!f Bağımsızlığının 15. Yılını Kutlamaya Hazırlanıyor

Özgür olunca daha mı rahat konuşabilir insan? Dikte edici mecra ve sistemler içinde yer almayınca gerçekleri yansıtmak için daha çok alan daha kolay mı yaratılır? Bağımsız olmak dürüst olmak için daha çok şans verir mi insana?

Türkiye’nin ünlem işaretli, sorgulu, vurgulu festivali !f bu sene de ana akımdan ayrı olan bağımsız filmleri sinefillerle buluşturuyor. Hollywood kurallarını bir kenara bırakan İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali her yıl olduğu gibi bu yıl da sanat filmlerini ve farklı bakışları önceliği yapıyor.

Festival 15 yıldır 80.000 kişilik izleyici kitlesiyle kültür sanat hayatına yeni bir soluk getiren, dünyanın her yanından farklı bakışları sinemaseverlerle buluşturan ve düzenlediği partiler, atölyeler ve çeşitli etkinliklerle programını zenginleştiren bir yapı haline geldi. Filmleri farklı ve güncel temalar altında toplayarak izleyiciye ulaştırdı ve de aynı zamanda bir festival tarafından dünyada ilk kez gerçekleştirilen 'alternatif dağıtım ve paylaşım' projesi !f ² ‘yi hayata geçirdi. Türkiye ve komşu ülkelerde 30'dan fazla kente festival ruhunu taşıdı.

Standartların dışına çıkan bu ruh Mars Cinema Group ortaklığında. 18-28 Şubat 2016 tarihlerinde İstanbul’da, 3-6 Mart 2016 tarihlerinde ise Ankara ve İzmir’de gerçekleştirilecek.

Peki standartların ve sosyal normların dışına çıkabildiğimizde daha bağımsız olmak için daha çok şans yakalamaz mıyız? Gelin şimdiye kadar duyurulan 2016 takviminin dünya çapında yankı bulan avangart filmlerine daha yakından bakalım:

Çekimleri dünyanın 60 farklı şehrinde gerçekleşen ve 2 bin kişiyle yapılmış söyleşilerden oluşan “İnsan”, “Bizi insan yapan nedir?” sorusunun peşine düşüyor. İlk filmi “Yuva” ile büyük ilgi gören ve ödüller kazanan, 2012’de Michael Pitiot ile çektiği “Planet Ocean” ile belgesel tutkunlarını büyülemeye devam eden Fransız fotoğraf sanatçısı ve yönetmen Yann Arthus- Bertrand, bu kez de yılın en heyecan verici projelerinden birisi ile karşımızda.

Grant Gee’nin Orhan Pamuk’un aynı adlı kült romanındanesinlenerek çektiği ve seyirciyi şiirsel, karanlık ve sinemasal bir yolculuğa çıkaran “Masumiyet Müzesi”, dünya prömiyerini yaptığı Venedik’te hayranlıkla karşılandı. Film, Nobel Ödüllü yazarın ‘Masumiyet Müzesi’, ‘Kara Kitap’ ve ‘İstanbul’ kitaplarından yola çıkarak kurduğu şiirsel ve büyülü bir İstanbul’u anlatıyor. ‘Masumiyet Müzesi’nin dikkatli okurlarının fark edebileceği küçük bir kahramanın, Füsun’un arkadaşı Ayla’nın 12 yıl sonra İstanbul’a gelişi ve bu süreçte şehirde yaşanan değişimi yorumlayışını dış sesle izlediğimiz film, boğazın geçitlerinden geçerek İstanbul'un geceleri kimsesizleşen sokaklarında sinemasal ve karanlık bir yolculuğa çıkarıyor. Orhan Pamuk ise filmi “Ciddi, yoğun ve entelektüel bir film” sözleriyle övüyor.

 Dünya prömiyerini yaptığı Sundance’te Görüntü Yönetmeni Ödülü kazanan, Berlin’in Generation bölümünde “En İyi Film” seçilen ve en son, bağımsız sinemanın en önemli ödüllerinden Gotham’da Bel Powley’e En İyi Kadın Oyuncu Ödülü getiren “Bir Genç Kızın Gizli Defteri”Marielle Heller’ın ilk kez kamera arkasına geçtiği film olma özelliğini de taşıyor. The Guardian’ın “Eğlenceli, ilham verici ve olabildiğince kendinden emin”, Indiewire’ın “Samimi, dokunaklı ve çok eğlenceli” sözleriyle övdüğü “Bir Genç Kızın Gizli Defteri”, The New York Times, The Hollywood Reporter, Indiewire gibi pek çok saygın yayın tarafından da “2015’in En İyi Filmleri” arasında gösterildi.

 Jacques Deray’ın Alain Delon, Romy Schneider, Maurice Ronet ve Jane Birkin’i buluşturduğu 1969 tarihli klasiği “La Piscine”den esinlenen Guadagnino, dörtlü bir aşk hikâyesine soyunuyor ve orijinalinden daha da kışkırtıcı bir filme imza atıyor. “Benim Adım Aşk” ile hayranlığımızı ikiye katlayan Luca Guadagnino’nun son filmi “A Bigger Splash”, Variety’nin “Sinsi, muzip ve tahmin edilemez bir erotik gerilim” sözleriyle övdüğü film, Tilda Swinton, Ralph Fiennes, Matthias Schoenaerts ve Dakota Johnson’u bir araya getiriyor.

!f 15. yıl kutlamaları kapsamında sosyal medyadan #DuvardaBarışVar mottosuyla bir çağrı başlattı. Son zamanlarda artan barış talebine sinemanın birleştirici gücüyle katkıda bulunmak isteyen !f İstanbul, f’çilerin fotoğrafını çektikleri ya da dijital ortamda tasarladıkları barış temalı duvar yazılarını instagram hesaplarında paylaşmalarını istedi. Bu görselleri #DuvardaBarışVar hashtag’iyle paylaşan !f’çilerden en çok beğeni alanlar ise filmin gösterimine katılma hakkı kazanacak. 2013 yazında İstanbul’a da uğradığı ve büyük ses getiren The Wall turnesini Waters’ın gözünden izleyeceğimiz Roger Waters The Wall belgeseli, dünyayla aynı anda !f’te.