Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Audrey Hepburn’ün hayatına odaklanan Audrey isimli belgesel, arkasına aldığı Givenchy rüzgârıyla ünlü aktristin ihtişamlı hayatının perde arkasına odaklanıyor.
Getty Images
Moda dünyası sinemanın sıklıkla ilham aldığı bir dünya olmasına alışkınız. Son yılların en beğenilen moda belgesellerinden biri olan McQueen'in arkasındaki BAFTA adayı ekip kolları bu kez Audrey Hepburn’ün ölümsüz mirası için sıvadı. Şıklığı ve zarafetiyle her dönemin ikonik ismi Audrey Hepburn’ün hayatı pek çok kez belgesellere konu olsa da Audrey isimli belgesel ünlü ismin ihtişamlı hayatının perde arkasında odaklanmasıyla dikkat çekiyor.
Yönetmen koltuğunda Helena Coan’ın oturduğu filmde Hepburn’ün şöhret basamaklarını tırmandığı ilk yılları Francesca Hayward, sanatçının UNICEF elçisi olduğu ileriki yaşlarını ise Alessandra Ferri performanslarıyla izleyeceğiz. Film, alışkın olduğumuz bir Audrey Hepburn portresi çizmek yerine oyuncunun hayatına eğlenceli ve anlayışlı bir bakış sunmayı vaat ediyor. Öyle ki babası tarafından terk edildiği bilinen aktrisin çocukluk yıllarından Hollywood'un Altın Çağı'na uzanan hikâyesine; Hollanda'da Nazi işgali altında geçirdiği günlere, bale tutkusuna ve geçmiş travmalarına kadar hayatının pek çok dönüm noktasını detaylarıyla izleyeceğiz.
Hepburn’ün başrolde olduğu bir filmi Givenchy’siz düşünmek elbette imkânsız. Fransız moda evi ve Hepburn arasındaki derin bağ da filmin öne çıkan başlıklarından birisi. Givenchy'nin eski sanat yönetmeni Clare Waight Keller’in “ilham perisi” diye bahsettiği Hepburn, ikonik rollerinin pek çoğunda markanın tasarımlarını giyerek, tüm zamanların en iyi moda ortaklıklarına imza atmıştı. Ayrıca, Tiffany & Co mezunu John Loring markanın markayla olan uzun süreli ilişkisini de ayrıntılı bir şekilde öğrenme fırsatı bulacağız.
Belirttiğimiz gibi Audrey, ünlü aktristin ihtişamlı hayatını anlatan klasik bir yapım değil. Hatta Hepburn'ün filmografisine veya popüler kültürdeki rolüne şaşırtıcı şekilde az vurgu yapmasıyla dikkat çekiyor. Hepburn'ün oğlu Sean Hepburn Ferrer’in de anılarıyla katkı sunması bunu doğrular nitelikte. Ayrıca Audrey’in evlilikleri, anne olmak hakkındaki düşünceleri, 60'ların sonunda neredeyse tam zamanlı olarak İsviçre'nin Tolochenaz kentine taşınıp doğal bir hayatı tercih etmesi gibi pek çok “içeriden” bilgiyi de ayrıca öğreneceğiz.
Hepimizi heyecanlandıran film, Amerika’da vizyona girdi. Türkiye'de ise 2021 yılında vizyona girmesi bekleniyor.