Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kadınların etek boyu ekonominin gidişatı hakkında bizlere bilgi verebilir mi? Ya da erkeklerin iç çamaşırı alma sıklığıyla kriz dönemleri arasında bir bağlantı var mıdır? Peki ya geleneksel finansın denklemlerini bozan kriptoekonominin yönünü gösterebilecek bir moda ürünü var mı? Yaşadığımız dönemin giysileri, bize toplum hakkında aslında çok şey anlatıyor olabilir.
Moda sektöründe trendler denildiğinde genellikle ilgili dönem içindeki popüler hâle gelen kıyafet ve aksesuar modelleri, stiller, renkler ve markalar akla gelir. Modanın belki de herkes tarafından en rahat konuşulabilen konusu olan trendleri, buzdağının görünen kısmı olarak da nitelendirebiliriz. Zira trendler aslında toplumdaki sosyo-ekonomik durumu, toplum psikolojisini ve toplumsal olayların etkilerini bizlere gösterir ve modanın “ayna” olma özelliğini sektörün DNA’sına kazırlar. Trendlerin dönem dönem “geri geliyor” oluşu da yine çoğu zaman tekrarlanan bazı toplumsal olayların sinyali görevini görür. Moda sektörünün trendler sayesinde geliştirdiği bu iki özelliğini fark eden pek çok endüstri, dünyanın durumunu ve geleceğini anlamak için bazı akımları daha yakından inceler.
Değeri yaklaşık 3 trilyon olan global moda ve tekstil endüstrisinin trendleri elbette bazı ekonomistlerin de ilgisini çekiyor ve onlar da 1920’li yıllardan beri modayı ekonominin yönüne dair bir öngörü aracı olarak kullanmayı deniyorlar. Peki, sizce etek boyu gerçekten ekonominin gidişatı hakkında bizlere bilgi verebilir mi? Ya da erkeklerin iç çamaşırı alma sıklığıyla kriz dönemleri arasında bir bağlantı var mıdır? Günümüzde ezberbozan kriptoekonominin Z kuşağıyla buluştuğu noktada lüks moda ürünleri ekonominin geleceğine dair bize ne söyleyebilir? Bu çağın ekonomik dalgalanmalarını gösterebilen bir moda indikatörü var mı?
Fotoğraf: Hyea Won Kang
Ekonominin geleceği gardırobunuzda mı saklı? Moda sektöründeki bazı trendlerin ekonominin yönünü işaret eden bir gösterge olabileceği teorisinin ilk olarak, 1926 yılında George Taylor ismindeki bir ekonomistin, etek boyuyla ekonominin durumu arasında bir ilişki olduğunu belirtmesiyle ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Taylor’ın teorisine göre, ekonominin iyi olduğu zamanlarda etek ve elbiselerin boyları kısalıyor, ekonominin kötüye gittiği zamanlarda ise uzuyordu. Örneğin, 1930’lardaki borsanın çöküşü ve Büyük Buhran döneminde uzayan etek boyları, ekonominin dalgalanmasına paralel şekilde yıllar içinde değişti ve 60’lara geldiğimizde ise eteklerin boyu mini oldu. Bu teoriyi derinlemesine analiz eden iki araştırmacı Marjolein van Baardwijk ve Philip Hans Franses de 1921’den 2009’a kadar topladıkları veriler ışığında aradaki bağlantıyı tespit ederek, ekonomik döngülerin her üç yılda bir eteklerin boyunu etkilediğini belirledi.
