Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Aşkın zamansızlığını farklı dönemlerde, farklı zaman dilimlerinde geçen üçlemenin ilk filmi Before Sunrise, sinema tarihine adını yazdıracak etkileyici bir aşk hikayesidir. Viyana’da bir tren yolculuğunda tanışan; Amerikalı Jesse ile Fransız Celine’in hikayesi olağandışı gördüğümüz ama hep bir gün gerçekleşeceğine dair umudumuzun tükenmediği masalsı bir aşkı sunuyor. Serinin diğer filmleri Before Sunset ve Before Midnight'ı da izlemelisin.
Bir grup çocuk, komşuları olan 13-17 arasında değişen 5 kızla dostlukları sayesinde hem kendi cinselliklerini, hem de kadınlığın gizemlerini keşfederler. Bu 5 genç çocuğun gözünden kızların ergenlik çağındaki hareketlerini, cinsel deneyimlerini anlamaya çalışıyoruz. Filmin Air şarkılarından oluşan soundtrack'i de müthiş.
Gençliğin durdurulamaz merak dürtüsü ve heyecan arzusu, sanırım Thirteen bu cümle ile özetlenebilir. Tracy okulunda başarılı o iyi kızdır, Evie ise okulun popüler ama aynı zamanda kötü kızıdır. Tracy, Evie ile gençliğinin getirdiği o içindeki teşvik sayesinde kendini başka bir dünyada bulur.
New York’lu genç bir yazar olan Sal Paradise, babasının ölümünün ardından, büyüleyici ve eski sabıkalı Dean Moriarty ile tanışır. Sınırları belli bir hayata mahkûm olmamak amacıyla tüm bağlarını koparan iki kafadar, yanlarına Marylou’yu da alarak yola çıkarlar. Özgürlük düşkünü bu üç genç insan yolda dünyayı, başka insanları ve kendilerini keşfedeceklerdir.
Üç sorunlu gencin birbirleriyle ve onları çevreleyen dünyayla olan ilişkisini yenilikçi metotlarla anlatan bir "büyüme" hikâyesi. Aynı anda hem huzursuz edici hem de kışkırtıcı özgünlüğüne sinemaseverlerin karşı koyması çok güç.
Güzel görüntüler, dinamik bir soundtrack ve genç oyuncularının etkileyici performanslarıyla, ergenlik yıllarının kalbe dair acı tatlı mevzularını başarıyla perdeye taşıyor. 17 yaşındaki Phil, gittiği yaz kampından döndüğünde evdeki atmosferi değişmiş bulur, okullarına yeni gelen bir erkek öğrenci Nicholas’a âşık olur. İlk aşk, bir sürü güzel deneyimle beraber, daha önce hiç tatmadığı tarzda bir acıyı da Phil’in hayatına sokar.
Rosie ve Alex iki eski çocukluk arkadaşıdır. Aralarında öyle güçlü bir bağ vardır ki birbirlerine olan aşkları bile dostluklarının yanında ikinci planda kalır. Bir türlü birlikte olamayan bu iki genç başka hayatlara savrulur ve özel hayatlarında aradıklarını bulamazlar.
İki gencin bir hafta sonu boyunca yaşadıklarını anlatan bir lise hikayesidir. Mezun olmak üzere olan son sınıf öğrencisi Dave ile farklı bir okulun birinci sınıfından Aubrey bir gece bir partide tanışırlar. Sıradan bir konuşmayla başlayan ilişkileri bir anda daha yakın daha romantik ve hazır olduklarından çok daha karmaşık bir hal alır.
Güzel, akıllı ve hoş bir kız arkadaş edinmek kolay değildir. Michael Cera, onu kazanabilmek için yedi eski erkek arkadaşıyla başa çıkmaya çalışacak. Yaptıkları işlerle komedi dünyasında farklı bir yer edinen iki ismin buluştuğu bu çizgi-roman uyarlamasını izlerken çok eğleneceksin.
Evin en küçüğü Olivie Hoover’ın en büyük hayali ülkenin diğer yanında düzenlenecek olan güzellik yarışmasına katılmak. Hoover ailesi bir minibüse doluşup ailelerinin en küçük bireyinin hayalini gerçekleştirmek için California’ya doğru yola çıkarlar. Bu üç günlük traji komik yolculuk sürprizlerle ve aile fertlerin hayal bile edemeyeceği bir sonla tamamlanacaktır.
