Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Megan Fox, gece ikiden sonra mumları yakıp hüzünlü bir keman eşliğinde bir şeyler yazmaktan hoşlanıyor. İlk denemelerini kimse okumadı ve onları değerlendirmeye almadan çabucak çöpe atma eğilimindeydi. "Çok büyük olasılıkla altın değerinde olan denemelerdi, açıkçası," diyor, attığı şeyleri düşünerek. "Bu tekniği önermiyorum."
O süreçten, ilk şiir koleksiyonu Pretty Boys Are Poisonous ortaya çıktı. Melankoli ve kalp kırıklıkları üzerine olan bu eser, Fox'un yıllar içinde yazdığı metinleri, günlük yazılarını, mektupları içeren ve kadınların uzun süredir günlük yaşamımızın dramını ve tiyatrosunu araştırdığı yerlerden ilham alan bir meditasyon adeta.
Kadın duygularının geniş yelpazesine dair sanatın altın çağı ortasında, Fox'un kitabı Fleabag, Lemonade ve hatta Sour gibi eserlerle iyi bir uyum içinde. Vogue'a yazdığı bir e-postada Fox, "Kadınlar olarak, kolektif bir şekilde binlerce yıl boyunca travma ve acı taşıyoruz," diyor. "Şimdi, ilk kez, patriarkiye karşı isyan edebildiğimiz bir dönemdeyiz. Bu kitap, sadece bunun bir yansıması."
Oyuncu olarak bilinse de Fox için yazı yazmak yeni bir alan değil; çocukluğunda ailesi için şiirler kaleme alırdı. "Kardeşim için bir tane yazdım, hâlâ çerçeveli duruyor. 8 yaşındaki biri için fazla acı ve tasaya sahip," diye hatırlıyor. "Ben böyleyim işte, insanların da dedikleri gibi yaşlı bir ruh..."
Fox'un kitabı ele alınan konu yelpazesi ile aşk bağımlılığı, istismar, izolasyon ve travmayı içeriyor. Yazıları günlüğünün sayfaları arasında veya arkadaşlarıyla yaptığı grup sohbetlerinde kalabilirdi. Neden yayınlamak istediğini ise Fox şöyle açıklıyor: "Açıkçası, bunu bedenimden atmalıydım. Her şeyi yazıp yakabilirdim ama sonra platformumun ne anlamı var? diye düşündüm. Tüm bunları sessizce evrene göndermek için neden bunları yaşadım? Umudum, birinin bir yerde sınırlarını fark edebileceği veya belirleyebileceği. Umarım biri kendini görülmüş hisseder ve kendi acısını sanata dönüştürmeye teşvik edilir." Megan Fox, ilk kez yayıncılığa başlarken, yazının devamında onun hayatını değiştiren beş kitabı keşfedin.
The Body Keeps the Score
Dürüst olmak gerekirse, bu kitap kolay okunabilen türden bir kitap değil. Klinik olarak açıklamalar bulunduruyor. Vücudun duygusal travmayı nasıl depoladığını ve bunun nasıl kronik hastalık olarak ortaya çıktığını açıklıyor. Bana hastalığın aslında hastalık (zihinsel/duygusal huzursuzluk) olduğu fikrini kazandırdı. Bence bu özellikle de TSSB'den muzdarip herkes için önemli bir okuma.
Journey of Souls
Bu kitap hayatımı değiştirdi. Reenkarnasyon felsefesi küçük bir çocukken bile bende her zaman yankı uyandırdı. Bana bunu pratik bir şekilde gerçekten anlamam için bir bakış kazandırdı. Yazar, bir regresyon terapistiydi adeta. Ruhun ölümden sonra ve bir sonraki reenkarnasyondan önce nereye yolculuk yaptığını ayrıntılı olarak anlatıyor. Büyüleyici ve aynı zamanda rahatlatıcı.
Jonathan Livingston Seagull
Bu kitabı çok küçükken okumuştum. Sanki annem bunu bana yaklaşık 10 yaşımdayken vermiş gibi hissediyorum. Jonathan'ın kendine özgü kimliğini korurken bir yandan da ait olma ve bir şeyin parçası hissetme mücadelesiyle derinden özdeşleştiğimi hatırlıyorum. Modası geçmiş ve sınırlayıcı görünen fikirlere veya yaşam tarzlarına uymayı reddettiği için dışlanmak, daha fazlasını aramak, gördüklerimizin ötesinde bir şeylerin yattığını bilmek, hayatımıza yön veren sonsuz bir varlığın ya da aklın olduğunu bilmek, bu akıldan ayrı kalmanın, başlangıcımızdan, sonsuzluğumuzdan ayrı kalmanın üzüntüsünün arayışına girebileceğiniz türden bir kitap. 5. sınıftaki varoluşsal krizimin sorumlusunun bu kitap olduğuna inanıyorum.
Soul Retrieval
Şamanizm üzerine okuduğum ilk kitap. Bu kitabı ilk ruh yolculuğumu yapmak, ruh hayvanımı keşfetmek, egomu törpülemek, başkalarına karşı yaptığım incitici söz ve eylemleri yakmak veya temizlemek ve ruhumun çalınan parçalarını geri getirmek için kullandım.
Chariots of the Gods
Bu kitabı okuduğumda çok net hatırlıyorum neredeyse komik bir Aha! anı yaşadım. Her zaman Indiana Jones olmak, antik eserleri keşfetmek ve nereden ve neden geldiğimize dair asırlık soruları yanıtlamak istedim. Bu, İncil'deki hikayelerin (çok dindar olarak yetiştirildim), binlerce ve binlerce yıl boyunca birçok kıtada ve insanda anlatılan bir hikayenin parçası olduğunu ilk kez fark ettiğim zamandı. Ya tüm bu dini metinlerdeki "tanrılar" aslında uzaylılar olsaydı ve ben asla aynı olmasaydım?