Marni'nin Renkli Sanat Evi

Marni’nin kurucusu ve tasarımcısı Consuelo Castiglioni’nin evi, yarattığı moda kadar renkli. Eve ruhunu veren bir başka unsur ise sanat eserleri ve nadir objeler.

Fotoğraf: Danilo Scarpati

Sırtı dönük kadın heykeli Guiseppe Bergomi’ye ait. Consuelo, “Bu kadını çok seviyorum” diyor. “Saçını toplayış şekli, grili kahverengili gömleği ve alttan görünen mor, benim tarzıma hiç uzak değil.” Consuelo, salonda üzerinde oturduğu yetmişli yıllar havasındaki kahverengi divanın hikayesini şöyle anlatıyor. “İlk başta bu koltuğu çok güzel olduğunu düşündüğüm bir yeşil renkle kaplattım. Fakat döşemeciden eve geldiğinde felaket durdu, kızım Carolina da hiç beğenmedi. Bu yüzden kumaşı hemen değiştirttik. Küçük renk parçalarıyla çalışmak bazen yanıltıcı olabiliyor işte.”

Çılgıncasına renk ve huzur dolu sükûnetin bir arada olduğu bir ortam. Marni’nin kurucusu ve tasarımcısı Consuelo Castiglioni ve eşi, aynı zamanda iş ortağı Gianni’nin evinin en doğru tanımlayan sözler bunlar herhalde. Milano’nun göbeğindeki pirinç parmaklıklı bahçe kapılarının ardında, ana mağazaya yalnızca iki dakika yürüme mesafesindeki bu apartman dairesi, hem ferahlık veriyor insana, hem de neşeli renkleriyle, tıpkı sahibi gibi sıcak ve içten karşılıyor sizi.

Patlıcan moruna çalan yer döşemeli salonda, duvardaki mükemmel kahverengi tondaki rafların önünde kahverengi kadifeden kocaman divan ve küf yeşili koltuklar yan yana. Consuelo’nun renklerle oynamaya bayıldığı zaten bilinen bir gerçek. Dairenin yere dek uzanan Fransız tarzı pencereleri, baharda bembeyaz çiçeğe duran bakımlı, yeşil bahçeye açılıyor.

İçerde, her yerde fotoğraflar resimler var: Aile portrelerinden Cindy Sherman ve Gary Hume gibi Consuelo’nun dostları olan sanatçıların eserlerine dek. Hume ile Marni’nin ortak çalışmaları da mevcut zaten. Sanatçının, tasarımcıya hediye ettiği pastel baskı tablolar koridorları süslüyor. Bu sanat eserleri çoğu kez duygusal anlamlar içeriyor Castiglioni için, mesela yemek odasındaki küçük çocuk freskini, Gianni’nin çocukluk fotoğraflarını hatırlattığı için seviyor. Bit pazarlarından toplanmış parçalar çok bu evde, Consuelo için objelerin nereden geldiği değil, ne hissettirdikleri önemli çünkü. Dolayısıyla Picasso’nun bir resmi ile ıvır zıvır dükkanından bulunmuş bir parça aynı heyecanı yaratıyor ev sahiplerinde.

Consuelo’nun sanat ve dekorasyondaki zevki, temiz mimari çizgilere olan düşkünlüğü, tasarımlarına da yansıyor kuşkusuz. Oturma odasındaki kahverengi biyeli alpaka halıyı işaret ederek, tutuk İngilizcesiyle şunları diyor tasarımcı: “O kadar seviyorum ki onu, bu kürkü mantolarımda, el ve sırt çantalarımda bile kullandım.” Odada koyu yeşil güderiden iki tane Arne Jacobsen sandalye de var. Consuelo, “Bu malzeme çanta olmaya da elverişli, kaban olmaya da” diyerek gülümsüyor.