Etek Boyu Endeksi’nden sonra 2001 yılında Estée Lauder’ın eski CEO’su Leonard Lauder, kendi firmasının istatistiklerinden de yola çıkarak ekonominin küçüldüğü dönemlerde tüketicilerin makyaj ürünleri gibi daha ulaşılabilir lüks ürünleri satın aldıkları teorisini ortaya attı ve özellikle ruj satışlarını inceleyerek bu göstergeye “Ruj Endeksi” adını verdi. Bu teori dönem dönem kullanılsa da Covid-19 pandemisi sebebiyle yoğun olarak maske taktığımız 2020 yılında ruj satışları hızlı bir şekilde düştü. Ancak maske zorunluluğunun kalkmasıyla, NPD Group’un verilerine göre 2022’nin ilk çeyreğinde geçen yıla oranla yüzde 48’lik satış geliri yakalayan ve en hızlı büyüyen güzellik ürünleri kategorisi, dudak makyajı segmenti oldu. Pandeminin ekonomik olarak olumsuz etkileri sürerken, bu artışın yaşanması Ruj Endeksi’nin hâlâ işe yarayabilme ihtimalini hatırlattı. İndikatör hâline gelen moda ürünlerinden en popüleri ise son olarak “Erkek İç Çamaşırı Endeksi” oldu. ABD Merkez Bankası eski başkanı ekonomist Alan Greenspan’in dile getirdiği teoriye göre, ekonominin durgunlaşmaya başladığı dönemlerde erkeklerin iç çamaşırı alma sıklığı azalıyor, ekonominin canlandığı zamanlarda ise bu kategori ürünlerinde artış yaşanıyordu. Greenspan’in örneğine baktığımızda, ABD erkek iç giyim satışları, 2007 - 2009 yılları arasında yaşanan Büyük Durgunluk döneminde önemli ölçüde düştü, ancak 2010’da ekonomi toparlandıkça satışlar yeniden hız kazandı. Euromonitor’un verileri de 2020 yılındaki pandemi karantinası döneminde erkek iç çamaşırı satışlarının düştüğünü ortaya koyuyor.
Peki ya cesur yeni dünyanın moda göstergeleri?
2008 yılına kadar geleneksel moda ürünlerinin aşina olduğumuz finans sistemlerindeki, borsadaki ve ekonomideki dalgalanmalar için bir indikatör olarak kullanılabileceğine dair farklı endeksler de türetildi. 2008 yılına geldiğimizde ise mortgage balonunun patlaması dünyayı küresel bir ekonomik krizin eşiğine getirdiğinde, teknoloji ve ekonominin buluştuğu noktada yeni bir paradigmanın penceresi açıldı. Merkeziyetsiz bir alana açılan bu pencereden baktığımızda karşımızda yeni ve cesur bir dünyanın şifresi yazıyordu: Bitcoin. Blok zincirinin de doğmasına vesile olan Bitcoin, aslında yepyeni bir borsa ve ekonomi yaratarak endüstrilerin yeni bir döneme girdiğinin sinyalini de vermiş oldu. Bitcoin’den sonra üretilen farklı kriptopara birimleri de kriptopara borsası pazarını oluşturarak “Y ve Z kuşağının Wall Street”i hâline dönüştü. Son 6-7 yıldır da kriptopara borsaları yeni jenerasyonun genç zenginlerine hayat veriyor. Özellikle koronavirüs döneminde eve kapandığımız sırada, sizlerin de muhtemelen çevrelerinizde şahit olduğunuz üzere birçok kişi kriptopara yatırımı yaptı, bir grup ciddi kayıplar yaşasa da risklerini doğru hesaplayıp akıllıca yatırım yapanlar milyonerler arasında yerini aldı. CNBC’nin yaptığı bir araştırmaya göre milenyum jenerasyonu zenginlerinin yaklaşık yarısı, yatırımlarının en az yüzde 25’ini kriptopara birimlerinde tutuyor. Wealth-X’in araştırması ise, kripto ile zengin olanların yüzde 90’ının kendi çabaları sonucunda milyoner olduklarını ortaya koyuyor. Peki, bu yeni milyonerler paralarını neye harcıyor? Tahmin edebileceğiniz gibi, lüks ürünlere. Kriptomilyonerler yeni hayat stillerini taçlandırmak için servetlerini lüks evler, arabalar, yatlar, sanat eserleri ve tabii ki moda ürünleri almak için kullanıyor. BitPay’in verilerine göre, kriptopara birimleriyle lüks ürün satın alma işlemlerinde 2021 yılında yüzde 31 oranından fazla artış yaşandı. Hatta Bloomberg’de yayınlanan bir habere göre, 2021 ve 2022 yıllarında kriptonun ve borsanın yüksek olduğu dönemlerde ikinci el Rolex ve Patek Philippe saatleri pazarında da fiyatlar arttı.