Aşkın Barselona’da nasıl olduğunu, İspanyol ruhunun bu aşkı nasıl resmettiği anlatılıyor. İki yakın arkadaş ve farklı karakterler olan Vicky ile Christina, Barcelona’ya tatile gelirler. Kaderleri kesişen üç insan arasında doğan yasak aşk ilişkisi kaotik sonuçlar doğuracaktır. Woody Allen aşk ve sanatın sınır tanımazlığını enteresan bir hikaye ile hatırlatıyor.
"4 mevsim ve 4 şarkıyla 17 yaşındaki bir kızın çağdaş portresi" olarak tanımlıyor Ozon. Isabelle, ihtiyacı olmadığı halde, para karşılığında kendinden yaşça büyük adamlarla birlikte olmaya başlar. Beden, ergenlik, aile ve cinsellik kavramlarını tartışmaya açan filmde geçen her bir mevsime bir Françoise Hardy şarkısı eşlik ediyor.
Cheryl, annesi Bobbi'nin hatıraları başta olmak üzere geçmişin kabuslarıyla boğuşurken bir anda radikal bir karar alır. Çantasını alıp yollara düşecek ve Amerika'nın en uzun, zorlu ve tehlikeli bölgelerinden biri olan Pasifik Crest Yolu'nda tek başına yürüyecektir. Bu tehlikeli ancak tazeleyici macera süresince yorgunluk, umutsuzluk ve karamsarlığın yanı sıra ona yaşadığını hissettirecek güzel duygularla uzun bir aradan sonra tekrar karşılaşacaktır.
Film 1930'lu yıllarda sinema sektöründe kendine bir yer edinmeye hevesli Bobby, evini ve babasının kuyumcusunu terk ederek Hollywood'a gelir. Burada dayısının sekreteri Vonnie'ye aşık olur, bir yandan da o devri tanımlayan hızlı hayata kendini kaptırır. Eşsiz sinematografisi, prodüksiyon tasarımı ve müzikleri, başarılı oyuncu kadrosu ile güzel bir film sunuyor.
Hayatlarında yön bulmaya çalışan iki tutkulu insan Sebastian ve Mia'nın yolları, Los Angeles'ta trafiğin sıkışık olduğu bir gün kesişir. Her ikisi de sanat tutkunu olan bu iki insan, hayallerini gerçekleştirme yolunda düşe kalka ilerlemektedir. Prodüksiyon tasarımı, müzikleri, koreografileri ve başarılı oyuncu kadrosuyla büyüleneceksin.
Öğretmen babası ve babaannesi ile geçen hayatının tekdüzeliğinden sıkılan Kit, kız arkadaşı Alice’in yardımıyla evden kaçmaya ve otostop çekerek daha özgür ruhlu annesinin yanına gitmeye karar veriyor. Gençlik aşkı, toplumda yerini bulma, kabullenilme ve dostluk temalarıyla güzelleşen bir yol filmine dönüşüyor.
Tutku, aşk, hırs ve aidiyet arasında kalan 18 yaşındaki genç Star’ın evden kaçışı anlatılıyor. Yaşadığı fakir ve zavallı hayattan bıkmış olan Star, karşısına bir anda çıkan Jack'in cazibesine kapılır. Yeni bir hayat için yalnızca bir işaret arıyordur, o işareti Jake’te görünce onun ekibine katılır ve Amerika’yı keşfetmek için yola çıkar.
Thor ve Christian, İzlanda’da gözlerden ırak bir balıkçı kasabasında yaşamaktadırlar. Thor, bir kızın kalbini kazanmaya çalışırken, Christian, en yakın arkadaşına karşı yeni duygular beslemeye başladığını keşfeder. Bu karmaşık yazı takip eden, İzlanda’nın zorlu kış şartlarında doğanın hükümleri yeniden geçerli hale gelir ve ikili için oyun alanlarını terk edip, yetişkinliğe adım atmanın zamanı gelir.
Amerikan taşrasında geçen bir büyüme hikâyesi gibi başlıyor: Lise sondaki sempatik oğlan, havuzlu partiler, popüler kız… Ancak alışılmış bir hikayede kendimizi hiç beklemediğimiz bir yerde buluyoruz. Yönetmen James Ponsoldt kamerasını oyuncuları üzerinde gezdirirken, başka bir filmde karikatürize gelebilecek karakterler yeni birer hayat kazanıyorlar.
Metafizik bir aşk hikayesi… Rebecca ile Dylan çocukluklarından beri birbirlerinin gözlerinden yaşadıkları hayatları görebilmekte ve birbirlerinin hissettikleri şeyleri hissedebilmektedirler. Bu doğaüstü durum gün gelir, ulaşılması en üst noktaya çıkar ve ikili birbiriyle iletişime geçmeyi başarır.