Yaz aylarının olmazsa olmazı; Smoothie!

Yeni bir mobilya almak istesem ya da yıllardır yediğim yoğurttan artık memnun değilsem, hatta çocuğumu bir vakıf üniversitesine kayıt ettirmek ise hedefim  ilk başvuracağım yer reklamlar olurdu ya da fikrine güvendiğim isimlerin yazılarını referans alırdım. Gerek televizyonda, gerek yazılı mecralarda ve hatta artık dijital dünyada karşımıza çıkan ve hayatımızın bir parçası olan marka ve ürün iletişimleri şüphesiz karar verme süreçlerimizde önemli rol oynuyorlar.  Bunun güzel bir örneği  23 Haziran 1940’ta, Mabel Stegner isimli bir gazetecinin köşesinde yazdığı ve yapmayı hedeflediği şey; ‘Bırakın blender (mikser) sizin için yapsın’ ve bugün dünyanın hemen her yerine ve her diline yerleşen ‘smoothie’ sözcüğünü ilk kez kullanıp bir de muz, süt ve dondurmadan oluşan birkaç tarifi de sayfasının bir kenarına ekledi.

İşte o tarihten itibaren hayatımıza giren smoothie’ler birçok farklı versiyonları ile önceleri kafe ve restoranlarda sonralarda ise blender kullanımının artması ile 1960’tan itibaren evlerimizde de yapılmaya başlandı. Kültürlere ve damak tadına göre farklılık gösteren smoothie, sadece çocukların değil biz yetişkinlerin de sıcak yaz günlerini lezzetlendiren bir içecek halini aldı. Özellikle mevsim meyvelerinin iştah kabartıcı ve kışkırtıcı olduğu bu dönemde istediğiniz her meyve ile smoothie yapabilir; rengarenk ve lezzetli bu içeceklerle serinlerken, misafirlerinizi de oldukça kolay etkileyebilirsiniz. 

Tom’s Kitchen’da, hafta sonları gerçekleşen brunch keyfini yaşamanızı ve taze mevsim meyveleri, süt ve dondurma ile yaptığımız smoothie’yi özellikle denemenizi tavsiye ediyorum J Evinizde smoothie yaparken daha az kalorili isterseniz; yağ oranı azaltılmış süt ya da soya sütü ile hazırlayabilir, tatlandırmak için şeker yerine agave şurup veya bal kullanabilirsiniz. Aslında kullanacağınız meyvenin içerisindeki fruktoz (meyve şekeri) yeterli olacak ve ek bir tatlandırıcıya gerek kalmayacaktır.