Kriptomilyonerlerin yeni hayat stillerini lüks üzerinden tanımlama arzusu da aslında miras moda markalarına yeni jenerasyonun dijital cüzdanlarına ulaşabilmeleri için altın bir anahtar sağlamış oldu. Bu nedenle özellikle son 1,5 yıldır lüks moda markalarının kriptoekonomi endüstrisi pazarından farklı yollarla pay almak için farklı stratejiler geliştirmelerini izliyoruz. Yeni jenerasyon kriptomilyonerlerle aynı dili konuştuklarını gösterebilmek isteyen markalar ise direkt olarak bu kitleyi hedef alan yöntemler deniyor.
alenciaga’dan Off-White’a, Gucci’den Tag Heuer’e pek çok lüks moda markası, seçili fiziki mağazalarında Bitcoin, Ethereum, DogeCoin gibi kriptopara birimleriyle ödeme kabul ettiklerini açıkladı. Bununla birlikte, Şubat 2022’de yayımlanan “Moda
Ötesi Çağa Hoş Geldiniz” başlıklı yazımda da detaylı olarak belirttiğim üzere, Dolce & Gabbana’dan Givenchy’e kadar birçok lüks moda markası hem NFT projeleriyle hem de Metaverse’te kendilerine alan açarak gerçekleştirdikleri farklı etkinlikler sayesinde yeni jenerasyonun isteklerine hızlıca adapte olabileceklerinin mesajını vermeye çalıştı. Tüm bunlar aslında modanın diğer segmentlerinde faaliyet gösteren markaların da uygulayabildikleri stratejilerdi. Asıl kriptomilyonerlere ulaşmak isteyen lüks moda markaları ise daha incelikli planları hayata geçirmeye başladı.
Örneğin Fendi; kriptoparaların saklanmasında kullanılan hardware özelliğindeki kriptocüzdanlar için mini çanta tasarımı yaptı. Gucci, sektörde oldukça iyi bilinen 11 NFT projesinde NFT’si olanlar için, sahip oldukları NFT karakterlerine özel dijital tasarımlar hazırlayarak kişiselleştirme hizmeti sağladı. Kim olduklarını aslında bilmediğimiz Bored Ape Yacht Club’ın 2022 yılında piyasaya sürdüğü kriptoparası ApeCoin’le de ödeme kabul edeceğini belirtti. Tiffany & Co ise, CryptoPunk NFT’sine sahip olanlara özel olarak satılan ve tanesi 50 bin dolar değerinde olan kolye ucu piyasaya sürdü. 2017 yılında CryptoPunk NFT’sini ücretsiz olarak mint* edip şu an en az ortalama 100 bin dolar fiyata ulaşan Punk NFT’lerini ellerinde bulunduranlar, bundan birkaç yıl önce Tiffany & Co’nun hedef kitlesi içinde değillerken, artık ünlü mücevher markasının özel tasarım yapmak istediği kişiler arasında yer alıyorlar.
Rota yeniden oluşturuluyor
Lüks moda markaları kriptoekonomideki yerlerini sağlamlaştırarak kriptomilyonerlere rotalarını oluştururken, doğru bir kanaldan ilerliyorlar gibi görünüyor. Zira markaların kriptopara birimiyle ödeme almasını sağlayan şirket TripleA, kriptopara kullananların ortalama harcamalarının 450 dolarken, kriptopara kullanmayan kişilerin ortalama harcamalarının 200 dolar olduğunu ortaya koyuyor. Kriptopara birimleri, NFT ve Metaverse projeleri hâlâ bazı kesimler tarafından “bir balon” olarak tabir edilse de ortaya çıkan veriler ve lüks markaların şu an dünyadaki ekonomik dalgalanmaya rağmen bu alana büyük yatırımlar yapmaları bize ekonominin yeni bir bölümünün blok zinciri üzerine yazıldığını gösteriyor. Moda yine bu yeni paradigmanın aynası olurken, belki de ileride “NFT Çanta Satın Alma Endeksi” veya “Moda Mağazalarında ApeCoin Harcama Endeksi” gibi farklı verilerin ekonominin geleceğine dair yeni göstergeler oluşturmalarına tanıklık edeceğiz.
*Bir NFT projesinin ön satışında ya da projenin ilk satışa sunulduğu tarihte, ilgili projenin internet sitesi üzerinden kriptopara cüzdanı aracılığıyla söz konusu NFT’nin birincil olarak satın alınma işlemi.