da Eylül’de gerçekleşecek Emmy Ödülleri’nde daha fazla Margiela tasarımının Hollywood kırmızı halısında boy göstereceği anlamına mı geliyor? Dior, Armani ve Gucci gibi, ünlü isimleri giydirme işini faaliyetlerinin önemli bir parçası hâline getirmiş markaların yanına böyle bir ekleme, kesinlikle hoş bir çeşitlilik olurdu. Üstelik düşündüğünüzde, Margiela stil arenasında eksik olan boşluğu dolduruyor: klasik ihtişamı daha aykırı, daha altüst edici yollarla yorumlayan hayaletvari şık elbiseler tasarlıyor. Martens’in asla sıradan bir payetli elbise ya da fazla güvenli bir takım yaratmayacağını biliyorsunuzve o enerjinin ünlüler dünyasında her zaman hoş karşılandığı kesin.